Señorita Çeviri İspanyolca
30,032 parallel translation
Hanımefendinin bunu duymak istediğine eminim, öyle değil mi?
Estoy seguro de que a esta señorita le encantaría oír hablar de eso, ¿ eh?
Henüz kesin kararımızı vermiş değiliz hanımefendi ama ona bir hayvan saldırmış olabilir.
Mantenemos la mente abierta, señorita, pero puede haber sido un animal lo que lo atacó.
Lütfen... - Alo?
¿ Me oye, señorita?
Hanımefendinin kartı reddedilmiş.
Han rechazado la tarjeta de la señorita.
Bunu Bayan Haleton'un komodininde bulduk.
Encontramos este... en la cabecera del cajón de la señorita Haleton.
Bayan Haleton'la tartıştığınızı hatırlamıyor musunuz?
Y definitivamente no recuerda a discutir con la señorita Haleton?
Bayan Haleton'u vurmadığınızı iddia ediyorsunuz, o halde sanki suçluymuş gibi niye olay yerinden kaçtınız?
Bueno, estás manteniendo que no le disparó a la señorita Haleton, por lo ¿ por qué huir de la escena como si lo hizo...?
Siz götürmediyseniz nasıI Bayan Haleton'ın dairesine nasıI gelmiş olabilir?
¿ Cómo se presentó en el apartamento de la señorita Haleton, si no llevarlo con usted?
Bayan Haleton'ın iş yerinden çalınmış Ming dönemi vazosu kasanızda bulundu.
A la antigüedad era Ming robado de trabajo de la señorita Haleton en su bloqueo.
Üzgünüm küçük hanım.
No discutas, señorita.
Miss Lang'in rem uykusu konusunda anlattıklarını anladın, değil mi?
Has entendido lo que la señorita Lang decía sobre el sueño paradójico, ¿ no?
Bu şey hakkında kendinizi iyi hissetmek için fransızcamı mazur görün, bayan, yaptığınız şerefsizlik için.
Desea limpiar su conciencia por disculpe, señorita, habernos cagado.
Yemeniz gerekiyor hanımefendi.
Tiene que comer, señorita.
Sizinle sohbet edemem hanımefendi.
No voy a entablar conversación, señorita.
Sohbet edemeyiz hanımefendi.
No vamos a entablar una conversación, señorita.
Battaniyeyi almam lazım hanımefendi.
Entrégueme la manta, señorita.
Battaniyeyi verin hanımefendi.
Entrégueme la manta, señorita.
- Hanımefendi.
- Señorita.
- Üzgünüm hanımefendi.
Lo lamento, señorita.
Evet hanımefendi, böylesi daha güvenli.
Sí, señorita. De ese modo es más seguro.
- Bence öyle değil hanımefendi.
No sabría decirle, señorita.
Yönetmeliğe aykırı hanımefendi.
Eso va contra las normas, señorita.
İyileşmeniz gerek hanımefendi.
Debe recuperarse, señorita.
Evet hanımefendi.
Sí, señorita.
Bayan Ives.
¿ Señorita Ives?
Bakar mısınız Bayan Ives?
¿ No quiere echar un vistazo, señorita Ives?
Bayan Ives, ilerleme göstermezseniz sizi ameliyat edecek.
Señorita Ives, si no muestra signos de mejoría, recurrirá a la cirugía.
Bayan Ives, iyileşmeniz gerek.
Señorita Ives, tiene que mejorar.
Bayan Ives?
¿ Señorita Ives?
Hoşça kalın Bayan Ives.
Adiós, señorita Ives.
Küstahça konuşmaya devam ederseniz beni gergin göreceksiniz bayan.
Parece un poco tenso, ¿ sabe? Bueno, ya te estás pasando... señorita, vas a verme tenso.
Babanızın sahneye çıkışını kaçıracak olmanız gerçekten çok yazık Bayan Gordon.
Es una verdadera lástima que se pierda el debut de su padre, señorita Gordon.
Evet, bu eve tekrar bir kadın girmesi hoş oldu.
Sí, es agradable volver a tener a una señorita en casa.
Bayan Ives!
¡ Señorita Ives!
Senin için ne yapabilirim peki Bayan...
Pues bien, ¿ qué puedo hacer por usted, señorita...?
Bayan Ives.
Señorita Ives.
Müze 10 dakika sonra kapanıyor hanımefendi.
El museo cierra en diez minutos, señorita.
İlla bir unvan istiyorsan "Madam".
Señorita, si le gustan los títulos.
Bayan Lily, biz ne zalim ne de barbarız.
Señorita Lily, no somos crueles y no somos salvajes.
Bu gece Bayan Jenny ve Efendi Joe ile sinemaya gidiyoruz.
Vamos a ir al cine esta noche con la señorita Jenny y el maestro Joe.
Bayan Jenny bu akşam Mabie'nin barına gidecekti.
Y creo que la señorita Jenny sirve copas en Mabie's Tavern esta noche.
Bir sorun mu var Bayan Lance?
¿ Algo va mal, señorita Lance?
Bayan Montgomery ile biraz yalnız konuşmam mümkün mü acaba?
¿ Sería posible hablar con la señorita Montgomery a solas?
Bayan Montgomery, bir şey mi unuttunuz?
Señorita Montgomery, ¿ has olvidado algo?
- Peki ya Bayan Venedikton?
Y lo de la señorita Venediktov?
iyi misiniz bayan?
¿ Se encuentra bien, señorita?
Bayan?
¿ Señorita?
Bayan Emerson Oteli'nin kati kiyafet kurallari vardir.
Señorita... el Emerson tiene un código estricto de vestimenta.
Bayan Emerson Oteli'nin katı kıyafet kuralları vardır.
Señorita, el Emerson tiene un código de vestuario estricto.
Bayan.
Señorita...
Bayan ellerinizi oradan çekmenizi istemek zorundayım.
Señorita, voy a pedirte que saques las manos de ahí.