English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Shakaar

Shakaar Çeviri İspanyolca

59 parallel translation
Sen ve o küçük Shakaar direniş hücrendekiler aynı şeyi söyleyebiliyor musunuz?
¿ Pueden decir lo mismo, usted y su comando Shakaar de resistencia?
Şimdi orada durup, Shakaar ve onun temsil ettiklerinin aşağılamasını dinlemek zorundayım.
Ahora tengo que oírle menospreciando todo por lo que el Shakaar luchaba.
O zaman, senin Shakaar'la birlikte olduğunu nerden biliyor?
¿ Cómo sabía que luchó en el Shakaar?
Yani Başbakan Shakaar'a istifa ederek çiftçiliğe dönüp dönmeyeceğini sormayacak mısın?
¿ No irá pedirle al primer ministro Shakaar que se vaya a arar tierras?
Belki Başbakan Shakaar ile Yıldız Filosu'nun tebliği hakkında konuşabilirim...
Podría hablar con el primer ministro Shakaar para que enviara...
Yıldız Filosu bilimi, polaron radyasyonunun değişken psikolojisi üzerinde istikrar bozucu bir etki gösterdiğini ortaya çıkardığını düşünüyor.
Espero que el primer ministro Shakaar sepa la suerte que tiene. Shakaar no es el padre.
Ümit ederim Başbakan Shakaar ne kadar şanslı bir adam olduğunu takdir eder. Shakaar babası değil.
Considérenlo el pago por el uso de mi nave.
Konuşmamız gereken şeyleri senin duymana gerek yok. Beni dışarıda bekle.
Estáis al tanto de la mayor Kira y del primer ministro Shakaar.
Başbakan Shakaar'ın yaklaşan ziyaretini protesto ediyormuş.
Protestaba contra la visita del primer ministro Shakaar.
"Shakaar, Federasyona katılma başvurusunu geri çekmeli" yazan broşür dağıtıyormuş.
Sus panfletos piden que Shakaar no se anexione a la Federación.
Shakaar gelene kadar o duvarı mutlaka temizlet.
Que deje esa pared impoluta antes de que llegue Shakaar.
Shakaar'ın aracı az önce yanaştı.
Shakaar acaba de atracar.
Umarım Shakaar'ın toplum önündeki konuşma becerisi düzelmiştir.
Espero que se le dé mejor hablar en público.
Sanırım biri Başbakan Shakaar'a suikast yapmayı planlıyor.
Alguien planea asesinar al primer ministro Shakaar.
Shakaar her ölümle tehdit edildiğinde toplum karşısına çıkışı iptal edilse ofisinden hiç dışarı çıkamaz.
Si cancelara los actos públicos siempre que le amenazaran, no saldría de su despacho.
Burada vergileri yükselttiği için Shakaar'a tehdit mektubu yazan canı sıkkın bir esnaftan bahsetmiyoruz.
No se trata de un comerciante descontento que amenaza a Shakaar por haber subido los impuestos.
Kesinlikle olmaz. Hiçbir şey Shakaar'ın bu delegelerle yarınki toplantısını engelleyemez.
Nada impedirá que Shakaar se reúna con los delegados.
Kararı Başbakanın vermesi daha iyi olmaz mı? Olur.
¿ No debería decidirlo Shakaar?
Ben de. Shakaar teröristlere taviz verilemeyeceğini herkesten daha iyi bilir.
Shakaar sabe mejor que nadie que no se pacta con los terroristas.
Güvenlik Şefi, Shakaar'ın ziyareti süresince istasyondaki güvenliği artırmanı istiyorum.
Extreme la seguridad en la estación mientras dure la visita de Shakaar.
Shakaar'ın odasıyla subay salonu arasındaki koridor boşaltıldı.
Los aposentos de Shakaar están protegidos.
- Çok kötüyüm ama bu bana Shakaar'ı desteklemek için Vedek konseyinde konuşma fırsatı verecek.
Pero me brindará la oportunidad de convencerle de que nos respalde.
Shakaar'ın toplantısıyla ilgili bilgileri satmak istiyordun sanırım.
¿ Esperabas vender información sobre la reunión de Shakaar?
Üstelik Shakaar'a aşık olmasından da kaygılanıyorsun.
Y le preocupa que se haya enamorado de Shakaar.
Bu sabah Shakaar'la birlikte içtim.
Ya he tomado uno con Shakaar.
Shakaar'a istasyonu gezdireceğime söz vermiştim.
Le prometí a Shakaar que le enseñaría la estación.
- Öyle mi? - Saygısızlık etmek istemem ama,... sandalyede oturup duvara gözlerini dikmenin Shakaar'ın katilini yakalamaya nasıl yardım edeceğini anlamıyorum.
Con todos los respetos, mirar fijamente a la pared no le ayudará a capturar al que intenta asesinar a Shakaar.
Başbakan Shakaar, Binbaşı Kira'nın odasında efendim.
- Shakaar está con la mayor Kira.
Başbakan Shakaar'a saldırının faili.
Es el responsable del atentado contra el primer ministro Shakaar.
Arabirimi, çevresel kontrolleri bozup Shakaar'a ait odanın hava basıncını düşürmek için kullanmaya çalışıyordu.
Intentaba despresurizar los aposentos de Shakaar saboteando los controles ambientales.
- Kira'yla Shakaar.
¿ Quiénes? Kira y Shakaar.
3 nolu sanal odadalar. Shakaar gitmeden önce yarın yapacağı konuşmanın provasını yapıyorlar.
Están ensayando el discurso que pronunciará antes de marcharse.
Shakaar'ı görmeye gidiyorum. Bütün hafta boyunca yaptığım en iyi fikir. İyi yolculuklar.
De noche, cuando salen las estrellas y solo se oye el sonido del agua quizá sea el lugar más romántico de Bajor.
Tamam.
Iré a ver a Shakaar.
Shakaar beni Jalanda Şehirdeki en sevdiğim restorana götürmüştü. Peş peşe bahar şarabı içirdikten sonrada evine götürüp Kolaish baharat yağıyla masaj yapmıştı.
Shakaar me llevó a mi restaurante favorito de Jalanda, no dejó de servirme buen vino, me llevó a su casa y me dio un masaje con aceite de kolaish.
Bu arada Binbaşı, senle Shakaar hakkında duyduklarım neyin nesi?
Por cierto, ¿ qué rumores he oído sobre usted y Shakaar?
İlk olarak, Shakaar eski bir arkadaşım.
Primero, Shakaar es un viejo amigo.
Shakaar'ın kadınlara karşı olan başarısını hep takdir ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Siempre he admirado el éxito de Shakaar con las mujeres.
Hayır, hala Shakaar ile. Dahkur bölgesi civarında seyahat ediyorlar.
No, sigue con Shaakar, viajando por la provincia de Dahkur.
Binbaşı Kira'yla Başbakan Shakaar şu anda birlikteler.
La mayor Kira y el primer ministro Shakaar están saliendo juntos.
Sen gidiyorsun. İlk Bakan Shakaar netti.
Shakaar ha sido muy claro.
Shakaar buraya gelene kadar rahatlaması mümkün değil.
No se relajará hasta que llegue Shakaar.
Shakaar'la uğradık.
Shakaar y yo pasamos por allí.
Sence bu Shakaar direniş hücresinin tüm eski üyelerine yönelik bir tehdit mi?
¿ Es una amenaza a antiguos miembros de la célula de resistencia de Shakaar?
Hayatta kalmış çoğu Shakaar üyesi ile bağlantı kurdum. onları her ihtimale karşı önlem almaları için uyardım.
Avisé a los miembros supervivientes para que tomaran precauciones.
Ve Shakaar direnç hücresine karşı bir kan davası var.
Es una vendetta contra la célula de resistencia de Shakaar.
Shakaar ile birlikte olduğumu nasıl bildin?
¿ Cómo sabía que estuve en el Shakaar?
Binbaşı Kira ve Başbakan Shakaar'ı biliyorsun.
Que me habéis causado esto.
Sanırım Binbaşı Kira'yla Shakaar...
Por lo que veo, la mayor Kira y Shakaar están...
Shakaar gibi mi?
¿ Como Shakaar?
Detepa Konseyinin ikna kabiliyetli genç üyesi ve arkadaşın Shakaar gibi kadınların peşinden koşan biri.
Y, como su amigo Shakaar, muy aficionado a las mujeres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]