Shelly Çeviri İspanyolca
1,850 parallel translation
Shelly Mizer?
¿ Shelly Mizer?
Eğer bunu başaracak birisi varsa, o sensin, Shelly.
Si alguien merece esto, ésa eres tú, Shelly.
Los Angeles'ta arkadaşım Shelley'i ziyaret ediyordum.
Yo estaba... en Los Ángeles visitando a mi amiga Shelly.
Ben Shelly Soentpiet.
Soy Shelly Soentpiet.
Shelly, kataloğu ondan al.
Shelly, quítale ese catálogo.
Hepimizi tanrı yarattı Shelly.
Dios nos hizo a todos nosotros, Shelly.
Şimdiye kadar başıma gelen en güel şeysin, Shelly.
Tú eres lo mejor que me ha pasado, Shelly.
Shelly Soentpiet.
Shelly Soentpiet.
Bana yardım etmiyorsun, Shelly.
No me estás ayudando, Shelly.
Shelly!
¿ Shelly?
Çok komik Shelly.
Muy gracioso, Shelly.
Shelly, Bill icin part-time işe geri döndü.
Shelly volvió a trabajar para Bill, a tiempo parcial.
- Çocuklar, bu Shelly. Benimle pembe dizi dergisi için röportaj yapıyor. Shelly, bunlar da arkadaşlarım.
Shelly está entrevistándome para una revista famosa.
Tıpkı bu zavallı Shelly gibi.
Como la pequeña "Cascarita."
Bunu merkeze götürmek zorundasın. Dostunuz Shelly Berger'la konuş.
Vas a tener que llevárselo a Shelly Berger y discutirlo con él.
Ona Shelly ( kabuk ) diyorum.
La llamo Cascarita.
Shelly'yi görürsem haber veririm.
- Si veo a Shelly, le diré...
Hey Bernie, Shelly seni 11 numarada istiyor.
Hola, Bernie. Shelly te necesita en la 11.
Daha önce Shelly'yle konuştum. Masalara geçmesini istiyor.
Hace un rato hablé con Shelly, quiere que ella atienda las mesas.
Sen Shelly'ye bir şey mi dedin?
¿ Le dijiste algo a Shelly?
Shelly, geldiler.
- Shelly, aquí están.
Shelly, sana en başarılı müdürlerimizden...
Permíteme presentarte a nuestro más brillante vicepresidente.
Nasılsın Shelly?
- ¿ Cómo estás?
- Shelly, bu çok zeki bir çocuk.
Este chico es muy inteligente.
Shelly, sana büyük bir saygı duyduğumu bilmeni istiyorum.
Quiero que sepas que te tengo el mayor de los respetos.
Bu konuda rakamlar seni desteklemiyor Shelly. Beni yanlış anlama.
No me lo tomes a mal, pero los números no de tan la razón.
7 gün Shelly, bu kadar yeter.
Siete días y me largo de aquí.
Seni seviyorum Shelly.
Ay, Shelly. Te amo.
- Hey, Shelly.
- Hola.
Beni çıkmaya hiç ikna etmemeliydin Shelly.
Nunca debiste haberme pedido que cantara.
Anlayacağın Shelly, bu trajik çünkü... ....bu yaşlı aslanın günleri geçmiş. Bunun farkında değil.
Ves, es trágico porque... el viejo león está para jubilarse... pero no lo sabe y sería mucho más sencillo para él si se fuera...
Shelly. Bir dakikan var mı?
¿ Tienes un minuto?
Shelly, bu Johnny Cappella.
El es Johnny Cappella.
- Nasılsın Shelly?
- ¿ Cómo estás?
....dolar borcum vardı. Shelly'yi çok zor durumda bırakmıştım.
Lo puse a Shelly en una situación incómoda.
Her neyse, Shelly'yle bir ödeme planı yaptık.
Shelly y yo arreglamos un plan de pagos.
Yıllar önce, Shelly'yle birlikte yaz için Coney adasında çalışıyorduk. Ve dolu cüzdanlı birini gördüğümde onu tebeşirle işaretlerdim. Elime sürerdim ve şöyle derdim.
Hace años, Shelly y yo trabajábamos durante el verano en Coney Island y cuando yo veía un tipo dispuesto a abrir su la billetera repleta lo marcaba con una tiza.
Adamın anlamadığı şey içeri girdiğinde Shelly'nin onu...
Lo que el tipo no se daba cuenta es que mientras seguía caminando
....bir mil öteden görebildiğiydi.
Shelly lo veía desde un kilómetro.
Evet, filmi izledik Shelly. Demek istediğin ne?
Sí, ya vimos la película, ¿ qué quieres decir?
Shelly, söylediğin şeyler doğru.
Tienes buenos argumentos, ¿ eh?
Shelly, ben büyük bir adamım. Başımın çaresine bakabilirim.
Soy un tipo grande, sé cómo cuidarme solo.
Özür dilerim Shelly, bugünlerde pek işe yaramıyorum.
Perdona, estoy medio mal estos días.
Shelly dur bir saniye.
Espera un segundo.
Hayır! Shelly, bekle. Bekle.
Espera, espera.
Hayır, Shelly.
No, Shelly.
Hey Doris, Shelly'yi buralarda gördün mü?
Dime, Doris, ¿ has visto a Shelly por aquí?
Shelly.
§ Te estás volviendo hábito §
Sadece yüzeyi tarayabiliyoruz Shelly.
Apenas estamos rozando la superficie.
Hadi, tanrım, Shelly.
Vamos, Dios.
Neden saçmalık Shelly?
¿ Por qué es un farsa?