Shirt Çeviri İspanyolca
566 parallel translation
Ramton'daki o Yahudiyi boğmuştun, kolsuz gömleğini yıkarken.
Aw, you drowned that Jew in Rampton as he washed his sleeveless shirt,
T-shirt giyiyordu, uzun saçlıydı ayrıca. - Sence kaç yaşında birisiydi?
- ¿ Cuántos años cree que tenía?
François Reichenbach! T-shirt'ün hakkında konuşmuştuk değil mi?
François, sabes, estamos hablando acerca de tu camisa, Reichenbach.
Etrafta mavi bir t-shirt gördünüz mü?
¿ No vieron una camiseta azul por ahí?
Paul, ezicimin yanında mavi t-shirt vardı, gördün mü?
Paul, ¿ viste una camiseta azul con mi barra?
O T-shirt nerden aldın?
¿ Dónde conseguiste esa camiseta?
Şey, T-shirt'ü isyancılardan çaldım.
Oh, La pillé cuando estaba en apuros a los, uh, Sedicionistas.
Bu çorap, t-shirt, gömlek ve sandalyeleri içeriyor... İç çamaşırı ve özellikle de ayakkabılarımı.
Eso incluye calcetines, camisetas, sillas bragas y en especial a mis zapatos.
Şimdi sıra geleneksel T-Shirt değiştirmede, ve hatırlatmak isterim ki
Ahora es el momento del tradicional intercambio de camisetas, y recuerdo, eso...
Bu, benim iç yapımın bir T-shirt'e basılmış hali.
Es como de Halloween. Es mi estructura interna exacta plasmada en una camiseta.
T-Shirt'ümde "ahmak" yazdığını mı sanıyorsun?
¿ Ves la palabra "idiota" escrita en mi camisa...?
Haftaya, Hristiyan T - Shirt Shop'a karşı oynayacağız.
La semana que viene, jugamos contra la tienda de camisetas "Christian".
- Güzel t-shirt.
- Linda remera.
Al sana uyumak için bir t-shirt verdi mi?
¿ Al te pasó alguna polera para dormir?
Bu doğru değil işte. Az parayla T-Shirt alabilirsiniz, tatil yerinizden fotoğraflar ve mektuplar bile...
Por un pequeño suplemento recibirá una camiseta, fotografías de sus vacaciones y también cartas de...
Doğru. Renkli t-shirt dolu bir kurutucuda!
.Con la secadora llena de camisas desteñidas!
- Güzel, anneme bir t-shirt almam lazım.
- Necesito comprar un polo a mi mama.
Kesinlikle temiz T-shirt değil.
Ciertamente no fue una camiseta limpia.
Em sevdiğim T-shirt.
¡ Mi ropa favorita!
Tek t-shirt giyen neden o?
¿ Por qué ella es la única que lleva camiseta?
Kendini ıslak bir t-shirt'le sergiliyorsun.
Paseándose por ahí con la remera mojada.
Bu senin. New York Knicks t - shirt'ünün bir parçası.
Es de su camiseta de Knicks de Nueva York.
- Evet, ona bir t-shirt verin.
- Oh, sí, dale una remera.
Ayrıca, oraya yazıldığında havalı bir t-shirt de veriyorlar.
Sí, y te dan una remera gratis cuando te inscribes.
Eminim bu hikâyeler çok fazla T-shirt sattırıyordur.
Esas historias deben vender muchas camisetas.
Zeyna bizden toplayabildiğimiz kadar t-shirt toplamamızı... onları ıslatmamızı... onları hava torbaları gibi kullanmamızı ve yerin altındaki nehir suyundan kaçmamızı istiyor.
Mira Xena quiere que juntemos todas las camisas que podamos las mojemos, las usemos como bolsas de aire y escapar por debajo del río.
- T-shirt dedim... t-shirt, şort değil.
Dije camisas... -... camisas, no calzones.
T-shirt, şort... herneyse.
- Camisas, calzones, lo que sea.
Yarın o t-shirt'ü okulda giyip...
Triunfarás en la escuela.
T-shirt'ün nerede senin?
¿ Dónde está tu camisa?
Şort, t-shirt, bir de gülümseme.
Pantalones cortos, una camiseta y una sonrisa.
Shirt, shoes, sneakers, socks! Greg Montgomery totally rocks! - Haberleri duydum.
Camisa, zapatos, zapatillas, calcetines Greg Montgomery va en patines.
Seninle Quinn'in T-shirt'ü için anlaştığımızı sanıyordum.
Pensé que habíamos hecho un trato con la camiseta de Quinn.
Bitti. Şimdi lütfen grubu lanetleyip dağılmalarına neden olmadan önce Van Halen t-shirt'ümü çıkart.
Quítate mi camiseta de Van Halen antes que le des mala suerte y la banda se separe.
Bana hislerini söylemek için gelmiş ve kapıyı üzerinde sadece benim Van Halen t-shirt'üm olan Linda açmış.
Ella fue a decirme que me amaba y Linda abrió la puerta con mi camiseta de Van Halen.
Sadece öyle bıraktı. Pis t-shirt ü kesiğin üstüne koyup haftalarca takıldı.
Sólo se la envolvió... en una camiseta sucia y así la dejó por semanas.
Bir sivil gibi üzerine bit t-shirt ve tulum giyinmiş. Polis teşkilatı, ajanın temasa geçmiş olmasından şüpheleniyor...
La policía sospecha que debe haber intentado...
Bir Tide reklamı : "Eğer tamamen kana bulanmış bir t-shirt'ünüz varsa belki de o an kuru temizleme en büyük sorununuz değildir."
El comercial : "Si tienes una mancha de sangre en la camisa tal vez la lavandería no sea tu mayor problema ahora".
Eric, yukarı çık... ve büyük annenin sana aldığı t-shirt'ü giy. Eric, burda kal.
Eric, sube y ponte esa remera que te regaló tu abuela.
O t-shirt'ü giyme.
Esa camiseta no te la pones
T-shirt sattırabilir ama takımımı parçalıyor!
Ese tipo venderá muchas camisetas, pero está separando al equipo.
Terrance ve Phillip t-shirt'u giyen herkes derhal eve gönderilecektir.
Todo el que la lleve será enviado a su casa inmediatamente.
Haftada 90 saat. T-shirt'i beğendin mi?
Noventa horas semanales.
Çıkışta Galaxy Quest T-shirt'leri almayı unutmayın.
No se olviden de comprar remeras de Galaxy Quest en su camino de regreso.
ve bunu kanıtlayan bir t-shirt giyiyordu.
No, está muerto. Lo sé, soy policía.
Veya bir t-shirt filan.
Vale. Lo que sea.
kırmızı bir t-shirt... Woori nin verdiği beyaz kilot... ve beyaz çoraplar.
Una camisa roja bragas blancas que me regaló Woori
En azından t-shirt'ünü değiştiremez miydin?
¿ No pudiste cambiarte la camiseta, al menos?
T-shirt.
La camiseta.
Çocuklar hangi beden T-shirt giyiyorlar?
Quiero comprarles algunas camisetas.
Yerde, t-shirt'ümün altında.
Está en el suelo bajo la camisa.