Silk Çeviri İspanyolca
218 parallel translation
Omuzunu silk bakalım.
No quieres cantar. Va a gritar.
Baba, bana bir paket "Silk Cut" getir!
Pá, tráeme un paquete de Silk Cut.
O-silk düğüm ve 14 çaplı anjiyokat ver.
Dame un hilo de seda y un angiocath del 14.
Ona güvenmedim, o yüzden benimle Silk'te buluş dedim.
No confiaba en él, lo cité en el casino de Silk.
Silk'te durum nedir?
¿ Cómo vas con Silk?
Silk'i halledebilirim.
Yo puedo con Silk.
Silk'in kumarhanesi.
Es el casino de Silk.
N'aber, Silk?
¿ Qué cuentas, Silk?
Fakat Silk burada kalacak.
Pero Silk se va a quedar aquí.
Baba, Silk'i öldürdüğünde oradaydım.
Le disparó, papá. Yo estuve ahí cuando mató a Silk.
Yeğenim, Jimmy Silk.
Mi sobrino, Jimmy Silk.
O olsaydı Silk'in... kimin için çalıştığını bulmamızda bize avantaj sağlayabilirdi.
Ese tipo de información podría dar una ventaja a quienquiera para quien Silik esté trabajando.
Birkaç bira iç. Bu işi üzerinden silk at.
Bebes una cerveza para librarte de esto.
Bu Batı Massachusetts'deki Athena Üniversitesi'nin profesörü ve fakültenin dekanı Coleman Silk.
Este es Coleman Silk, una vez el poderoso decano y profesor de Clásicos en el Colegio Atenas de Massachusetts.
- Ama Dekan Silk... - Bitirmedim!
- Pero Decano - - ¡ No he terminado!
Iris Silk bir kaç saat sonra kocasının kollarında öldü.
Iris Silk murió unas horas después en los brazos de su esposo.
Kim olduğumu biliyor musun?
¿ Decano Silk?
- Dekan Silk mi? - Dekan Coleman Silk.
Decano Coleman Silk, tiene razón.
Doğru. Emekli olmak üzereyken istifa eden Dekan Silk.
Recién retirado, y ahora renunciante.
İşte Coleman Silk ile dostluğum böyle başladı.
Así comenzó mi amistad con Coleman Silk.
Siz ne dersiniz Bay Silk?
¿ Tú qué crees, Sr. Silk?
Hepsi bu.
Eres "Seda" Silk, eso es todo.
Clarence Silk, Julius Sezar'ın bu cümlelerini iyi biliyordu.
Clarence Silk conocía bien estas palabras de Julio César.
Clarence Silk tanıdığım en iyi adamdı.
Clarence Silk fue el mejor hombre que conocí.
Ağırlığındaki Coleman "Silky" Silk dövüşecek!
Coleman "Seda" Silk.
Coleman Silk ve karısı Iris sansürcü ve zorlayıcı bir toplum tarafından ihanete uğradılar.
Coleman Silk y su esposa Iris fueron traicionados... por la estupidez moral... de una comunidad censuradora y coercitiva.
- Ben Coleman Silk'in kız kardeşiyim.
Soy la hermana de Coleman Silk.
Ben, edebiyat profesörü zenci Coleman Silk olmak istemiyorum.
No quiero ser Coleman Silk, profesor negro de literatura clásica.
Babamdan sonraki Silk erkeklerinin hepsi çok kararlıdırlar.
Todos los hombres Silk, de mi padre para abajo, son muy decididos.
Bu Coleman Silk'in karmaşık hayatı ve acı düşüşleriyle ilgili bir hikaye.
Esta es la historia... de la difícil vida y... amarga caída de Coleman Silk.
Silk, arka kapıyı kapat.
Silk, cierra la retaguardia
Silk.
Silk. ¡ Agáchense!
Bu insanları hazırla. Hemen. Silk silahlarını ve cephanelerini al.
Prepara a esta gente para irse Ahora mismo. agarra sus armas y sus municiones
- Silk öldü.
siik murio.
- Silk Brown, bebek.
- Silk Brown, amigo.
Silk bu senaryoyu kurtardı, adamım.
Silk consiguió este guión que es una bomba, amigo.
USA takımının ilk ekibinde de Mark Johnson, MacCalligin ve Dave Silky var.
El equipo de USA opone a Mark Johnson en el centro entre McClanahan y Dave Silk.
- Silk ortaya! - Silk!
McClanahan está jugando con garra a pesar de estar lastimado.
- Silk'ten, Johnson'a.
Silk para Johnson.
- Sakın uzaklaşma!
Regresa para Silk.
Silk ilerliyor.
Pasa para Silk.
- Doğru McClanagan'a gidiyor.
- ¡ Silk! ¡ Silk!
Gayret! - Şimdi pak Silk'te.
Regresa para Silk.
- Hadi Silk, yapabilirsin!
¡ Es la última! ¡ Vamos, Silky!
- Dave Silk geçiyor.
Dave Silk cruza.
Cinayeti takip ediyorum.
El no lamentable Decano Silk investigando el asesinato... ¿ Escuchó eso?
Hughes, Ross, O.J., Dellick, Porsch, Strawboul, Khristoff Marrow, Sooter, Ramsey, Janneson, Christian, Pablich Percotou, Baker, Harrington, Schneider, OCallahan, McClahagan Silk, Johnson, Craig, Cocks, Eruzione.
Hughes. Ross. Auge.
Suter yiyecek bir şeyler istiyor musunuz?
- Entrenar duro. Silk, ¿ quieren venir a comer algo?
Silk!
¡ Silky!
- Şimdi yine Silk'te.
- Por la zona neutral.
Dave Silky pakı alarak ilerlemeye çalışıyor.
Dave Silk con el disco por el costado.