Smithers Çeviri İspanyolca
542 parallel translation
Güzel atış, değil mi Smithers?
Súper, ¿ No?
İşte orada! Bir yanlışlık yok, değil mi Smithers?
- Ningún error, ¿ eh, Smithers?
Merhaba Smithers.
Hola, Smithers.
- Merhaba Smithers.
- Hola, Smithers.
Bradley Smithers, binanın çevresinde altı defa dolaştım!
¡ Bradley Smithers, ya le di seis vueltas a la manzana!
- Teşekkürler Bay Smithers.
- Gracias, Sr. Smithers.
Ama Smithers'ın eğlencesini bozmayayım diye burada indim.
Pero quise bajarme aquí para no arruinarle la noche a Smithers.
Düşünüyordum da, Smithers görse bayılırdı.
Estaba pensando que a Smithers le encantaría esto.
Görüyorsun ya Peg, aslında her şeyi Bay Smithers'ın kaynanası başlattı.
Verás, todo empezó con la suegra del Sr. Smithers.
Bizi arabasıyla Bayan Smithers götürecek.
Vamos. Nos va a llevar la Sra. Smithers.
Merhaba Smithers.
Hola, Smithers. ¿ Cómo estás?
Lee Smithers anlattı.
Me Io contó Lee Smithers.
- Smithers.
- Smithers.
Smithers, bunu korgenerala götür ve hemen doldur. Peki, efendim.
- Llévele esto al sargento mayor y que lo prepare todo enseguida.
Konferansı Albay Smithers veriyor, 007.
El coronel Smithers es el que da la conferencia, 007.
Ahizenizi mi değiştirdiniz Bay Smithers?
¿ Ha cambiado su auricular, Sr. Smithers?
Bay Smithers değilim.
No soy el Sr. Smithers.
Smithers.
Smithers.
- Smithers, Johnson, yardım edin!
- Smithers, Johnson, echad una mano.
- Smithers, silah ne durumda?
- Smithers, ¿ qué tal el brazo?
- Merhaba, Smithers.
- Hola, Smithers.
Çok iyi, Smithers.
Muy bonito, Smithers.
Smithers, her sene kendini biraz daha aşıyorsun.
Smithers, sus suculentas especialidades descollan cada vez más.
- Tabii ki. Smithers, ben genç bir delikanlıyken, patentli uzun atışım... ... bir sürü kisi tarafından eski Satchel Paige'inkine benzetilirdi.
Cuando era un jovenzuelo mi lanzamiento de tornillo era como la bola endemoniada de Satchel Paige.
- Tükür benim icin Smithers.
- Escupa esto por mí, Smithers.
Sahte Valentino'yu yarın sabah, görmek istiyorum, Smithers.
Smithers, quiero ver a nuestro Casanova mañana a primera hora.
Smithers, bize bir dakika, İzin verir misin?
- Espere. - Smithers, ¿ nos dejas solos?
Bunu nasıl yapıyor, Smithers?
- ¿ Cómo lo hace, Smithers?
Devam et, Smithers.
- Proceda, Smithers.
- Kes sesini, Smithers!
- ¡ Cállase!
Benim değerli ve bitkin Smithers'ım. Kıskançlık mı seziyorum?
Mi querido y cansado Smithers, ¿ percibo un toque de celos?
Bekleyin, bay Smithers.
Espere, Sr. Smithers.
Seni seviyorum Smithers Duygularım karşılıktan daha fazla, efendim.
- Lo quiero mucho, Smithers. - Lo mismo de mi parte.
Kov bu adamı, Smithers.
Despídalo.
Tut beni, Smithers.
Abráceme, Smithers.
Smithers, neden odadan çıkmıyoruz ve umalım ki, döndüğümüzde, para yığını yok olsun.
Smithers, ¿ por qué no salimos y quizás, cuando regresemos, la pila de dinero ya no estará.
Bak Smithers para veeee salak bir adam hala burada.
El dinero y un estúpido todavía están aquí.
- Smithers, devir şu masayı.
- Smithers, vuelque esta mesa.
Beni eve götür, Smithers.
Vamos a casa, Smithers.
- Smithers, istendiği zaman ateş.
- Smithers, fuego a discreción.
sonunda dünya sizi, benim sizi gördüğüm gibi görecek efendim evet. yüzü kızarmış cimri biri gibi olma, Smithers
Por fin el mundo lo verá como siempre lo vi yo. Sí. No sea tacaño con el rubor, Smithers.
tabiki hayır Smithers sen bir doktor gibisin
Claro que no, Smithers. Usted es como un médico.
Smithers!
¡ Smithers!
Smithers!
Smithers.
Geçtiğimiz hafta sonu ne yaptın, Smithers?
Sí. ¿ Qué hiciste tú este fin de semana, Smithers?
Sen de dibine kadar nasıl eğlenilir bilmiyorsun.
Vaya, Smithers, tú sí sabes ir de parranda.
Ee, Smithers... Senin küçümsediğin Homer Simpson yeni "Ayın Elemanı" mız olacakmış gibi görünüyor.
- Bien, Smithers parece que subestimaste a un tal Homero Simpson nuestro próximo empleado del mes.
Sen bozuklukları say dur, boşver gitsin.
Smithers, no sea mezquino, acéptelo.
Smithers, bizimle gel.
Acompáñanos.
- Tamam, bay Smithers.
- Sí.
Smithers, hala sineğin yağını çıkartıp satabiliyorum.
Smithers, aún puedo venderles aceite de víbora.