Storybrooke Çeviri İspanyolca
467 parallel translation
Storybrooke, Maine.
Storybrooke, Maine.
"Storybrooke" mu?
¿ "Storybrooke"?
Hadi seni Storybrooke'a götürelim.
Te llevaré de vuelta a Storybrooke.
Durmuş bir zamanda Storybrooke, Maine'de kapana kısıldılar.
Detenidos en el tiempo. Atrapados en Storybrooke, Maine.
Storybrooke'a hoş geldiniz.
Bienvenida a Storybrooke.
- Storybrooke'a hoş geldiniz.
Bienvenida a Storybrooke.
Bir tek sen, Storybrooke'tan ayrılabilirsin.
Sólo tú puedes irte de Storybrooke.
Sen de Storybrooke'tan ayrılıp Boston'a, beni bulmaya gelmiştin.
Tú fuiste a Boston a buscarme.
Yani Storybrooke'daki tüm cırcırböcekleri bir zamanlar insandı, öyle mi?
Y ¿ todos los grillos de Storybrooke fueron personas?
Storybrooke halkı, paniğe kapılmayın.
Ciudadanos de Storybrooke, no se alarmen.
Bildiğim kadarıyla Şerif, Storybrooke'da hiç kurt yoktur.
Que yo sepa, alguacil, no hay lobos en Storybrooke.
Storybrooke'dan değil.
No de Storybrooke.
Storybrooke gazetesinin baş editörü olarak bu adam uzun zamandır, kasabamızın ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının üstüne tutmuştur.
Este hombre ha puesto a las necesidades de Storybrooke por encima de la suya durante el tiempo como cualquiera de nosotros puede recordar, como jefe de redacción de la Storybrooke "Daily Mirror".
Storybrooke sakinleri size hoş geldiniz... Hoş geldiniz Storybrooke sakinleri.
Ciudadanos de Storybrooke uh, os damos la bienvenida a - - uh, bienvenidos, ciudadanos de Storybrooke.
Storybrooke sakinleri, hoş geldiniz...
Uh, os damos la bienvenida... ciudadanos de Storybrooke, bienvenidos, uh...
Storybrooke'da koruyucu aileler var mı ki?
¿ Stroybrooke tiene un sistema así?
Çünkü Storybrooke'tan kimse ayrılamaz.
Porque nadie sale de Storybrooke.
Storybrooke'tan ayrılamazlar, Emma. Ayrılamazlar.
No pueden irse de Storybrooke, Emma.
Burası Storybrooke mu?
¿ Esto es Storybrooke?
Kimsenin Storybrooke'a gelmediğini sanıyordum.
Dijiste que no venía nadie a Storybrooke.
- Hayır, yani Storybrooke'ta ne yapıyorsunuz?
En Storybrooke.
Karşınızda, Storybrooke hava durumuyla Meteoroloji Şefi Bill Gozen.
Estamos con el meteorólogo Bill Goslyn y la información climática local minunto a minuto.
Kıyıdan yaklaşan büyük bir fırtına bekleniyor. Okunan son değerlere göre yağmurun en kötü kısmı Storybrooke'a tam da çocukların okula...
Se aproxima una tormenta importante, y el radar Doppler nos muestra que las peor franja de precipitaciones se avecina, justo cuando estén dejando a los niños...
Storybrooke'ta hızı saatte 6 mile çıkan rüzgârlar görülüyor.
Ráfagas de viento de hasta 80 km / h azotarán Storybrooke.
Benim için ne kadar aramış olsan da Storybrooke'a gelmeyi yasaklayan bir kanun yok.
Por mucho que te esforzaste en encontrar una contra mí, no hay ley que prohíba visitar Storybrooke.
Storybrooke halkı başkanları hakkındaki gerçekleri bilmeyi hak ediyor.
Storybrooke merece saber la verdad acerca de ella.
- Storybrooke'da ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo en Storybrooke?
Storybrooke Kasaba Meclisi'nin oturumu başlamıştır.
Esta sesión del concejo de Storybrooke dará comienzo.
Bayan Swan bu toplantının amacı Storybrooke'un sorunlarını tartışmak.
Señorita Swan esta reunión es para discutir asuntos relativos a Storybrooke.
Senin asıl yüzün bu ve Storybrooke halkının bunu öğrenme zamanı geldi.
Eso es lo que eres realmente y es tiempo de que la gente de Storybrooke lo sepa.
Bir oyun alanı yaptırmak istedim. Böylece oğlum Henry ve Storybrooke'un diğer çocuklarının güvenlice oyun oynayabilecekleri özel bir yerleri olacaktı.
Quería construir un patio de juegos así mi hijo Henry y todos los niños de Storybrooke puedan tener un lugar especial para jugar en forma segura.
Biliyor musun, gariptir. Storybrooke'tan ayrılma konusunda her zaman mantıksız bir korkum olmuştur.
Siempre tuve un miedo irracional de irme de Storybrooke.
Storybrooke rahibeleri, her zamanki gibi bu etkinliğe herkesin katılacağını ve el yapımı mumlarının satışına yardımcı olacağını umuyor.
Las monjas de Storybrooke esperan que todos participen y ayuden a vender sus bellísimas velas.
Sonra bizi başka yerlere atarlar ve Storybrooke'dan ayrılmak zorunda kalırız.
Nos reasignará y tendremos que irnos de Storybrooke.
Storybrooke'un rahibeleri tarafından yapıldılar!
Hechas a mano por las monjas de Storybrooke.
Ben Storybrooke'tan dışarı çıkmadım hiç.
Yo ni siquiera he salido de Storybrooke.
- Emma. Eğer Storybrooke'u terk ederse...
Emma, si se va de Storybrooke...
İkimiz de birinin Storybrooke'dan ayrılmaya çalıştığında neler olduğunu biliyoruz.
Sabemos qué pasa cuando la gente huye.
Storybrooke'a değerli bir şeyi getirdin.
Trajiste algo preciado a Storybrooke.
Ve daha sonra ben Henry'nin iyiliğine olacağını düşünüp Storybrooke'dan ayrılmak istediğimde bana kalmam gerektiğini, bunun onun için en iyisi olacağını söylemiştin.
Cuando quise marcharme por el bien de Henry, me dijiste que quedarme era lo mejor para él.
Storybrooke'a geldiginden beri ihtiyar babani ilk kez mi görüyorsun?
¿ La primera vez que ves a tu querido anciano padre desde que llegaste a Storybrooke?
Sen Storybrooke'da kalmaya karar verdigin zaman ben oradaydim.
Ahí es donde yo estaba cuando decidiste quedarte en Storybrooke.
Storybrooke'da kalmaya karar verdigimi nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes cuándo decidí quedarme en Storybrooke?
Storybrooke'da saat akSam 8 : 15'di.
Eso son las 8 : 15 de la tarde en Storybrooke.
Storybrooke'u terk ediyoruz.
Vamos a irnos de Storybrooke.
Storybrooke'tan gidiyoruz.
Nos vamos de Storybrooke.
Storybrooke'tan ayrılamazsın.
No puedes irte de Storybrooke.
Beni Storybrooke'a getirdiğinde benden istediğinde buydu.
Eso es lo que querías cuando me trajiste a Storybrooke.
- Storybrooke'a hoş geldiniz.
- Bienvenida a Storybrooke.
Bu onun arabası.
ENTRADA Storybrooke
Söylemek istediğim tek şey, eğer seçilirsem Storybrooke'nin en iyi yönlerini akla getiren birisi olarak hizmet vereceğimdir.
Solo quiero decir que si resulto elegido,