English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Stuff

Stuff Çeviri İspanyolca

87 parallel translation
Washington'ın söylediklerini ezbere bilir. "İzcinin Yolu" da çok iyidir.
Sabe de memoria lo que George Washington dijo y el Boy Stuff es estupendo.
- O da ne?
- ¿ Qué Stuff?
"İzcinin Yolu".
El Boy Stuff.
İzcinin Yolu.
El Boy Stuff.
"And I can put a droplet of this new stuff on my tongue..."
"... suspended on balloons? "' "'And I can put a droplet of this new stuff on my tongue... "
Onu, cebimi çarparken yakaladım. Öyle değil mi Short Stuff?
Lo pesqué intentando robarme la cartera. ¿ No es cierto?
- Golf N'Stuff?
- ¿ Al parque de atracciones?
- Golf N'Stuff'a gidiyoruz.
- Vale, al parque de atracciones.
"But that's not all This stuff will do"
"Pero eso no es lo único que hace"
- Goddamn mushy stuff. - Gel hadi
malditos enamoramientos.
Bu gördüğünü ben tasarladım.
I designed this stuff myself.
Ama The Right Stuff...
- Pero "Elegidos para la gloria"...
Yeast N Stuff?
Levadura N Stuff?
Donna Summer'dan "Hot Stuff."
Donna Summer con... "Hot Stuff".
Bilgisayardan bire bir download için 10 saniyeye ihtiyacımız var. -... "the stuff".
Luego, necesitamos 10 segundos para poder descargar nuestro programa.
! DO YOUR STUFF, LET'S GO!
Haz lo tuyo, vamos!
Marmelat'a eski New Orleans'da yolda rastladı. Salına salına yürüyordu.
He met Marmalade down in old New Orleans, struttin'her stuff on the street.
And the stuff that's been going on, it all fits.
Y las cosas que han estado pasando, todo calza.
Prototip çalınana kadar, VCOM'da proje lideriydim.
Yo era el manager del proyecto "VCOM Flying Stuff" hasta que el Prototipo fue robado
L don't like any of that stuff.
No me gusta nada de esas cosas.
Look, I know you've been through stuff.
Sé que has pasado por situaciones difíciles.
Erogen-8 olayına dönelim.
Pero volvamos a esto del Erógeno-8 stuff.
That's platinum stuff.
Eso estuvo de lujo.
Bu şeyleri kullanıyor muymuş?
Does she use this stuff?
Stuff'ta bir makale okudum. Karbonların, beynine endorfin gönderdiğini bunun da seni mutlu ettiğini yazıyordu.
, ya sabes leí un artículo en "Staff" que decía que los carbohidratos envían endorfinas al cerebro y eso hace que estés feliz.
Bu gece Ghost Bar da yine parti var,
Esta noche hay una fiesta de la Revista Stuff, en el Ghost Bar.
Sanırım şeydeydi...
Creo que era algo con'Stuff'.
Stuffvice'da okudum geçen... Eve gelip temizlik yapacak kızlar getirebiliriz.
He leído en la revista Stuff sobre un servicio donde una chica viene a limpiar tu casa.
Maxim'i okudum, Stuff'ı da, ama biliyor musun ne?
He leído "Maxim", he leído "Stuff", ¿ pero saben qué?
Bu nedenle Stuff About The Civil War * izlemeye başladım
y empecé a ver todas estas cosas sobre la Guerra Civil.
Stuff About The Civil War izliyorum, çünkü, Bir iç savaşta olduğumuza inanıyorum.
La razón por la que miro todas estas cosas sobre la Guerra Civil... es porque creo que yo... estuve en la Guerra Civil.
Benim için en zoru gecelerdi ben de onu gece kalmaya ve Arabistanlı Lawrence Kwai köprüsü ve Right Stuff gibi iki kere gördüğümüz filmleri izlemeye ikna ettim.
Las noches eran peor, y la convencí de no salir y ver versiones extendidas de Lawrence de Arabia, Bridge on the River Kwai y The Right Stuff, la cual vimos dos veces.
Stuff-N-Hug'a hoşgeldiniz, bir Eğlence-İşleri dünyası.
Bienvenidos a Peluches y Abrazos un laboratorio de amor y diversión.
# Smoked my stuff and drank all my wine
# Smoked my stuff and drank all my wine
Stuff'tan telefon geldi.
Tengo una llamada para Stuff.
That stuff was so potent, you don't need one.
Esa mierda era tan potente que no la necesitas.
Bilgisayar işleri.
Computer stuff, blah.
O halde, doğru hareket, tom volf un romanına- -
Bueno, en "The Right Stuff", la novela de Tom Wolfe...
I told you I have stuff Seninle evde olan şeyler hakkında konuşmamış mıydım?
Te dije que tenía cosas pasando en casa, ¿ cosas que quería hablar contigo?
Biliyorsun, tüm golf için Baş ve stuff topu?
Tú sabes, ¿ por la pelota de golf en su cabeza y esas cosas?
This better be good stuff.
Mejor que esto sea bueno.
You get emotional, you make mistakes and you overlook stuff.
Cuando te pones sentimental, cometes errores y no ves cosas.
"Seksi şey" yazıyor.
Dice "Hot Stuff".
Vay, ne ateşli şeyler ha! Senin mi bu?
Wow, Hot Stuff. ¿ Es tuyo?
Ben burger malzemelerimi Food and Stuff'dan alıyorum. Ev ve iş yerimden eşit uzaklıkta bir indirimli et marketi.
Compro los ingredientes de mis hamburguesas en "Comida y Cosas", un mercado con descuentos en comida, equidistante de mi casa y mi trabajo.
Food and Stuff'ı çok seviyorum.
Me encanta "Comida y Cosas".
Su olur, gazoz olur, Purple Stuff olur.
Podríamos tomar agua, refresco y cosa morada.
Food and Stuff, JJ'in Lokantası.
Comida y Cosas, Restaurante JJ,
Burada Noel Baba Jack'in bütün o yıllar boyunca Here's all the stuff Santa Jack çocuklardan aldığı binlerce ve binlerce mektup alfabetik ve tarih sıralı.
Aquí está todo el material que Santa Jack guardó de los críos durante años... miles y miles de cartas archivadas alfabéticamente y por fecha.
Seksi şey, ateşi dondurabilir misin?
Hot stuff, ¿ puedes congelar el fuego?
Are you interested in space stuff?
¿ Están interesados en el espacio?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]