Sushi Çeviri İspanyolca
1,482 parallel translation
Salatalığa sarılmış suşi, yedi jöleli şekerleme ve oda sıcaklığında su.
- No tengo idea. Sushi envuelto en pepino, frijoles, agua brillante en Room Temp.
Avcı böreği, iki parça suşi ve bir parça da pizza.
Rollito de primavera, dos trozos de sushi y una porción de pizza. Solo una, estaría bien
Çok eğleneceksin. Benim göbeğimden suşiyi bu defa sen yiyebilirsin.
Puedes comer sushi fuera de mi maniquí esta vez.
Benim hoşuma giden o Sushi Restorantının adı neydi?
¿ Cómo se llama ese lugar que vende sushi que me gusta?
Restorantın adı bu muydu?
¿ Ése era un lugar de sushi?
Sanırım bozuk şusi yedim.
Creo que comí mal sushi.
- Ayrıca Tijuana'da suşi yedim.
- Y he comido sushi en Tijuana.
Şimdi, biraz suşi ye.
Ahora, come algo de sushi...
Christian suşi getirmiş.
Christian trajo sushi casero.
- Ve suşi beni hasta yaptı...
- El sushi casi me hizo enfermar...
Suşi!
¡ Sushi!
Size öyle yemeğinde suşi olduğunu söylemiştim.
Te dije que tenemos sushi para comer.
Bol miktarda suşi vardı.
La de sushi que corre.
Ben de suşi ısmarlamıştım ama madem dün yeterince yediniz...
He pedido algo de sushi por si acaso, pero si comisteis ayer...
Biz her gün suşi yiyebiliriz.
Podemos comer sushi a diario.
'Matsu Suşi'yi, oğlu devraldığından beri, balık eskisi kadar iyi değil.
Desde que el hijo se hizo con el Matsu Sushi, el pescado no es tan bueno.
'Suşi Deluxe'le birlikte, denizkestanesi de veriyorlar mı?
¿ Viene erizo de mar en el Sushi Deluxe?
Aynı müşteriye durmadan Toro suşi servisi yaptı.
Le sirvió Toro sushi una y otra vez al mismo cliente.
Suşiler geldi!
El sushi está listo.
Biraz daha suşi yemez misin?
¿ No más sushi?
Öğlen yemeğinde suşi, akşam yemeğinde yılan balığı.
Sushi para comer y anguila para cenar.
Memnuniyetle, zaten suşi yapacaktım.
- Un placer, deberíamos hacer sushi.
Baslangiç için kendi yaptigi susi vardi... California usulü.
De entrada había preparado su propio sushi, California Rolls.
Eger susi yapmak istiyorsan lanet olasi kursuna gidersin.
Si quieres hacer sushi, tomar un maldito curso.
Eminim ki daha önce kötü susi yemissindir ama uzun süredir baska bir kadinla beraber oldugunu sanmiyorum. - Hakli miyim?
Estoy seguro que no te habrá gustado ese sushi antes, pero creo que hace mucho tiempo que no estás con otra mujer, ¿ correcto?
Hemen konuyu degistirdi sanki masada tüm o susilerle çirkin, uygunsuz bir sey söylemisim gibi.
Ella sólo cambió de tema, a otra cosa como si hubiese dicho algo desagradable... algo... inapropiado en la mesa, delante de todo aquel sushi.
- Sushi'ye ne dersin?
¡ Pare el coche!
- Alo! Bob!
- ¿ Qué tal sushi?
Şöyle hissediyorum. Frank ikiyüzlü çünkü bana suşi ve karaokeden nefret ettiğini söyledi.
Yo siento que Frank es hipócrita porque me dijo que odiaba el sushi y el karaoke.
Bu şeyler bizi suşi yapmaya çalışıyor Ama biz centilmence oynamak zorundayız.
Estas criaturas tratan de hacernos sushi y tenemos que jugar limpio.
Suşi sever misin? - Aslında, ha...
- Te gusta el sushi?
Suşiden parazit kaptığım kesin ama bu da iş yapmanın bir maliyeti.
Estoy bastante seguro de que tengo parasitos por el sushi, peor... ese es el precio de hacer negocios.
Eğer "hakiu" nun, koi balığından yapılan yeni bir suşi çeşidi olduğunu söyleyecekseniz, cevap yanlış.
Y si usted dice un haiku es el nuevo rollo de sushi en Koi, bueno, eso sería incorrecto
Suşi yapmam gerekebilir.
Quizás habría que ordenar algo de sushi.
Eve dönüp suşhi ve sebze yiyeceğim.
En casa solo como sushi y verdura.
Balıkçı amcam Thorogood, bir suşi restoranında boğularak öldü.
Mi tío Thorogood, el pescador se asfixió hasta la muerte en un restaurante de sushi.
Suşi yiyebileceğimiz iyi bir yer var mı?
Que tal un buen restaurante de sushi?
Birkaç hafta önce arkadaşın Lauren mesaj attı, suşi yediğinizi söyledi.
¡ Recibí un mensaje de texto de tu amiga Lauren hace unas semanas, diciendo que estabas comiendo sushi!
Botoki Suşi. Bu Christina'nın gittiğini söylediği yer.
Botoki Sushi, esa es la coartada de Christina.
- Suşiye ne dersiniz?
- Espera. - ¿ Qué tal sushi?
- Geçen gece suşi yedik.
- No, anoche comimos sushi.
Bono da sushi bar'ın devamlı müşterisidir.
Bono suele venir mucho al Sushi Bar.
Tapa ve suşi servis edeceğiz.
Serviremos tapas y sushi.
Tabi ki, Sadece suşi masasını geçin, limbo pistinin arkasında, yirmi bir masasını önünde, sağda.
Por supuesto es pasando el bar de sushi Detras del pozo del limbo, justo en frente de la mesa de black jack y sientanse libre de quedarse, acabamos de sacar el queso
Bir sigara ya da iki nigiri içecek kadar duracağız.
Nos quedaremos por un cono de sushi o dos nigiri.
Suşi kavgasına ne dersin?
¿ Que tal una pelea de sushi?
Suşi kavgası!
Pelea de sushi!
Dinle, sen zarif bir bayan ve harika bir suşi savaşçısısın, ama bu kutuya giriyorsun.
Escucha, eres una dama con clase y una gran luchadora de sushi Pero vas a la caja.
Acıktım.
¿ Tienen sushi? Quiero comer eso.
Suşi.
Sushi.
Evimin oraya açılan yeni suşi yerini deneyebiliriz.
Podríamos probar ese nuevo lugar de sushi cerca de mi casa.