English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sweater

Sweater Çeviri İspanyolca

258 parallel translation
- En azından süveterini çıkar.
- Al menos sácate el sweater.
2 tane var.
- Puedes comprarte un sweater nuevo.
Bu ceketi, bu kazağı bu eteği ve bu şapkayı sana bırakıyorum.
Te dejaré este abrigo este sweater esta falda y este sombrero.
Paul'den süveter istesene.
Pide un sweater a Paul.
- Süveter var mı?
Tienes un sweater?
Hey, Tony, bir süveter daha getir.
Hey, Tony, trae otro sweater, también.
Bir tişört ve süveter aldığından emin ol.
Y asegúrate de traer una camiseta y un sweater.
"Yanına her zaman kalın kazak ve kalın " çamaşır al.
"Siempre lleve un sweater cómodo y ropa interior abrigada."
- Süeterimi alabilir miyim?
- ¿ Puedo traer mi sweater?
Bir ceket, bir çift pantalon, bir kazak, bir gömlek... bir çift çorap, bir çift ayakkabı.
Una chaqueta, un par de pantalones, un sweater, una camisa.. ... un par de calcetines, un par de zapatos altos.
Ona yünlü bir kazak al.
Dale el sweater de kashmir.
Kazağa ihtiyacı var.
Necesita un sweater.
Kırmızı-yeşil kazak giyen bir adam...
Soñé con un tipo con un sucio sweater rojo y verde.
Kim olduğunu bilmiyorum... ama yüzü yanmış, ve garip bir şapka takıyor... ve kırmızı-yeşil bir kazak, çok pis bir kazak... ve o bıçakları kullanıyor, parmaklarına taktığı bıçaklar.
- No sé quién es él pero está quemado y usa un extraño sombrero y un sweater rojo y verde muy sucio y también usa unos cuchillos como uñas gigantes.
Anne, pembe kazağını giyebilirmiyim?
Mamá ¿ Puedo usar tu sweater rosa?
Evet, pembe kazağı giyebilirsin.
- Sí, puedes usar mi sweater rosa.
- Kazağım?
¿ Mi sweater?
- Deri ceket. Beyaz tişört, süveter.
Camiseta blanca, sweater.
Nasıl bu kadar sert olabiliyorsun?
¿ Te gustaría convertirte en un sweater?
Çıkar o kazağı.
Quítate ese sweater.
Sonra bir süveter giyecek kadar büyüdü.
Luego era tan grande como para usar un sweater.
- Kazak getir. - Tamam.
Trae un sweater.
Bud, git babanın iyi kazağını getir.
Bud, trae ese lindo sweater de papá.
Annem öldüğünde, onun iskemlesini tutarak iki gün yatağımda oturdum.
Cuando mi madre murió, me senté en mi cama por dos días sosteniendo su sweater.
Selam Jenny. Kazağı beğendin mi?
Hola. ¿ Te gusta el sweater?
Acaba şu süveteri üzerinize giyip deneyebilir misiniz?
Te importaría probarte este sweater?
Bunu süveterinin içine koy.
Colóquelo dentro de su sweater.
Bir elbise hazırlanacak. Bir hırka mı?
Un traje y una corbata pueden lucir un poco ensayado. ¿ Qué tal un sweater?
Bunalım anında, halkın önüne hırkayla mı çıkayım?
¿ Quieres que le hable a la nación en un momento de crisis con un sweater?
Süveterin.
El sweater.
Kazağımı elimde yıkıyordum.
Estoy lavando un sweater.
Ben kocaman, dört gözlü kıytırık bir adamım ve her gün her gün aynı salak kazağı giyiyorum, ve...
Soy un gran y cuatro ojos imbecil... y uso el mismo estúpido sweater todos los días y -
Hâlâ maça giderken boyna beyaz kazak bağlamak gerekiyor mu?
Dime, aún se usa el sweater blanco Atado alrededor del cuello para estas cosas?
Bu çok komik. Çirkin Çıplak Adam çıplak ama köpeği süveter giyiyor.
El tipo feo desnudo sigue desnudo pero su perro está usando un sweater.
Böylece güneş çıktığında ceketi çıkarıp süveterle oynayabileceksin.
De esa forma, cuando el sol salga, te la sacas y quedas en sweater.
Rachel, özür dile, yoksa kazağın dileyecek.
Di que lo sientes o te rompo tu sweater
O benim en sevdiğim kazağım!
Es mi sweater favorito!
Üçüncü randevumda giydiğim kazak!
Es el sweater de mi tercer cita!
Kazağımı geri ver, yoksa çantan artık sarımsaklı salça kokacak.
Dame mi sweater o tendremos "Bolso a la marinera"
Kazağına bak!
Mira tu sweater!
Kazağını tamir etmene yardım ederim.
Te ayudare a arreglar tu sweater.
Düğmelerini ilikle, elbiseni kapatalım.
Querido, abotonate el sweater, y cerrare tu bata.
Onu son gördüğümde Harry mavi bir kazak giymişti ve yüzünde salakça bir ifade vardı.
La última vez que lo vi, Harry estaba usando un sweater azul y una expresión idiota.
Kazağı yeniydi.
El sweater era nuevo.
3 hafta önce ödünç aldığın o kahverengi kazak var ya hani yarın veririm dediğin?
- ¿ Te acuerdas del sweater que te presté hace semanas y dijiste que lo devolverías mañana?
Peki ya okulda annemin yemeğimi yediğimden... kazağımı üzerimden çıkarmadığımdan... ve onunla oturduğumdan emin olmak için kantin sorumlusu olması?
¿ Que hay de cuando, en la escuela, mamá se volvía monitor de cafetería para asegurarse que comiera toda la comida y mantuviera puesto el sweater, y me sentara con ella?
- Yok, ama sana bir kazak vereyim.
- No, pero ponte un sweater.
Git çantasından bir süveter al.
Ve a buscarle un sweater en sus cosas.
- Süveter nerede?
¿ Y el sweater?
Çocuğum için kazak.
Este sweater es para mi hijo.
İyiyim.
- Sólo quiero mi sweater.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]