Süsü Çeviri İspanyolca
796 parallel translation
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
Parecía que habían sido los indios.
Baş süsü nerede?
¿ Dónde está la diadema?
- Baş süsü nerede?
- ¿ Dónde está la diadema?
Arabanın deposunu Bayonne yakınlarında doldururken gazete alıyor süsü vererek cesurca ya da korkakça o muhteşem yaratıktan sanki kaderimden acı dolu bir şekilde kaçarmış gibi uzaklaştım ve kabul etmem gerekir ki hayatımda neredeyse gerçek anlamda sevdiğim tek kadın oydu.
A 20 Km. de Bayonne, mientras repostábamos... con el pretexto de comprar un diario huí valiente... o cobardemente... de tan encantadora criatura. Debo confesar que huí de ella como quien huye de su destino, con gran dolor. Quizás sea ella la única mujer de mi vida... a la que realmente amé.
Holün aşağısında bir Birmanya tapınağı ile üç İspanyol tavan süsü var.
Un templo birmano y tres cielos rasos, abajo, en el vestíbulo.
Sonra da intihar süsü vermek için onu astın... -... böylece dosya kapanacaktı.
Y luego lo colgó para hacerlo parecer un suicidio lo cual habría cerrado el caso.
Sonra dışarı çıkma sırası sendeydi, böylece ikiniz son anda kurtulmuş süsü verecektiniz.
Entonces le tocaba salir a usted para poder decir que escaparon a tiempo.
Onu bul. Cebine bir not sıkıştır. Cinayet süsü ver.
Siempre se puede decir que fue suicidio.
Düşüncenin canı kısa sözdedir madem, uzun sözlerse dış görünüşü, süsü püsüdür, kısa keseceğim ben de.
Por tanto, ya que la brevedad es el alma del ingenio y el tedio sus extremidades y adornos superficiales, seré breve.
İntihar süsü vermek için orada bırakmış olmalı.
La dejaría allí para que pareciera un suicidio.
Sanırım hırsızlık süsü vermek istemiş.
Supongo que intentó que pareciera un robo.
Kendisi kalıp olaya hırsızlık süsü verdi.
Se quedó atrás para que pareciera un robo.
Maskeli bir baloda taktığı, kristalden bir baş süsü o!
Es una diadema de estrás que usó en una fiesta de disfraces.
Davacı elmas bir baş süsü, bir taç çaldığınızı söylüyor.
El denunciante alega que robó ud., ¿ una diadema de diamantes?
Kendisine İmparator süsü vermiş gibiydi.
Jugaba a ser el Emperador.
Ya birileri intihar süsü vermek için günlükte tahrifat yapıp bunu bir de Gråvik efsanesiyle süslediyse?
¿ Y si alguien falsificó el diario para hacer que pareciese un suicidio que se ajustaba a la leyenda de Corvo?
Her şeye kaza süsü verilebilir. Ne diyorsun evlat?
Se puede hacer que todo parezca un accidente. ¿ Qué dices, chico?
Seni ona söyleyeceğim, ortak. Noel süsü olarak.
Te la entregaré, amigo... como regalo de Navidad.
Onu vurdunuz ve intihar süsü verdiniz.
Le disparó e hizo que luciese como suicidio.
Yalan söylüyorsun., lanetliyorsun, kışkırtıyorsun Sonra şaka süsü veriyorsun
Mientes, maldices y provocas y luego dices que es una broma.
İntihar süsü vermek için kayalıkların başına bir not bıraktı, ama intihar etmedi.
Dejó una nota al borde del acantilado para hacerlo parecer como un suicidio. Pero no lo era.
Öte yandan sanığın Bayan McGinty'yi paragözlülüğü nedeniyle elleriyle boğduğuna ve suça beceriksizce intihar süsü vermeye kalkıştığına inanabilirsiniz.
Por otro lado pueden creer que el acusado trató de encubrir el estrangulamiento manual de la señora McGinty por motivos de codicia con el torpe intento de hacer que su crimen pareciera un suicidio.
İntihar süsü vermelisin.
Debes hacer que parezca un suicidio.
Bedford çok karmaşık bir gemidir ve bir Noel ağacı süsü kadar narindir.
El Bedford es un buque muy complicado y tan sólido como una bolita de un árbol de Navidad.
Lüks yiyecek ticareti süsü vermeliyiz.
Sabes, hazlo un buen negocio de lujo.
Kaza süsü verelim.
Simulemos un accidente.
Bu, kendine "sözde" demokrasi süsü vermiş 20. yüzyılın Bastil'i!
Esta Bastilla del siglo veinte que pretende una democracia de bolsillo...
Odamızın tek süsü jimnastik aletleri.
La única decoración son los aparatos gimnásticos.
Yani, kaza süsü vermek için iner inmez... biri boynunu kırmış.
Le partieron el cuello justo después... para hacerlo parecer un accidente.
Kendilerine eşcinsel süsü veriyorlar.
Fingen ser "gay".
İntihar süsü vermişler.
Hicieron que pareciera un suicidio.
Bay Loerke, Cologne'deki bir fabrika için duvar süsü yapıyormuş.
Herr Loerke está haciendo un gran friso para una fábrica en Colonia.
Hırsızlık süsü vermek için mücevherleri almış, ama 300.000 lirayı bırakmış.
Tomó las joyas para simular un robo, pero dejó 300.000 liras en la cómoda.
Ne diyeceğim, çocukluğumda şömine süsü verilmiş, odun ocakları vardı.
Cuando era niño, teníamos uno de esos falsos, de madera.
Annemin bir sürü altından süsü var.
Mi madre tiene muchos adornos de oro.
Öyle düşünmüyorum, çünkü... Sir Roger'ı öldürdü ve sonra kaza süsü vermek için cesedin yerini değiştirdi ise... Etrafta bu kadar güzel şey varken, niçin sadece bir tek kitabı alsın, öyle değil mi?
- No, porque si mató a Sir Roger y movió el cuerpo para hacerlo pasar por accidente habiendo tantas cosas hermosas ahí, ¿ por qué robar sólo un libro?
Bir avuç yerliden posta arabası çalıyorum. Yanımda Kelle Avcısı süsü veren bir aranan suçlu var. Ve üstelik katil, eski bir çingeneye aşık.
Estoy robando una diligencia de un grupo de salvajes... junto a un criminal buscado que se hace pasar por asesino a recompensa, quien está enamorado de una psicótica gitana asesina.
Kendi iyiliğin için buna intihar süsü vermelisin.
Haz que parezca un suicidio, es para tu propio bien.
Serseri süsü vermek için silah yerine et kancası kullanmış.
Usó un gancho, y no un revólver para despistar.
Niye kendinize... asılmış süsü verdiniz?
¿ Por qué Ud. fingiô estar colgado?
Sence Evelyn kocasn okyanusda öldürüp, kaza süsü vermek için rezervuara kadar sürükledi mi?
¿ Crees que Evelyn mató a su marido en el mar - - Y luego lo llevó al embalse para que pareciese un accidente?
Marlo kaza süsü vermiş olsa, zarfı geride bırakmazdı.
Marle nunca hubiera dejado el sobre en el coche de haber simulado un accidente.
Kaput süsü.
Una ornamenta de capó.
Kendime yabancı süsü vermeye çalışıyorum sanmayın.
No piensen que quiero hacerme pasar por extranjero.
Kaza süsü vererek yapmalısın.
Haz que parezca un accidente.
Mecbur kalırsan, kaza süsü verdiğinden emin ol.
Si no hay más remedio, haz que parezca un accidente.
Bu uyuşturucu fabrikasına döşeme deposu süsü verildiğini biliyoruz.
Lo que no sabemos es que la fabrica de drogas está camuflada como fabrica de tapetes.
Birkaç tanr ahlaksız soytarı krndilerine işadamı süsü veriyor.
Un grupo de charlatanes inmorales disfrazados de hombres de negocios.
İnterpol'e öldüm süsü vermek istemiştim.
Quería sacudirme a la Interpol de encima.
Kendine, sığınacak yer arayan bir yurt müdiresi süsü vereceksin.
Pasarás como una directora de niños en busca de refugio.
... gümüşle kaplatacağım ve Birleşik Devletler'e noel ağacı süsü olarak satacağım.
UU... como decoraciones de Navidad.