English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sıfır

Sıfır Çeviri İspanyolca

9,277 parallel translation
Sıfır ipucu.
No hay pistas, ni fibras.
Üçte sıfır yaptık. Ayaklarıma kara sular indi.
Mis perros están ladrando.
Bence bu şirketi kurduğumuzda sıfırdan başlamıştık. İnanılmaz şeyler oldu ve şimdi sıfır değiliz.
Creo que cuando empezamos con la empresa, lo emprendimos desde cero y lo llevamos hasta un punto increíble y ahora no estamos en el cero.
Sıfırın üstünde mi?
¿ Por encima de cero?
Yani 8 sene evlilik danışmanlığı sıfır ama Oscar'la 1 ay ve yeni bir adamsın?
Entonces ocho años de consejero matrimonial y nada, ¿ pero un mes con Oscar y eres un hombre nuevo?
Yedi-sıfır.
Siete-cero.
Yedi-sıfır olunca komplikasyon oranı üç katına çıkıyor kalça olaylarında.
Una vez que se llega a 70, el riesgo de complicaciones se triplica.
Sıfır.
Cero.
Bir, sıfır.
Uno, cero.
Tüm bunlardan sonra, elde var sıfır!
Digo, después de todo eso, ¡ no tenemos nada!
Egzotik hayvanlar hakkında bir sürü rapor var ama burada vahşi yaşam sıfır.
Esos informes de animales exóticos, aquí no hay animales salvajes.
Sıfır.
Ninguno.
Skor tabelasına göre Alvin bir Bonnie sıfır.
Bien, de acuerdo con el marcador, Es Alvin uno, Bonnie nada.
Sahip olmak bu kadar zormuş. Aradan 30-40 yıl geçtikten sonra Charles Martin Hall adında bir kimyager alüminyumu neredeyse sıfır maliyetle sıradan topraktan elde etmenin. bir yolunu bulmuş ve böylece alüminyum kraliyet ziyafetlerinden köylülerin mutfağına kadar inmiş.
Por lo difícil que era obtenerlo, y claro, unas décadas más tarde, un químico llamado Charles Martin Hall desarrolló una forma de extraer aluminio del polvo normal sin casi coste, y de repente, paso de estar en los banquetes de la realeza
-... sıfır beş, yani 16 : 05.
- cinco. 16 : 05.
- Sıfır derecenin altında su da mı?
- ¿ Con temperaturas heladas?
Sıfır tolerans. - Mahkemeye saygısızlık yapıyorsunuz.
Está detenido por desacato.
Sıfır iletişim.
Ningún contacto.
CSI 15x15 ♪ 25 Ocak'ta font color = # 00FFFF Kahraman Sıfır Orijinal Hava tarihi, 2015 ♪ font color = # 00FF00
CSI 15x15 Hero to Zero
Sıfır.
nada.
Wolffe, rotayı iki-dokuz-sıfır olarak ayarla.
Wolffe, fija el vector dos, nueve, cero.
Yeni yıl gözlüklerinde gözler yerine sıfır olduğunu hatırlıyorum.
Recuerdo que las gafas de Nochevieja tenían ceros como ojos.
Kocamanım ve kan şekerim sıfır.
Soy enorme y no tengo azúcar en sangre.
Çünkü davetliler tarihinde ilk defa, bütün düğün törenini solda sıfır bırakacak bir konuşma yapacağız.
Porque estamos a punto de ser los primeros invitados en la historia en des-brindar toda la fiesta de boda.
- Sıfır sıfır, servis!
- ¡ Sacando al amor!
- Sıfır sıfır, servis.
- Sacando al amor.
Ya sen? - Sıfır.
Nada.
- Sıfır falan değil, ikinci el!
- ¡ No es nuevo! ¡ Es usado!
Sen de benim gibi zekiysen ve çok çalışırsan bir gün sen de sıfır bir Miata alabilirsin.
Si trabajas duro y eres listo como yo, algún día podrás tener un Miata nuevo.
Haberin olsun diye söylüyorum, satıcı bana sıfır Miata olduğunu söylemişti.
Sabes, que conste que, el vendedor me dijo que el Miata era nuevo.
Amerika'da risk neredeyse sıfır bu yüzden Birleşik Devletler'de aşı uygulanmaz.
El riesgo aquí en América es cercano a cero, por lo que la vacuna no la dan en EE.UU.
Sıfır, Terry.
Nada, Terry.
- Yok artık, fırıncı mısın sen?
Fuera de aquí. ¿ Eres panadero?
Fırındayken iki kez kontrol ettim ama göründüğünden daha sıcakta pişmiş sanırım.
Lo comprobé dos veces mientras estaba en el horno, y creo que podría estar más caliente de lo que dice...
Sanırım Trish vefat etmeden önce bizi aşçılık sınıfına kaydettirmiş.
Supongo que Trish nos inscribió en unas clases de cocina antes de morir.
Caitlin eğer Cisco, S.T.A.R laboratuvarındaki uydunun ışınsal parametrelerini ayarlarsa biçimlendirilmiş fırtına girdaplarını daha iyi belirleyebiliriz.
Sabes, Caitlin, si Cisco ajustara los parámetros de velocidad radial del satélite de los laboratorios STAR, podríamos ser capaces de detectar mejor el vórtice de una tormenta en formación, y si pudiéramos detectar esas corrientes ascendentes de aire, no importa dónde se originen,
Espressolu ve fındıklı pralin * alır mısınız?
Espresso praliné de avellanas?
Yakma fırını bütün hafta sonu çalışıyor muydu?
¿ El horno estuvo encendido todo el fin de semana?
Zamanda geriye gidip bir yanlışı düzeltmek ve anneni kurtarmak zor bulunan bir fırsattır.
La rara oportunidad de regresar en el tiempo y corregir lo malo y salvar la vida de tu madre...
Sıfır.
El cero.
Ara sıra pis fıkralar da anlatır bunlar.
Y tal vez cuenten unos buenos chistes colorados.
- Roma döneminden fırınlanmış kil.
Objetos de cerámica de la era romana.
- O zaman neden ilk ajanlar 125 dakika önce buraya vardığında fırın hala sıcakmış?
¿ Entonces por qué la caldera estaba todavía tibia... 125 minutos atrás cuando los primeros agentes llegaron?
Fırının tabanında hiçbir kalıntı kalmış mı diye kontrol etmek için.
Para ver si algún rastro de evidencia... se ha quedado en la base de la caldera.
Hayır şaşırmayacak çünkü.. ... herkesin duyabildiği şu "şeytani kral fısıldaması" saçmalığını yapıyorsunuz.
No, porque seguís haciendo esa cosa estúpida "del susurrante rey malvado"
buraya gelir, konuşurlar belki kulaklarına fısıldayacak birileri vardır.
Bueno, quizá tengan a alguien susurrándoles en el oído.
Ve sıfır fikir.
- Y cero ideas de quién es.
Çocuklarım fırınlarda yanarak öldürülmek için sıraya dizilmişlerdi. Binlerce masum insanla beraber hem de. Sırf senin şu seçkin dediğin insanlar karanlıkta kalmasın diye.
Mis hijos... estaban en fila para ser asesinados... y enviados a los hornos, junto con miles de personas desesperadas... todo para mantener todo en marcha... para tus pocos elegidos.
Beni yumrukluyor, karımı çalmaya çalışıyor hem de Erica'yla mercimeği fırına verirken.
Él me golpea, trata de robar mi esposa mientras que él tiene un bollo en el horno de Erica.
- Steve sıfır diyor.
- Steve dice que su Miata es nuevo.
Bunun hakkında mı fısır fısır konuşuyordunuz?
¿ Es de esto de lo que estabais susurrando?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]