English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Temelde

Temelde Çeviri İspanyolca

945 parallel translation
Bu türün dejenerasyonu temelde açlığa, hijyen eksikliğine ve enseste dayanıyor.
La degeneración de esta raza se debe principalmente al hambre, a la falta de higiene, a la miseria y al incesto.
Eğer bu temelde evlenirsek evliliğimiz her zaman aynı şekilde kalacak.
De modo que si usted y yo nos casamos sobre esta base, nuestro matrimonio siempre será estable.
Profesör Tanabiya bir dakika içinde daha iyi açıklayacak ama temelde, Godzilla'dan gelen bu kum sadece atom bombasının yol açtığı türde radyasyonu aşırı dozda soğurmuş.
El Profesor Tanabe les explicará esto en un momento, pero básicamente, esta arena que vino de Godzilla ha absorbido una enorme cantidad de radiación, del tipo que solamente puede venir de una bomba atómica.
Temelde güvensizdir
Básicamente insegura
Ama temelde haklıydım.
Pero en lo básico, tenía toda la razón.
Eğer çocuk psikolojisi ile ilgili bir şeyler biliyorsan birçok çocuğun temelde zalim olduğunu da bilirsin.
Si supieras algo de psicología infantil... sabrías que muchos niños son crueles.
İnsanlarla olan ilişkilerimizde, temelde onların karakter ve davranışlarını tartışır ve değerlendiririz.
En nuestras relaciones con otras personas... principalmente discutimos y valoramos... sus temperamentos y conductas.
Temelde para hakkında.
Cuestión de dinero, al menos al principio.
Temelde, zararlı ot ilacı bulmak gibi basit bir problem.
Fundamentalmente, es un problema simple : encontrar un herbicida.
Anımsamalarınız nostaljiye batmış, sizin zararsız ve temelde duygusal çağrışımlarınız... bir suç ortaklığının ifadeleri.
Sus pequeños recuerdos, bañados en nostalgia, sus evocaciones inofensivas, en el fondo emotivas, son las reacciones de un cómplice...
Cesur ama temelde aptal.
Valientes, pero bastante estúpidos.
Benim büyüm temelde eğitim amaçlı kullanılır aslında, ben de tam bu yüzden buradayım.
Mi magia la uso solamente para educar. Por eso estoy aquí.
Yazmak da istiyordum, ama temelde... nasıl söylesem... yaşamak istiyordum.
Bueno, también, pero sobre todo para... No sé cómo decirlo.
Bu yüzden temelde iyi bir iş olacak.
- Recuperaríamos el otro 70 %. Si no, lo perdemos todo.
- Seni, "İnsan, her tür mekanik aygıttan, temelde üstündür." derken duydum.
- Le he oído decir que el hombre es superior a cualquier artefacto mecánico.
Erkek ya da kadın temelde önüne gelenle yatan bir türdür.
Porque él, o... por supuesto también ella, es fundamentalmente promiscuo.
Temelde aynı fikirdeyiz.
Y estamos de acuerdo con ellas.
Fakat ilişkiniz temelde gelip geçici.
Pero su relación es básicamente volátil.
Oh, hayır. Soyut sanat, temelde ilkel olan bir kavramdır.
De algún modo, el arte abstracto es esencialmente primitivo.
ve biliyorsun, bu da temelde vücudun belirli bir uyarıcıya verdiği... tepkidir.
el cual es una simple respuesta corporal hacia un determinado... estímulo.
Son olayların, vergi sistemimize getirdiği yükü sizden gizlemeyeceğim. Bu yük temelde, tüm toplumumuzun refahına binmiştir.
No les ocultaré la gravedad de las recientes fallas en nuestro sistema de impuestos, en el que, por supuesto, el bienestar de toda nuestra sociedad está... basado.
Bütün kadınların temelde fahişe olduğunu bilir misin? Bunu biliyor muydun?
Todas son unas putas, ¿ lo sabías?
Temelde aşk ve arkadaşlık aynıdır.
El amor y la amistad son lo mismo.
Temelde dînin özü sevgidir.
De hecho, la palabra de Cristo es sobre todo, amor.
İyileştirici bir temelde, suçlular daha iyi eğitilirler.
Los comunes como éstos tienen un remedio científico.
Biliyor musun, temelde aynı fikirleri savunuyoruz.
En el fondo, tenemos las mismas ideas.
Bay Jaffe, bu temelde herkesin düşkün... olabileceği zararsız sapkınlıklardan mı?
Sr. Jaffe, ¿ es una de esas perversiones agradables... a las que podría entregarse cualquier hombre?
Temelde bu dev bir vergi indirim yöntemi.
Básicamente, ayuda a amortizar los impuestos.
Hayıe, efendim, en azından kişisel temelde böyle, fakat bende Melville'in soyguncu olmadığına dair bir his var.
No, al menos personalmente. Pero creo que Melville no es un matón.
Bence onun hakkında, ancak temelde pek başarıIı olmadığını söyleyebilirsiniz.
Lo peor que puede decirse de él es que no rinde.
Temelde, sen iyi bir çocuksun.
En el fondo, eres un buen muchacho.
Ama temelde, oyun aynı.
Pero sigue siendo básicamente el mismo juego.
Ailesiyle bir evlilik bağı kurmama temelde karşı değilmiş. Senin kızınla evlenmemi önerdi.
Dijo que no se oponía en principio a un vínculo matrimonial con su familia y sugirió que me casara con tu hija.
Işlevsel ya da sosyal anlamda değil, temelde, aslen burada işim ne?
No hablo de un objetivo clínico o social, sino de uno intrínseco.
Evet, daha karmaşık olduğunu düşünüyorum ama temelde söylediklerim düşüncelerimdir.
Es algo más complicado, pero... sí, motivación... Así es como pienso.
Temelde, iki inanışın karışımı.
Una es el catolicismo, traída por los conquistadores españoles.
Hayvansal olanlar ise temelde yakın akraba oldukları amip gibidir.
Los animales, en esencia, son como una ameba, con la que están estrechamente relacionados.
Her polip temelde yüzen bir medusaya eşdeğerdir.
Cada pólipo es básicamente equivalente a una medusa nadadora.
Temelde, güç mücadelesiydi.
Básicamente es una lucha por el poder.
Temelde şunu söylemişti : Eğer yeterince hızlı hareket edersen bir gezintiye çıkabilir ve ayrılmadan hemen önceki ana dönebilirsin ya da ayrılmandan binlerce yıl sonrasına gitmiş olabilirsin.
Esencialmente decía que si podías moverte lo suficientemente rápido puedes salir de viaje y regresar a casa antes de haber salido.
Champollion hiyeroglif yazısının, temelde basit şifrelerden oluştuğunu keşfetti.
Champollion descubrió que los jeroglíficos eran un simple código de sustitución.
İnsanlar temelde hep aynıdırlar. "Belki farklı bir buzdolabı, tuvalet vs kullanırlar." Ya da başka bir ıvır zıvır.
La gente que te rodeará será básicamente igual... quizá tengan otro frigorífico, retrete o lo que sea.
Eminim temelde doktor tatlı bir adamdır.
Estoy seguro que en realidad el Dr. es muy agradable.
Ama Maciek'le, temelde bunun bir kilise düğünü olması gerektiğini biliyordum.
Pero con Maciek entendí, que había de casarme por la iglesia, que era indispensable, necesario.
Vudu, temelde bir dindir. Öğretileri ciddi inanç ve bilgi gerektirir.
Así que el vudú es básicamente una religión, una creencia, con cosas que son indispensables para que sus prácticas surtan efecto.
Şey, tam olarak bu sözlerle değil fakat, temelde evet.
No con esas palabras. Pero en principio, sí.
İlkel temelde, bedensel eylem.
La sensualidad es la base de los instintos elementales.
Temelde beyinsiz oldukları halde... onları izlemen gerek. Çünkü şaşırtırlar seni.
Y, aunque, no tengan sesos uno debe controlarlos para que no se trepen a tí.
Temelde gösteri dünyasından biriyle asla gerçekten bir ilişkiye giremezdim.
Era sólo que nunca podria haberme comprometido con alguien del mundo del espectáculo.
Temelde haklısınız.
Tiene razón. ¿ Qué opinan?
Temelde evet.
Básicamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]