The times Çeviri İspanyolca
588 parallel translation
Dinle. The Times :
Escucha lo que dice The Times :
Times'da, kimsiniz?
En The Times, si. ¿ Quién es?
Şimdi beni dinle Suggie. The Times'a verdiğin röportajı hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas de la entrevista que le concediste al "Times"?
- Resmin Times gazetesine çıkmış.
- No. - Tu foto sale en The Times.
Bu sabah Times'ta yazıyordu.
Salió en The Times esta mañana.
Bay Kelly, kanımızca The Times, siz ve McNeal aracılığıyla Birleşik Devletlerdeki en iyi polis şubesine leke sürüyor.
Nos parece que el Times, a través de Ud. Y el Sr. McNeal... está insultando a uno de los mejores departamentos de policía del país.
The Times davayı bırakıyor.
El Times dejará el caso.
Bu sabah "The Times" ı açıp, konser eleştirilerini görmek için sabırsızlanıyordum.
Esperaba ansioso a que abrieras el Times por la mañana y vieras las críticas del concierto.
- The Times'da bir haber vardı.
- Lo leí en The Times.
The Times dergisine mektup yazacağım.
le enviaré una carta al Times.
Keşke The Times okusaymışsınız.
Nunca lo he leído en el Times.
The Times, The Tribune, Daily News ve diğerlerinden gelenler oldu.
Hombres de The Times, The Tribune, Daily News y muchos otros.
The Times, lütfen.
- El Times, por favor. - Sí, señor.
1 Ekim 1956'da, Times'da kitapla ilgili yaptıkları eleştiride yazdığı gibi.
Eso decía The Times Book Review Octubre 1, 1956.
Bu sabah Times'da gördüm.
Lo he visto en "The Times".
Cheyen'lerin tarafını tutan tek bir ses dahi çıkmıyordu ta ki "The Sun, The Times, Chronicle" gazetelerinde bu konuda haberler çıkıncaya kadar.
En ninguna parte se levantó voz alguna a favor de los Cheyennes hasta que... ¡ The Sun, The Times, Chronicle!
Ayrıca Times yorumcusu.
Y corresponsal de The Times.
The Times ne yazmıştı?
¿ Qué dijeron en The Times?
The Times'da bir hikaye okudum.
He leído una historia en el'Times'.
Bunun The Times gazetesinde kızgın bir mektuba yol açacağını anlamalısınız.
Se dan cuenta que esto significa una carta de protesta al Times.
The Times'ın tiyatro eleştirmeni.
Hay un crítico de teatro del Times.
* Denediğim zamanları hatırladığımda *
# When I recall the times I've tried
Unutmam. İyi bak kendine.
Sí, la traeré, Trae el periódico "The Times" también,
Ben Helen Rich The Times'dan.
Soy Helen Rich del Times.
The Times, "Mavi Bomba Metropolis'te".
The Times : "Bomba azul roza Metrópolis".
Times'da çıkan bu rezil haberi ben de okudum.
Había una sátira demoledora en el periódico The Times acerca de ello.
Bu haberin yanında, bizim beyzbol sopaları ve tuğlaların haberi çok daha anlamlı olurdu.
Bueno, una sátira en The Times es algo, pero los ladrillos son más directos.
Moralinizi bozmak istemem ama Bakanım The Times'a kapak olmuşsunuz.
No quiero deprimirle pero aparece este artículo en "The Times".
Meselâ The Times'da basılmasını isteyebilir.
Por ejemplo, puede hacer que se publique en The Times.
DaSilva'ya The Times ve Washington Post'da yayınlanmak ve tüm ağlarda okunmak üzere bir bildiri verdim.
Le dí a DaSilva una declaración para ser publicada en el Times y el Washington Post y ser leída en todos los canales.
- On dakika içinde The Times burada elimizde olur.
- Pronto llegará la crítica. - No importa.
The Times, Iván. The Times!
El Times, Ivan. ¡ El Times!
Baba, Baba! The Times'ın oyun hakkındaki eleştirilerini öğrenmeden uyuyacak mısın?
Papá, ¿ te vas a meter en la cama sin conocer la crítica del Times?
- The Times ne zamana kadar gelir?
- ¿ Cuándo llegará el Times?
- The Times Mallory kazanacak diyor.
- El Times dice que Mallory ganará.
Haber ajansları, televizyon, Washington Post, Times.
Los servicios informativos, The Washington Post, The Times.
P.K. 394, The Times, EC 4.
PADRE, ESTOY EN INGLATERRA SAMOTNA RIZICKA.
Diğer yandan, The New York Times'a yazmaya henüz hazır değilsiniz.
Por otro lado, está claro que aún no están listos para The New York Times.
- The New York Times okuyan çok insan var.
Hay montones de personas que compran el New York Times. Lo que quiero decir...
Yoksa yemin ederim "The New York Times" tan, Nebraska'daki en küçük yayın ajansına kadar haber yayılır.
O le juro por Dios, que todos los periódicos, desde el New York Times hasta cualquier sujeto con un portal en algún pueblucho de Nebraska, tendrá la historia.
The London Times size getirilecektir.
Le traerán el Times de Londres.
Yeterince hızlı olursam, gazeteyi de kapabilirim.
Y si soy rápido, también me robé el The New York Times.
New York Times, Washington Post her hafta hakkımızda yazılar yazar.
"The New York Times, y The Washington Post... " escribirán dos editoriales a la semana sobre nosotros.
TIME dergisi veya The New York Times'la konuşalım, sadece müzik basınıyla değil.
Publicar una historia en TIME... ... The New York Times, no sólo las de rock.
Bana ne aradığını söylesen, The Denver Post'u The New York Times'ı ve The Chicago Tribune'ü The Atlanta Journal'ı ve The L.A. Times'ı almak hiç gücüme gitmezdi.
No me importa comprar el New York Times y el Chicago Tribune y el Atlanta Journal y el Denver Post y el L.A. Times si sólo me dijeras qué es lo que andas buscando.
# Don't you carry nothin'that might be a load # # Come on, ease on down ease on down, down the road # #'Cause there may be times when you wish you wasn't born #
# Cuando pienso en mi hogar # # pienso en un lugar # # donde el amor flota. #
Yakında New York Times'dan bir farkınız kalmayacak.
Pronto parecerá The New York Times.
The Post beğenmemiş. Ama Times beğenirse bu iş tamam.
El Post la ha odiado, pero con el Times bastaría.
Bu şehirde eğer The New York Times'dan övgü alamazsan yok olur gidersin.
En esta ciudad, sin una buena crítica del New York Times, cierras.
The New York Times olmazsa biz öldük demektir.
Sin el New York Times, no hay nada que hacer.
1973'te, The New York Times adına,... buradaki mücadeleyi fotoğraflamaya geldim.
En 1973 fui a cubrir la lucha paralela... como corresponsal del New York Times.