English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Thursday

Thursday Çeviri İspanyolca

177 parallel translation
- Thursday.
- ¡ Thursday! - Hola, Collingwood.
Albay Owen Thursday mevcut görevlerini devredip Arizona'daki Apache Kalesi'ne gidip oranın komutasını üstlenecektir.
"Al coronel Thursday se le releva de su cargo." "Irá a Arizona a Fort Apache." "Asumirá el mando de dicho fuerte."
Owen Thursday. Ah o yok mu...
¡ Menudo es Owen Thursday!
Mary, bu Albay Thursday'in kızı Bu da Bayan O'Rourke, başçavuşumuzun karısı ve çok iyi genç bir subayın annesi.
Mary, es la hija del coronel Thursday. La Sra. O'Rourke, esposa del sargento... y madre de un joven oficial brillante.
- İyi akşamlar, Bayan Thursday.
Buenas tardes, Srta. Thursday.
Göründüğü kadar yakın değil Bayan Thursday.
No está tan cerca como parece.
Hayır Bayan Thursday.
Qué va, señorita.
Etmedim efendim. Bayan Thursday'leyken bu riski alamadım efendim.
No tomé ese riesgo estando con... la Srta. Thursday.
Albay Thursday, yeni komuta subayımız. Hizmetinizdeyim Bay Thursday.
El coronel Thursday, el nuevo comandante.
Albay Thursday, çocuklar nasıldır bilirsiniz.
Coronel Thursday... ya sabe, son como críos.
- Bay... Albay Thursday, itiraz ediyorum.
- Mi coronel, protesto...
- Phil... Bayan Thursday, ben...
Phil, Srta. Thursday...
Albay seninle konuşmamı yasakladı, Bayan Thursday.
Lo sería, pero... El coronel me prohibió hablar con Vd.
Bayan Thursday seninle konuşup konuşmamamın senin için bu kadar önemli olduğunu bilseydim...
Señorita, si llego a saber que le importa... el que le hable o no...
Bayan Thursday, dışarı gelirseniz.
Señorita, si me acompaña fuera...
Albay Thursday, efendim, ben...
Ven, Phil. Mi coronel, quisiera...
Burası benim evim, Albay Owen Thursday.
Está en mi casa, coronel Thursday.
Albay Thursday, efendim, size söylemeye çalıştığım şey kızınızı sevdiğimdir. Ve sizin yanınızda ondan karım olmasını istiyorum.
Mi coronel, intentaba decirle... que amo a su hija y le pido en su presencia que se case conmigo.
Şimdi de Apache Kalesi geleneğine uygun olarak komuta subayımız, Albay Owen Thursday başçavuşumuzun sevgili karısı Bayan O'Rourke'u dansa kaldıracak.
Como lo pide la tradición de Fort Apache... el coronel Thursday sacará a bailar a la mujer... del sargento primero, la encantadora Sra. O'Rourke.
İzninizle Bayan O'Rourke, bu dansı bana bahşeder misiniz?
Con su permiso. Sra. O'Rourke, ¿ me hará el honor? Será un placer, coronel Thursday.
Şimdi de Başçavuş O'Rourke albayın sevgili kızı Bayan Philadelphia Thursday'i kaldıracak.
Y ahora el sargento O'Rourke sacará a bailar... a la dama del coronel. En este caso, a su preciosa hija. La Srta. Philadelphia Thursday.
Burada kaldığını görmek istiyorum. Albay Thursday, Cochise'e söz verdim.
Le di mi palabra, coronel Thursday.
Eminim, meşhur Thursday'in hücumu resmini biliyorsunuzdur, efendim.
¿ Conocerá el famoso cuadro "La carga de Thursday"?
Kalabalık sıralar halinde savaş boyaları ve tüyleriyle Apaçiler ve adamlarının başında o destansı hücumu yöneten Thursday.
Masas de apaches pintados alzando banderas. Y Thursday al mando. Cargando heroicamente.
Her zaman Thursdayler'i hatırlar, diğerlerini unuturuz.
Uno recuerda a los Thursday. Y se olvida a los demás.
Bunu Thursday başardı.
Thursday los cambió.
- Beyler. Bayan Michael O'Rourke, General Thursday'in kızı.
Y a su mujer, hija del coronel Thursday.
Memnun olduk, bayan. Ve bu da Michael Thursday York O'Rourke alayın en iyi adamı.
Y éste es Michael Thursday York O'Rourke.
Ancak, Perşembe çocuklarının yolu uzundur.
But Thursday's child has far to go.
Haftanın 5. günü, yani "Thursday" ( Perşembe ) ismini Thor'dan almıştır.
El quinto día de la semana, Thursday, ( Jueves ) es nombrado en su honor.
KARA PERŞEMBE Janek Wisniewski Düşer
BLACK THURSDAY Janek Wiśniewski cayó
Genç kızın ortadan kaybolmasına dair bilgisi olanların Oxford Cowley emniyet müdürlüğünden dedektif Fred Thursday'le irtibata geçmesi rica olunur.
Quien posea datos ligados con su desaparición contacte al Inspector Fred Thursday en la Estación de Policía de Cowley, Oxford.
Ve kendisine Bay Thursday diye hitap edeceksiniz. Ya da "Efendim" diye.
Y es "Señor Thursday" para ustedes.
Müfettiş Thursday değil mi?
El Inspector Thursday, ¿ no es así?
Müfettiş Thursday gelmedi mi?
- ¿ Ya llegó el Insp. Thursday?
Müfettiş Thursday Teddy Samuels'e vurdu mu?
¿ El Inspector Thursday golpeó a Teddy Samuels?
Thursday'e söyler misin, Mary Tremlett'i kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsa elbiseleri nereden gelmiş, bulsun.
Dile a Thursday que si quiere saber quién mató a Mary descubra de dónde vino su ropa.
Saat tam 08 : 00'de ofisimde ol.
MI OFICINA - OCHO EN PUNTO FRED THURSDAY ( INSPECTOR )
Müfettiş Thursday'le birlikte hastanedeyim.
Estoy en el hospital con el Insp.
Müfettiş detektif Thursday, efendim.
Detective Inspector Thursday, Señor.
Sanıyorum ki Bay Thursday gelişme kaydedip kaydetmediğimizi öğrenmek istedi.
Me imagino que el Sr. Thursday quiere saber nuestros progresos.
Başka sektörlere benzemez Mr Thursday.
No hay ninguno como éste, Sr Thursday.
Fred Thursday.
- Fred Thursday.
Ben Albay Thursday.
Soy el coronel Thursday.
Hoşgeldiniz General Thursday.
Bienvenido, general Thursday.
- Bayan Thursday?
- Señorita...
Anlıyorum Bayan Thursday.
Ya lo entiendo, señorita.
- Tanrı...
- Un servidor, Sr. Thursday.
- Albay Thursday, Bay Meacham.
- ¡ Coronel Thursday!
Emirlerine itaat edilmeli. Bayan Thursday, korkarım ki gitseniz iyi olur.
Obedecerá a sus órdenes.
- Kıpırdama!
Southland 4x10 "Thursday" - ¡ Freeze! - ¡ Voy a flanquearlo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]