English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Tomes

Tomes Çeviri İspanyolca

4,313 parallel translation
Lütfen benimle alay etme, bu daha ilk. Benzersiz bir şeyler yap, aşkım.
No me tomes el pelo como este primero me por favor por hacer algo único, mi amor
Benzersiz bir şeyler yap, aşkım. Büyük eğlence, büyük eğlence!
No me tomes el pelo como este primero me por favor por hacer algo único, mi amor
Hemen sonuca varma. Ne yazıyor?
Bueno, no tomes conclusiones precipitadas. ¿ Qué dice?
Leo yine yanlış anlama ama Splinter'a karşı tüm planlarınız suya düşüyor.
Eh, Leo, no lo tomes a mal, pero contra Splinter, tus planes siempre terminan con nuestros traseros zurrados.
İçki içme.
No tomes.
- Çok içme.
- No tomes demasiado.
-... yani bunu kişisel algılama. - Algılamamaya çalışıyorum.
Creo que ambos sabemos porque me sentía así, así que no te lo tomes como algo personal.
Bacağımı çekme!
¡ No me tomes por el culo!
Kararını bugün vermeni beklemiyorum ama başvuru süresinin bitmesine az kaldığını da unutma.
No espero que tomes la decisión hoy pero no olvides las fechas para las solicitudes.
Söylediklerimi böyle algılama.
Bueno, No sólo tomes mi palabra
Yanlış anlama ama Jody.
No lo tomes a mal, Jody.
Senin de bir zamanlar onu sevdiğini varsayarak senden devreye girip, çok geç olmadan bunu engellemeye yardım etmeni istiyorum.
Y asumiendo que alguna vez lo hayas amado también, te estoy pidiendo que tomes cartas en el asunto y ayudes a detener esta situación antes de que sea demasiado tarde.
Bu yüzden Carl'ı da alıp bu akşam buradan gitmeni istiyorum.
Es por eso que necesito que tomes a Carl y salgas de aquí esta noche.
Güzel bir yudum almanı istiyorum ama yutma.
Quiero que tomes un buen trago, pero no te lo bebas.
Mızmızlanıp durma öyle.
Pero no me tomes el pelo.
Umarım bir şeyler yaparsın.
Espero que tomes medidas.
Lütfen kişisel algılama.
Por favor, no te lo tomes como algo personal.
Seni nasıl hissettirdikleri umrumda bile değil, Her şey ayağının ucunda.
No me importa cómo te hagan sentir, todo está a tu disposición para que lo tomes.
Yanlış anlamanı istemem çünkü gerçekten iyi yazmışsın.
Y no quiero que te lo tomes mal, porque... estaba muy bien escrito. - Sí.
Bak, senin almanı istiyorum.
Mira, quiero que tomes el control.
Bu adamların yaptıklarını kişisel olarak algılamamanı istiyorum.
Necesito que tú no tomes personalmente lo que estos hombres hicieron.
Benimle bir içki içmeni istiyorum dostum.
Quiero que te tomes una copa conmigo, amigo.
Falza kişiselleştirmemeye çalış, dostum.
No lo tomes tan personal.
Yarın patronunun çalışma odasına gidip kitaplık rafındaki küçük, elektronik saati alıp bana getirmeni sonra da tekrar yerine koymanı isteyeceğim yapacağın iş bu kadar.
Necesito que vayas mañana al estudio de tu jefe y tomes un pequeño reloj eléctrico del estante de libros y me lo traigas. Luego necesitaré que lo coloques allí de nuevo. Y es todo, dos pasos.
Ama derin bir nefes alman gerek.
Pero necesito que te tomes un respiro.
Kişisel olarak algılama.
No lo tomes personalmente.
- İlanı hemen çıkarttığın için çok teşekkür ederim, Syl.
Realmente aprecio que tomes la lista - con tan poca antelación, Syl.
Hırsını ondan çıkarma.
Oye, no la tomes con él.
Yapılması gerekenleri yapamayacağın kadar sarhoş olma.
No tomes tanto que no puedas hacer lo que hay que hacer.
Alınma ama hayatım boyunca vücudunun o kısmını hiç düşünmedim.
De verdad, sin ofender... no tomes esto de manera errónea, pero no he gastado un momento de mi vida pensando en esa parte de tu cuerpo.
Üstüne alınma.
No lo tomes personalmente.
Beni bir aptal için götürme.
No me tomes por idiota.
Edward, sadece eski danışmanlarını yanına almanı ve Rivers ailesini kapı önüne koymanı istiyoruz.
Eduardo, todo lo que pedimos es que tomes de nuevo a tus antiguos consejeros - y despidas a la familia Rivers. - ¡ Lo cual sabes que nunca haré!
Ya da "Tanrı'nın isteği" adı altında istediğin kararı vereceksin.
¡ O tú decretarás cualquier acción que sea que tomes para ser la voluntad de Dios!
Reddedmiyorum, daha sonra kullanabilirsin diyorum.
No te lo estoy negando, solo estoy diciendo que te lo tomes después.
Beni ciddiye bile almıyorsun.
No creo que me tomes en serio.
Öyle düşünmeyin hemen.
Bueno, no te lo tomes así.
İyi tarafımı çekmen gerekir.
Necesito que me tomes de mi lado bueno.
Alınma ama ortağına daha yakından bakacağım.
No lo tomes a mal, pero voy a investigar más a tu compañera.
Çünkü, lütfen yanlis anlama bebegim ama gençlesmiyorsun.
Porque, y por favor, no te tomes esto mal, nena, no te estás volviendo joven.
- Yanlış anlama, saygı duyuyorum. Ama ISIS'i altı Cadillac'la kıyaslamak elmaları altı Cadillac'la kıyaslamak gibi bir şey. - Ron!
- O sea, no lo tomes a mal, lo respeto, pero comparar ISIS con seis concesionarios de Cadillac es como comparar manzanas con... seis concesion...
Evet, yanlış anlama Ron ama C.H.U.D ile kaynaşmayı tercih ederim.
Mira, no te lo tomes a mal, Ron, pero antes crearía vinculos con un CHUD.
Dalga geçmeyi bırak.
No me tomes el pelo.
Jason'nın hastalığından avantaj sağlamaya çalışma.
No tomes ventaja de la enfermedad de Jason.
Şirket arabasını kullanma.
No tomes el servicio del auto.
Daisy'i gördüğün için karar almak yok, anlayor musun?
No. No tomes decisiones basadas en ver a Daisy, ¿ entiendes?
Bu parayı alıp bana Ellen May'i vermeni istiyorum.
Quiero que tomes este... dinero y me entregues a Ellen May.
Üzülme.
No te lo tomes a pecho.
Not almayın.
No tomes nota.
Silahıma davranma.
No tomes mi arma.
- Ama sonra sen bana geri geldin.
No te lo tomes a mal...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]