Tören Çeviri İspanyolca
2,288 parallel translation
Tören bir saat içinde başlıyor.
La boda empieza en una hora.
Onunla her ziyaret tören gibiydi.
Cada visita con él era ceremoniosa.
Küçük bir tören olacak.
Será algo muy pequeño.
Penis - bir tören penisi.
Es un Príapo... un pene ceremonial.
"Orji" kelimesi bile "kutsal tören" den gelir.
Incluso la palabra "orgía", originalmente significaba "sacramento".
- Tören mi?
- ¿ Un homenaje?
Kesinlikle. Bu tören sadece dört kez gerçekleştirildi.
Un buen ritual ampliara tus conocimientos ni que hablar de tus orificios apretados
Bunun sadece bir tören olduğunu düşünmüyor musun? Yani adet yerini bulsun diye... Bunu kabul etmelisin.
¿ No es mucho ritual para algo que... tendrá como el 50 % de probabilidades de tener éxito?
Dini bir tören.
Una práctica religiosa.
Acıklı bir tören olmuştur, eminim.
Seguro fue una ceremonia conmovedora.
Büyük bir tören olacak, tüm babalar gelecek ve rozetlerimizi takacaklar.
Ay una gran ceremonia y todos los papas van y... nos ponemos nuestras placas...
Tören balonu gibi.
Como un carro de globos.
Tören bitti.
Fin de las presentaciones.
Tören gibi bir şey yapmamız gerek aslında.
Debimos tener algún tipo de ceremonia.
O parçaları eve götürüp küçük bir tören yapacağıma söz vermiştim.
Toda esta cosa, hacer el ritual.
Neden düzgün bir tören düzenlemedin?
¿ Por qué no le diste un buen entierro?
Evet geçen hafta sonu belediyeye gidip sade bir tören yaptık.
Sí, puja. Bien. Puja, cariño.
Tören yine de yapılacak mı?
Sí.
Bütün tören işlerini biz yaparız.
Y tomaremos nuestros votos juntas.
Bak, arazi biraz pahalı, o yüzden hemen başlayamam ama Ferrigno'nun malikânesini bir satarsam en azından birazını öderim diye düşündüm ve geriye hâlâ Santa Barbara'daki tören için param kalır.
El terreno es caro, así que no lo urbanizaría enseguida, pero si vendo lo de Ferrigno, podría al menos pagar un adelanto, y me quedaría dinero para la recepción en Santa Bárbara.
"Tanrı ne tür bir tören yaptı?"
"¿ Qué tipo de ritual ha hecho Dios?"
2'de tören.
Ceremonia a las dos.
Marie Laure, daha tören tam bitmeden ayrıldı.
Marie Laure sólo quería irse.
Bu tören dünyanın 246 ülkesinde canlı olarak yayınlanmaktadır.
La ceremonia se transmite en vivo para 246 países alrededor del mundo.
Tören birazdan başlayacaktır.
Ya es casi la hora.
- Tören ne zaman? - İki hafta sonra.
- ¿ Cuándo será la ceremonia?
Efendim, tören tarihini öğrenebilir miyim acaba, efendim?
Sr. si pudiera saber las fechas de las convocatorias
- Tören mi?
- Altar?
O gidene kadar bekle ve sonra dümdüz gidip, Rahl'ın tören odasına gir.
Espera a que pase, y luego corre en línea recta, hasta la entrada de la Cámara Ceremonial de Rahl.
Her şeyin sade olmasını istedim. Yarın burada kız kardeşin ve benim anne babamla sade bir tören, evde de sade bir tören...
Una simple ceremonia mañana... con mis padres y tu hermana, y una simple recepción en la casa.
Ardından pazar günü Atlanta'da tüm sülalenle ikinci bir sade tören.
Seguida de una segunda simple recepción el domingo en Atlanta... con el resto de tu familia.
- Tören için düzenlemeleri yapıyorlar. - Beraber mi?
Están decorando para la ceremonia.
Bana o takma dişli küçük tören kızları gibi davranıyorsunuz! Hayır, hayır.
Me tratas como esas chicas asistentes con frenillos en los dientes.
Biliyorum, sadece merhum Jeffersonian'da çalıştı diye gün boyu matemli tören gerektiren böyle sosyal adetlere katılmıyorum.
Lo sé, sólo que no estoy de acuerdo con la convención social que nos obliga a asistir oficialmente todo un día a un funeral simplemente porque el fallecido trabajó en el Jeffersonian.
İyi bir headhunter yaşadığın köyü,... akıl almaz bir güçle bir anda tuz buz eder ve kafanı tören eşliğinde bıçakla kesiverir.
Un buen cazaejecutivos te atacaría al ponerse el sol con una fuerza abrumadora y te cortaría la cabeza con un puñal.
- Kate tören takımındaydı.
Kate era un miembro de la guardia de color.
Büyük toplantılar iyi değil dediniz ama bu tören...
"... porque Tú estás conmigo ". Ustedes dijeron que las reuniones concurridas no eran convenientes. - Y este servicio -
Cenaze töreninin şimdiye dek yapılmış en büyük ve en iyi tören olmasını isterdi.
Me dijo que quería que su funeral fuera la mejor y mejor fiesta del mundo.
O zaman da aynı tören mi yapılıyordu?
¿ Entonces era el mismo ritual entonces?
Tören sırasında ağlayan bir sürü kız görmüştüm. Ama bu sefer Lauren'ınki bana dokundu.
He visto a muchas chicas llorando durante el ritual, pero esta vez Lauren me convenció.
Tören için çiçek almalıyız.
Pobre Eli. Debemos asegurarnos de que tenga flores en su entierro.
Bu arada, Bay V için düzenlediğiniz tören çok güzeldi.
Por cierto el servicio por el señor V. fue muy bonito.
Tören için kuru temizlemeye vereceğim.
Lo llevaré a la lavandería para el entierro. Un poco sexy para un entierro, ¿ no es así?
Tören daha başlamadı bile.
Ni siquiera ha empezado el funeral.
Bu, kutsal bir törendir, çok eski bir tören.
Se trata de un rito sagrado, de un antiguo rito.
Tören kıtası gibi görünüyorsunuz. Daha çok karşılama komitesi gibi.
Parecemos más un Comité de bienvenida.
Karışık biraz. Eleanor'un arkadaşları tören sırasında konuşuyorlar.
Los amigos de Eleanor están hablando durante el Seder.
O tören, sevgi ve kabullenme ile büyüyen özel bir olay ve istediğim son şey orada nefret ve sevgisizlik dolu birinin olması.
Es una ocasión especial, llena de amor y aceptación, y lo último que quiero es alguien lleno de odio y desprecio.
Küçük bir tören.
Es una ceremonia pequeña.
Yarın sabah özel bir tören yapılacak.
Hay un oficio extraordinario mañana por la mañana. - El día de San Bernabé.
Çocuklarımız olursa, dedeleri mutlu olsun diye 3 yaşına kadar kobra yılanıyla tören yapmak zorundalar.
Si tenemos hijos, sólo deben hacer una ceremonia con una cobra a los tres años para que su abuelo sea feliz.