Ufak tefek Çeviri İspanyolca
1,418 parallel translation
Sadece ufak tefek bazı değişikliklere ihtiyacı var.
Solo hay que darle unas leves modificaciones.
Belki onu benim evime haftada bir kere ufak tefek bakım işlerini yapmaya ve bahçedeki çöpleri toplamaya gönderebilirsiniz.
Bueno, puedes enviarlo a él a mi casa para hacer un poco de mantenimiento, limpiar un poco la basura del patio.
Bazı ufak tefek değişiklikler.
Unos pequeños añadidos de puesta a punto.
Parti! Büyük savaşçıların ve efsanelerin yolunda yer almadan önce ufak tefek şeyler biliyordu...
Poco se imaginaba que ante él yacía un camino místico de grandes guerreros y leyendas.
Ufak tefek işlerim var.
Tengo que hacer unos recados.
Ufak tefek misin?
¿ Por qué? ¿ Eres mas pequeño que yo?
Bedava veya bir dolara yaptığı Ufak tefek işlerden
O varios trabajos que hace por allí en el pueblo, gratis o por un dólar
Başını derde ufak tefek dertlere sokmuştu. Manhattan Güney karakolundan kefaletle çıkardım.
Se metió en problemas así que pagué su fianza.
Ufak tefek işler çeviriyordu ama işi büyütmeye hevesliydi.
- ¿ Por qué tanto escándalo? - Tú trajiste la merca. Nosotros la entregamos.
Benim gibi ufak tefek biri olan Alfredo ile..
Entre Alfredo... Un chico un poco gordito, como yo.
Gözden kaçmış, ufak tefek..
Sólo son cosas básicas.
Ufak tefek şeyleri şapkasına koyuyordu.
! Solía llevar cosas en su gorra.
Merak etme, oğlum. Ufak tefek yaralar için kaygılanma.
Hijo, sólo un pequeño rasguño.
Ufak tefek şeyler için yemin etmem.
No juro por cuestiones pequeñas.
Ufak tefek işler için buralardaydım ve seni aramak aklıma geldi.
Tenía cosas que hacer por aquí y recordé tu número
Ufak tefek, kekeleyen ve burnu öten biri olsun.
¿ Uno bajito, que silbe por la nariz?
Ben antropolog değilim diyorum. İri bir kadına veya ufak tefek bir erkeğe ait olabilir.
lo que quiero decir es que no soy antropologa puede ser una mujer grande o un hombre pequeño
Manticore projesi hakkında ufak tefek şeyler.
Sólo algunas cosas sobre el proyecto Manticore
Bende çoğunlukla ufak tefek sıyrıklar ve çürüklerle arada sırada da acil vaklarla uğraşıyorum.
Casi todo mi trabajo es pura rutina. Raspones, magulladuras, las emergencias ocasionales.
İhtiyacın olmayan ufak tefek eşyan var mı?
¿ Tienes algún, uh, pequeño apéndice que no necesites?
Ufak tefek?
¿ Pequeño?
Ufak tefek rahmetleri için cennete şükürler olsun.
Gracias al cielo por la misericordia
Sohbet bol ama ufak tefek hırsızlık ve bilardo sopası darbesi az.
Más conversación. menos robos y golpes con tacos de pool.
Sizin ufak tefek kaygılarınız beni ilgilendirmiyor artık.
Un joven de un intelecto incomparable.
Belki de senin 10 defa ufak tefek şeylerden tutuklandığın içindir.
Pudiste haberte escabullido y tomado el dinero.
Ufak tefek bir şeyler getirdim, - Gösterine değişiklik katabilirim.
Tengo algo que quizá haga en el show de variedades.
- Ufak tefek bir şeyler.
- Es algo.
Üzerini kaplattığımızda, ufak tefek kusurları belli bile olmayacaktır.
Cuando lo enyesemos, las pocas imperfecciones ya no se verán.
Benim ufak tefek bazı işlerim var zaten.
Tengo algunos mandados que hacer.
Veee Lisa Minelli. Talk Show programları ufak tefek hediyelerle bize yüzlerce, binlerce dolar gelir sağlıyordu.
Los programas nos invitan y nos dan miserables regalos mientras ellos hacen montones de miles de dólares.
Ufak tefek hırsızlıklar, uyuşturucu.
Hurtos, todas esas multas por conducir embriagado.
- Ufak tefek olmak ne güzel.
- Gracias por ser pequeña.
Ufak tefek şeyler.
- No mucho. Cosas.
Ufak tefek bir sürü şey var.
Hay muchos detalles, y todos se suman.
Pire, ufak tefek bir adam ama kocaman dalgalara dalar.
Pulga es un sujeto pequeño... y monta olas enormes.
Cortes Bank, görüp görebileceğiniz en kolay değişebilen yerlerden bir tanesi çünkü birçok etkiye açık, çok fazla ufak tefek ayrıntıya ve rüzgara açık.
El Banco Cortes es una de las áreas mas frágiles que pueden imaginar... porque está abierto a muchos otros oleajes y está abierto al viento.
Bir kaç ufak tefek soruna rağmen bunun büyük bir mühendislik başarısı olduğunu söylüyorlar.
Paul, las piramides... el Titanic, que segun me cuentan era una maravilla de ingenieria... a pesar de su posterior desventura.
Ufak tefek şeyler yapabilir.
Oh, él podía golpear un poco, pero eso era todo.
- Meraklanma, onlar ufak tefek.
- No temas. Son muy chiquitos.
Ufak tefek kontroller.
Si, estamos viendo algunas cosas.
Birlikte ortak olarak yürüttüğümüz ufak tefek bazı işler var.
Él y yo somos socios en un negocio aquí.
Aramızdaki tek fark, onun iriyarı, benimse ufak tefek oluşum.
Lo único que nos diferencía es que él es grande y yo pequeño.
İçine ufak tefek şeyleri koyması için, gördün mü?
Es para que guarde sus cosas dentro.
Kafasında peruğu olan ufak tefek ve 4 silahı olan bir adamdı.
Es un hombrecito con una peluca en la cabeza y cuatro pistolas.
Ufak tefek işler çevirip azıcık para için risk almaktan sıkıldım.
Estoy cansado de llevar en cabestrillo estos 62 y 80s.
Ufak tefek bir şeyler yapıyorum.
Sabes lo que estoy diciendo?
Beni evlatlık edinmeyi teklif etmişlerdi. Lou denen bu ufak tefek adama bu kadar tutulmuş olmasına çok şaşırmıştım. Ve onda ne bulduğunu da anlayamamıştım.
se ofrecieron para adoptarme si tenía que dejarme estaba asombrada de ver a este hombrecito del que estaba tan atada y no le encontré su gracia.. debo decirlo digo, encendía el encanto y yo estaba algo irritada y no lo entendía
Ufak tefek birkaç iş.
Trabajo de utilidad.
Sabahları onu giydiriyor ve ufak tefek şeylerini yıkıyordum.
Le vestía y Ie Iavaba Ios calzoncillos.
Ufak, tefek şeyler.
Pequeñas cosas.
Ufak tefek olmak ne güzel.
Gracias por ser pequeña.