English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Ulzana

Ulzana Çeviri İspanyolca

40 parallel translation
Ulzana'nın savaşçıları yolda! Vadiyi terketti.
¡ Ulzana se ha escapado!
Ulzana ve bir kaçı savaş ilan ettiler.
Ulzana y algunos otros están en pie de guerra.
Ulzana...
Ulzana...
Ulzana vadiyi terkediyor!
¡ Ulzana se ha escapado!
Ulzana ve savaşçılarının arkasından asker göndermek hiç içimden gelmiyor.
No, no tengo ningunas ganas de enviar al ejército tras Ulzana y sus guerreros.
Ulzana'nın gittiğini duydum.
- Escuché decir que Ulzana se ha ido.
Ben dönene ve Ulzana'nın peşine düşene kadar, o 4 saat kazanıyor.
Hasta que yo regrese y pueda ir tras Ulzana, él me habrá sacado más de 4 horas de ventaja.
Ulzana hakkında düşündüklerini sor.
Pregúntales qué piensan de Ulzana.
Ulzana'nın amacı ne?
¿ Qué se propone Ulzana?
Ulzana ile karşılaşırsak, her adama ihtiyacıımız var!
Si nos topamos con Ulzana nos harán falta todos los hombres que tenemos.
Ulzana çok uzun zamandan beri vadide.
Ulzana lleva mucho tiempo en la reserva.
Ulzana, yeni kokular almaya geldi :
Ulzana ha salido a buscar nuevos olores.
O zaman Ulzana çok cana kıyacak.
Entonces Ulzana quiere matar muchos.
Ulzana'yı tanıyor musun?
¿ Conoces a Ulzana?
Ulzana, yürümenizi istiyor.
Ulzana quiere que vayáis a pie.
Bu Ulzana'nın hoşuna giderdi!
Eso le gustaría a Ulzana.
Şurada bir yerde dönüp, Ulzana'yı alacaklar.
En algún momento van a dar la vuelta para recoger a Ulzana.
Ulzana burda.
Ulzana está aquí.
Ulzana'ya ulaşmak için atların sağa veya sola doğru yaptığı dairenin büyüklüğü ne kadar?
¿ cómo es de amplia la vuelta que darán los caballos, hacia la derecha o hacia la izquierda, para reencontrarse con Ulzana? - ¿ Puede seguirles el rastro durante la noche?
Ulzana'yı bulmak zor olacak.
Será difícil dar con Ulzana ahora.
O Ulzana'ya gitmeyi başaramaz, bir yerde ölür kalır.
No logrará llegar hasta Ulzana, se arrastrará y morirá en algún lado.
- Bu, Ulzana'nın oğlu.
- Es el hijo de Ulzana.
Bu Ulzana'nın oğlu mu?
¿ Es el hijo de Ulzana?
Neden bana, Ulzana'nın oğulunun da aralarında olduğu söylenmedi?
¿ Por qué no se me ha dicho que también estaba el hijo de Ulzana?
Ke-Ni-Tay, Ulzana'nın önce su sonra atları arayacağını söylüyor.
Ke-Ni-Tay piensa que Ulzana procurará agua y caballos.
Ulzana'nın ata ihtiyacı var.
Ulzana necesita caballos.
Ulzana savaşçılarını yürütemez.
Ulzana no seguirá a pie.
Ulzana şimdi ne yapacak?
¿ Qué va a hacer Ulzana ahora?
Ulzana şimdi oğlunu düşünmekte.
Ulzana piensa en su hijo.
Ulzana buradan iki at aldı.
Ulzana se ha llevado dos caballos de aquí.
Ulzana yetki istiyor, at istiyor.
Ulzana tiene que conseguir fuerza, muchos caballos.
Ulzana, onu bulmanı istedi.
Ulzana la dejó para que la encontraras.
Ulzanayı saldırıya zorlayıp, sonra da savunmaya geçeceğiz.
Obligaremos a Ulzana a atacar y lo contraatacaremos.
Ulzana'nın adamları, böğürtenden başka biryşey olmayan dağlarda dolaşmaktan yorgundurlar.
La gente de Ulzana estará cansada de dar vueltas por las montañas comiendo bayas.
- Ulzana'yı istiyorsanız, hayır.
- No, si quiere capturar a Ulzana.
Ulzana sizi izliyor, ve amacı, o tuzağa düşmeden sizin tuzağa düşeceğinizden emin olmak.
Tiene que ser convincente. Ulzana le está observando para estar seguro de que usted ha picado... antes de picar él.
- Ulzana, senin yukarı çıkmanı istiyor.
- Ulzana quiere que tú subas allá.
Borazanızı duyur duymaz dışarı çıktı Ulzana.
Ulzana se escapó... apenas escuchó su música.
- Fakat... Ulzana bilmemeliydi.
- El truco... era no anunciárselo a Ulzana.
Evet, efendim. Ulzana ne olacak peki?
Sí, señor. ¿ Y qué pasa con Ulzana?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]