Upir Çeviri İspanyolca
58 parallel translation
Okulda bir çocuk var. Herif bir upir.
Hay un chico en mi escuela.
Upir mi?
Es un upir. - ¿ Un upir?
Bir kız kardeşi var, o upir değil.
Tiene una hermana... Ella no es upir.
Bunu bir upir yapmış olabilir mi?
¿ Pudo haberlo hecho un upir?
Şu son derece uzun Upir dostun nerede bugün?
Entonces, ¿ dónde está tu tan alto amigo upir?
- Peter Nicolae'nin Upir'den bu kadar korkmasının sebebini hatırlıyor musun?
- Peter, ¿ recuerdas por qué Nicolae tenía tanto miedo del vampiro?
- Upir.
- Upir.
Bir upir var.
Hay un upir.
Ne akla hizmet, bir upirle birlikte samimi olup iyi adam-kötü adam muhabbeti yapmaya başladın?
¿ Qué carajos hacen tú y un upir dialogando sobre buenos y malos?
Hayat memat meselesi bile olsa kimseye söylemeyeceğin şeyi bir upirin izlemesine izin mi verdin?
Es lo único que no debes contarle a nadie nunca, ni aunque te torturen, - ¿ Y dejas que lo vea un upir?
Üniformalar başka bir şey diyordu ama liderleri vampirdi.
Los uniformes decían una cosa... pero el líder era un upir.
Sanırım vampir olabilir.
Creo que quizás es una upir.
Gerçekleştirdiğimiz geniş çaplı genetik çalışmaların sonucunda Upir iştahını doyurmak üzere bir tür konsantre besin deposu ortaya çıkarmayı başardık.
EL PRODUCTO DE UN TRABAJO DE UN AMPLIO ESPECTRO DE EXPERIMENTOS GENÉTICOS QUE HEMOS ESTADO LLEVANDO A CABO, REUTILIZANDO LOS NUTRIENTES CONCENTRADOS PARA SACIAR EL APETITO DEL UPIR.
Upir'e dönüşme süreci başlarda oldukça sıkıntılı geçebiliyor.
ESO DE CONVERTIRSE EN UPIR PUEDE SER BASTANTE DESCONCERTANTE AL PRINCIPIO.
- Upir metabolizmasına zıt şekilde iyileşme yeteneğinin azalması...
DE LA TASA DE RECUPERACIÓN CONSISTENTE CON UN METABOLISMO NO UPIR...
Upir nörotoksininin diğer bir Upir üzerindeki etkileriyle alakalı klinik verimiz yok.
NO HAY DATOS CLÍNICOS PARA LOS EFECTOS DE LA TOXINA UPIR EN OTRO UPIR.
Ben Upir'im ve senin annenim.
Soy una Upir, soy tu madre.
Yakında Upir dünyasından ayrılıp insanların dünyasındaki yerini alacaksın.
Pronto dejarás el mundo de los Upirs para tomar tu lugar junto al mundo de los hombres.
Upir-ektomi yapılıyor, anlayacağın dilde.
Se ha sometido a una upir-ectomia, si lo prefieres.
Dr. Pryce'ın bunu Upir'lerin keyfi için ürettiğini mi sanıyorsunuz?
¿ Crees que el Dr. Pryce lo desarrolló para la hora feliz upir?
Bugünkü son tedavinden sonra Upir retroviral değerlerin o kadar düşük olacak ki varlığını anlayamayacağız bile.
Hoy, luego de tu último tratamiento, tu carga retroviral upir será tan baja, que no seremos capaces de detectar su presencia.
Upir DNA'sı genetik eşlemeye müsait değil.
El ADN upir no es compatible con la secuenciación genética.
Nesliniz kurumayacak, hâlâ bir Upir.
Tu legado está asegurado. Seguirá siendo upir.
Upir denen bir şey duydunuz mu hiç?
¿ Habéis oído hablar de los upires?
Biyolojik ürünler, upir beslenme ve metabolik ihtiyacını karşılamak için özel olarak üretildi. Ve hepsi yok edildi.
Los biológicos se diseñaron específicamente para saciar las necesidades nutritivas y metabólicas del upir y se han destruido todos.
Tanıdığım tek upir benim.
Soy el único upir que conozco.
Bunca derdimizin içinde sırf upir diye ona güvenmeli misin?
Con lo que está pasando ahora, ¿ crees que deberías confiar en ella porque es upir?
Göğüs kafesi sökülerek öldürülen ve bu morgun sahibi olan kız da bir upirdi.
La dueña de esta morgue, a la que le arrancaron el pecho, era upir.
Evimden yaklaşık 10 km ötemde beş upir yaşıyormuş ve ben bunu bilmiyordum.
Había un upir a unos ocho kilómetros de mi casa y nunca me enteré.
Ülkedeki morglarda çalışan insanların yarısı zaten upir.
La mitad de los dueños de funerarias del país son upires.
Kana olan açlığında azalma olan bir upir. Bu gerçekten de çok ilginç bir gelişme.
Que un upir tenga dificultad para tolerar la sangre es algo que me intriga.
Şundan emin olabiliriz ki PSL patojeni Spivak tarafından oluşturulmuş ve bu patojen tüm upir ırkının yok olmasında başlıca etken olarak öne çıkıyor.
Está bien claro que su desarrollo de los patógenos de lipopolisacáridos fue y es el principal catalizador de la exterminación de los upires.
Annenin sana upir doğasını öğretmediğini sanıyordum.
¿ No era que tu mamá no te había enseñado ninguna costumbre upir?
Yani upirlerin korkulu rüyası.
Omul negru, el coco upir.
Tanıdığım bir Upir var. Adı Nate.
Tengo un amigo upir, Nate.
- Demek yeni upir sensin.
- ¿ Así que eres el bebé upir?
Kasabamızın yaklaşık % 35'i upirlerden oluşuyor. Sayımını kendim yapmıştım.
Nuestra pequeña localidad es 35 % upir, según mi propio censo.
Doğu Cornwall'da yaşayan bir upir olmak istemiyor gibisin.
No suenas como un upir que quiera vivir en East Cornwall.
Upir olmanın hediyesi uzun süre boyunca dünyada yaşayabilmek.
La ventaja de ser upir es que vives aquí mucho tiempo.
Genç bir upirken üzerlerinden beslendiğim onca masum insan için.
Por todas las vidas inocentes que quité alimentándome cuando era una upir joven.
- Bir upir için beden bulmanın ne kadar önemli olduğunu anlatamıyorum.
- ¿ Qué mierda quiere decir? - Debo hacer hincapié en cuán importante es que encuentres un huésped upir.
Hiç upir tanımıyorum ki. Upir'lerden hoşlanmıyorum bile.
No conozco a ningún upir, ni siquiera me caen bien.
Tarife uygun upiri nerden bulacağım?
¿ Dónde encontraré un upir a medida?
Benson'ın tarzı özellikle upir'e idi.
Los gustos de Benson en mujeres era exclusivamente en upires.
İronik bir şekilde, Ben'in o korkunç... upir çatışmasıyla alakalı toplanmaya gitmesi gerekiyordu.
Lo irónico es que Ben debía ir a Toronto para participar en un congreso de emergencia sobre la terrible ola de violencia entre upires.
Görünüşe göre upir'lerde rastlanan bir şey değil.
Parece ser que es rara en upires.
Sevgili upir kardeşlerim, teşekkür ederim.
Mis colegas upires, gracias.
Son üç günde, Sydney'de 5 upir öldürüldü, 14 tane Tokyo'da.
... ni está limitado a América del Norte. Cinco upires muertos en Sídney, Australia, en los últimos tres días. En Tokio, 14.
- Upir?
- ¿ Upir?
Evet. Upir mi?
Sí. ¿ Upir?
Kız upir.
Ella es upir.