English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uste

Uste Çeviri İspanyolca

286 parallel translation
Bu sizin için kötü bir haber mi Bayan Muller?
¿ Es una mala noticia para uste Sr. Muller?
ve sen, hemen şimdi gitmelisin. Polisler seni görüp görmediğimizi sormak için gelecekler ve... biz o sırada yerleri fırçalıyor olacağız. o sırada siz yolda olacaksınız.
Y usted, márchese cuanti antes que si vienen y le preguntan a todo vidame y más que si hay que fregar todo esto, ya nos está usté estorbando.
Beyefendi benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün ama ben, böyle davranışların din dışı ve kaba olduğunu düşünüyorum.
Señor... Usté pensará de mí lo que guste pero le digo que esa manera de tratar a un semejante es anticristiana, bárbara y soez.
Üste kalmak zorundasın.
Considérese usted mismo confinado en la estación.
Üste konuşma orijinalinden daha zayıf bir el ile de yapılabilir ki bu gerçeği partnerin unutmaması gerekir.
Puede efectuarse una con una mano mucho más baja que la declaración original, hecho que el compañero debe tener en cuenta.
Ona ister Freddy ister Charlie derim, aynı senin gibi... bir yabancıyla konuşurken kibar olmaya çalışırsın.
Le llamo Freddy o Charlie, igual que haría "usté"... si quisiera ser simpática con un desconocido.
Bu düzgün yazılmamış.
¿ Por qué no me lo lee "usté"?
Beyefendi, beni suçlamasına izin vermeyin.
Oh, señor, no deje "usté" que me denuncie.
Burada olmak senin gibi benim de akkım.
Tengo tanto derecho como "usté" a estar aquí.
Yani, beni bir...
"Usté" podría hacer que yo...
- Senin için.
- No sirve "pa usté".
Kibarca söylersen tabii ki.
Oh, vamos, no haga "usté" cumplidos.
Ama bana kendi dilimi öğretmek için o kaddar fazla almağa cürret edemezsin... ondan dolayı bir şilinden fazlasını vermem.
No creo que "usté" se atreva a pedirme la misma cantidad... por enseñarme mi propio idioma, así que sólo le daré un chelín.
Kendisini babam zannetti heralde.
Cualquiera diría que es "usté" mi padre.
Ne biçim beefendisin sen be, neler sölüyosun böyle?
"Usté" no es un caballero. ¿ Como se atreve a hablar así?
Sende hiç duygu yok. Gidiyom ben.
"Usté" es incapaz de sentir nada por nadie.
Senin gibiler pek çok kızı uyutmuş.
Hay chicas que las han "envenenao" tipos como "usté".
Seni koca zorba.
"Usté" es un fanfarrón.
Sen babalığı tanımazsın.
"Usté" no conoce a mi padre.
Buraya kesin içkiye dökmek için mangır koparmağa gelmiştir.
Ha "venío pa" sacarle a "usté" la pasta y emborracharse.
Nasılsınız?
¿ Cómo está "usté"?
Yetkili siz misiniz?
¿ Uste es el encargado?
Üste para verseler gelmezdim.
¡ No volveré aquí ni por un millón de dólares!
Üşte Mullet'ın üniforması, efendim.
Encontramos su uniforme.
Çocuklar demliği kırdılar, Sizinkini almaya geldim.
Los muchachos rompieron la olla, y vengo por la de usté.
Peder, bu odunu alıyorum. Zaten kullandığınız yok.
Me llevo esta poquita de leña padrecito al cabo que usté no va a encender lumbre.
Size kuzenim Chona'nın bir hırsız olduğunu söylüyorum... ve siz bir azizsiniz.
Ahora le digo que la Chona, mi prima es una ratera. Y usté un santo.
Sen iyisin, ben kötü.
Usté es bueno y yo soy mala.
Bak Nazario.
Mire usté don Nazario.
Çok inatçısın
Que si está usté loco.
Evet efendim, sen.
Sí señor, a usté.
Kardeşim sizi görmek istiyordu beraber yanına gidelim.
¿ Qué no dirá que mi hermana ya quería irse a México a buscarlo a usté.
Eğer bir şey yapmazsanız, yarın ölecek.
Si usté no le pone remedio, ni este día dura.
Belki inanmayacaksınız efendim ama..
Usté va a dispensar patroncito.
en az sizin kadar, o da Tanrı'nın oğlu.
Tan hijo de Dios como usté.
Sigaran var mı?
¿ No trae usté cigarros?
Onu görmeliydin.
Tenía usté que haberlo visto.
Köpekten bile daha kötü durumdasın.
Es usté peor que los perros.
Yaşamını değiştirmek ister misin?
¿ A usté le gustaría cambiar la suya?
sen iyi olanları tarafındasın, ve ben de kötü.
Usté pa'lado bueno, y yo pa'lado malo.
Piskopos, sivil otoriteyle bir anlaşma yaptı. Siz sıraya girmeyin.
Por encargo del obispado, que lo ha arreglado con las autoridades civiles no irá usté en la cuerda.
Merak etme, senin istifa etmediğini söyleyecekler.
Con razón dicen que es usté un inconforme.
Bir şeye ihtiyacınız var mı?
¿ Necesita usté algo?
Sen çocuklarla ilgilen ve ev işini aksatma.
Usté a sus hijos. Y ocúpese de la casa.
Üste olmuştur.
Salieron así de la base.
Üste ofis işi yapıyormuş.
Hacía trabajo de oficina en la base.
Üste yazın.
Escriba su nombre arriba.
Üste kalmak zorundasın.
Considérese detenido.
Memnun musunuz? - Nelerimiz aynı?
¿ A que le van bien a usté?
Memnun musunuz?
¿ A que está usté muy contento con ellos?
Çok kolay. Yolu şaşırmazsınız.
Es fácil, no se va usté a perdé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]