Utandırıyorsun Çeviri İspanyolca
599 parallel translation
- Ne olursa olsun, onu utandırıyorsun.
- Aún así, lo incomodas.
Beni utandırıyorsun.
Me estás avergonzando.
- Beni utandırıyorsun ama!
Dime qué quieres. No se moleste.
Beni utandırıyorsun.
¡ Me escandalizas!
Şimdi utandırıyorsun beni.
Ahora... ... me estoy avergonzando.
- Beni utandırıyorsun.
- Me está avergonzando.
Şimdi beni utandırıyorsun.
Haces que me sienta cohibida.
- Beni utandırıyorsun.
- Me estás avergonzando.
Beni utandırıyorsun Mel.
Haces que me avergüence.
Hepimizi utandırıyorsun.
Nos estás avergonzando a todos.
Whitey, beni utandırıyorsun.
Whitey, me avergüenzo de ti.
Bas git, insanı utandırıyorsun.
Aún me queda por beber.
Beni utandırıyorsun.
Me avergüenzas.
Beni utandırıyorsun!
¡ Vas a conseguir que me sonroje!
- Beni utandırıyorsun, biricik Sophie'im.
Te sonrojas, querida Sophie.
Aldo bizi çok utandırıyorsun.
Aldo, nos haces sentir tan avergonzados.
Öyle bakma! Beni utandırıyorsun.
No me mire así.
- Üniformanı utandırıyorsun.
- Es Vd. un deshonor para su uniforme.
Beni utandırıyorsun.
No me avergüences.
Beni utandırıyorsun?
¿ Te avergüenzas de mí?
Beni gerçekten utandırıyorsun.
Realmente te avergüenzas de mí.
Beni utandırıyorsun.
Me has puesto en vergüenza.
Andre'yi utandırıyorsun!
- Le estás avergonzando.
- Hayır, beni utandırıyorsun. Herkesin önünde, kardeşinin önünde.
- No, me pones en ridículo delante de todo el mundo, delante de tu hermana.
Beni utandırıyorsun.
Tápate, me da vergüenza.
Beni utandırıyorsun!
Me estas dejando en ridiculo. Vamos, sube.
- Beni utandırıyorsun.
- Avergonzarme.
Beni herkesin önünde utandırıyorsun.
Me estás poniendo en evidencia delante de la gente.
- Beni utandırıyorsun.
- Me harás sonrojar.
- Beni utandırıyorsun.
- ¡ Qué vergüenza!
Beni utandırıyorsun.
Me estas molestando,? sabes?
Beni utandırıyorsun.
Luce, por favor. Me avergüenzas.
Beni utandırıyorsun. Defol şimdi!
Me estás avergonzando. ¡ Vete!
Buraya gelerek beni utandırıyorsun.
Me avergüenzas volviendo aquí.
Onlara hakaret ediyor ve beni utandırıyorsun.
Los insultas a ellos y me avergüenzas a mí.
Beni utandırıyorsun.
Herirás mis sentimientos.
Joey bazen beni o kadar utandırıyorsun ki. u make me so ashamed
Joey, a veces me haces sentir avergonzado.
kes sesini. beni utandırıyorsun.
¡ Cállate!
Sen beni utandırıyorsun.
Me avergonzarías.
Hadi ama, Ben, beni utandırıyorsun!
¡ Vamos, Ben, me estás dejando en vergüenza!
Babanı neden utandırıyorsun?
¡ Soy tu padre!
Sen kendini utandırıyorsun.
Tú te avergüenzas a ti mismo.
Susan'ı utandırıyorsun.
Eres vergonzoso Susan.
Oğlunu utandırıyorsun.
Estás avergonzando a tu hijo.
Beni utandırıyorsun.
Cariño, me avergüenzas.
Beni utandırıyorsun.
Me hizo quedar mal.
Hastaneyi utandırıyorsun, ekibi... ve tüm devlet sağlık sistemini... tüm o ucuz şakalarla.
Hizo quedar mal al hospital, al personal... y al entero sistema de salud del estado. - Todo por una broma barata.
Beni utandırıyorsun.
Me vas a ruborizar.
Şerifin önünde beni utandırıyorsun.
La pistola te da el poder de la vida y la muerte.
Beni utandırıyorsun.
- Me llenas de vergüenza.
Beni utandırıyorsun.
¡ Me avergüenzas!