English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Utanırım

Utanırım Çeviri İspanyolca

195 parallel translation
Burada giymeye utanırım.
Me avergonzaría usarlo aquí.
Ben utanırım.
Yo me avergonzaría.
Utanırım.
. Me da vergüenza.
Seninkilerin renginde benim ellerimde. Ama yüreğimi bembeyaz edemem senin gibi. Utanırım!
Mis manos tienen ya el color de las tuyas, pero me avergonzaría tener el corazón tan blanco.
Böyle şeyleri anlatmaktan utanırım.
Jamás hablo de cosas así.
Bir korkakla evlendiysem asıl o zaman utanırım.
Yo también, porque me casé con un cobarde.
Diğer kızlar torpilli olduğumu öğrenirse utanırım. Tamam mı?
Sería muy embarazoso que las otras vean que tengo enchufe. ¿ De acuerdo?
Utanç verici olan ben değilim. Beni doğuran kadından nasıl utanırım?
No existe vergüenza en mí. ¿ Cómo puedo avergonzarme de la mujer que me engendró?
Utanırım.
Sentiré vergüenza.
Hayır, çok utanırım.
No. Me daría vergüenza.
- Söyleyemem, utanırım.
- Me resulta embarazoso.
Evet ama, senin karşında, çırılçıplak... utanırım.
Es igual. Es que desnudo, así, ante usted, no me animo.
Bu müthiş fikir karşısında utanırım.
Es tan maravillosa que estoy avergonzado.
Utanırım sonra.
Me da vergüenza.
Utanırım.
Me da vergüenza,
Ben utanırım istemiyorum.
No me gustaría avergonzarlo.
Ona söylemeye çok utanırım.
Me avergonzaría demasiado decirle.
O adama karşı koymazsan, seni tanıdığımdan dolayı kendimden utanırım.
Me avergüenzo de ti si no enfrentas a ese tipo.
Çünkü çok utanırım.
Usted sabe, porque sería tan embarazoso.
Diz çökerseniz çok utanırım.
Me ruborisaría si se pusiera a mi pies.
Sonra yine sürtüklerin peşine, çeker gider! Bunları size anlatmaktan utanırım ama dürüst olmak gerekirse,.. ... onunla nasıI baş edeceğimi bilmiyorum!
Me avergüenza contarles todo esto pero la verdad es que no sé qué hacer con él.
Ben çok utanırım.
Soy demasiado tímida.
Çok utanırım.
Me daría mucha vergüenza.
Spordan sonra spor salonunda duş almaktan çok utanırım.
Yo siempre me siento muy apenada de ducharme después de gimnasia.
Utanırım.
Soy tímido.
Kendimi ayıplar, utanırım ama şu an hiç öyle değilim. Sen?
Me vuelvo autocrítico y vergonzoso, pero ahora no me siento así, ¿ y tú?
Utanırım.
- Me resulta bochornoso.
Sanırım utanıyorsun.
Veo que te estás sonrojando.
Böyle davrandığım için kendimden utanıyorum Charlie ama elimde değildi, çıldırıyordum.
Me da vergüenza haber reaccionado así, Charlie. Pero no pude evitarlo. Estaba enloqueciendo.
- Hesabı ben ödesem utanır mısın?
¿ Le molestará que firme la nota?
Aslında, bunu sana söylemeye utanıyorum, Georgio ama sanırım sana bir açıklama borcum var.
Me da mucha vergüenza decírselo pero le debo una explicación. No.
Açlara, "hırsızlık günahtır" diye vaaz vermeye utanırdım.
Le avergonzaba predicar a los hambrientos, "No robarás".
Sanırım... Amerikalılar duygusallaşmaktan biraz utanıyorlar.
Creo que a los norteamericanos les avergüenza sentir ternura.
Benim vardığım sonuç şu... Ölmekten korkmakta utanılacak bir şey yok. Ama yaşamaktan korkmada büyük bir utanç vardır.
Mi conclusión es que no es indigno temer a la muerte, pero es vergonzoso temer a la vida.
Çekinir, utanır ve korkarım
Sí soy tímida, recatada Y medrosa
...'İşte efendim kâhyalığı benden alıyor.''Toprağı kazacak gücüm yok.''Dilenmekten utanırım.''Ne yapacağımı bilmiyorum ;..
"¿ Qué voy hacer ahora si mi amo decide quitarme el empleo?" "¿ Picar? No tengo fuerzas para ello,"
Utanılası bir hal almak üzereydi, sanırım tıpkı senin gibi.
Sospecho que se había convertido en una carga. Como usted.
Hayır. Utanılacak bir çok şey yaptım, ama bir katil değilim.
Me arrepiento de muchas cosas que he hecho, pero no soy un asesino.
Sanırım utanırdı.
Le molestaría.
Sanırım olanlardan biraz utanıyor.
Sí, creo que está avergonzado por lo que sucedió.
Sanırım evlerinden utanıp araba göndermekten vazgeçmişler.
Me parece, quizés, jovencita, que se avergonzaron de su casa y por eso no enviaron a buscarlas.
Senin yaşında bir adam böyle davranır mı? Utan utan.
¿ No le da verguenza jugar con un niño de esa edad?
Demek istediğim, takma dişin olsaydı, ondan utanır mıydın?
Quería decir que si la tuvieras, ¿ te avergonzarías?
- Sanırım utanırdım.
- Creo que me avergonzaría.
Komik olmaktan utanır hale gelmeden önce... Crimes and Misdemeanors'u da unutmayalım.
- Antes de avergonzarse de ser gracioso.
Hayır, geçmişte sana çok aşğılayıcı davrandım... ki şimdi bundan çok utanıyorum.
Eso, me he portado fatal contigo y me avergüenzo de ello.
"... çok utanırım! " demiş, jandarma.
Quisiera depositar el dinero de mi comandante.
- Lütfen dedikten sonra ve utanınca evet yardım ederim. - Hayır! İyi o zaman,
Ya que eres tan educado y que te sonrojas, acepto.
- Umarım kendinden utanıyorsundur. - Aslında tam sayılmaz, hayır.
Espero que estes avergonzado.
Utanıyorum. Hazır mısın?
Lo estoy. ¿ Estás lista?
Sanırım utanıyordum.
Creo que estaba avergonzado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]