English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uyarıldın

Uyarıldın Çeviri İspanyolca

217 parallel translation
İşte. Sadece uyarıldınız.
Está avisado.
Ama şu an uyarıldınız ve asıl şimdi ona karşı suç işlemiş olacaksın.
Pero te he avisado, ahora sí le ofenderías.
Bana asla dokunmaman konusunda uyarıldın.
Le advierto que no vuelva a tocarme.
O sabah, senatöre karşı ölüm tehditleri hakkında uyarıldınız.
Aquella mañana le dijeron que alguien pretendía matar al diputado, su Presidente.
En küçük taşına kadar sapasağlam, tek parça. Uyarıldınız!
Se ha reconstruido piedra por piedra.
Konuşma şeklinden dolayı bir kere uyarıldın.
Ya has tenido un aviso por tu insolencia.
Uyarıldın, taş koydular.
Si le hubiera advertido, no me hubiera dicho tanto.
Joey Tai hakkında uyarıldın.
Te previnieron contra Joey Tai.
Uyarıldın.
Se te previno. Fuiste advertido.
Uyarıldın.
Se te ha advertido.
Uyarıldın mı?
- ¿ Te excitaste? - Sí.
- Sonra uyarıldın...
- Entonces estabas excitado.
Uyarıldın.
Estás advertido.
- Şu anda ikinci kez uyarıldın. - Bu liste nedir?
- Ya le hemos avisado dos veces.
- Pekala genç bayan, bu seferlik uyarıldın.
- Muy bien, jovencita... quedas advertida.
Uyarıldınız.
Está avisado.
Uyarıldınız!
Quedan advertidos.
İki kez uyarıldınız.
Se lo he advertido dos veces.
Bir kez uyarıldın, Chao.
Te avisamos una vez, Chao.
Zamanında ve gene siz insanlar uyarıldınız.
Una y otra vez su pueblo ha sido advertido.
Uyarıldın!
Estás advertido.
Uyarıldın!
¡ Estás advertido!
Uyarıldın!
Usted ha sido advertido.
Çok iyi, uyarıldın.
Muy bien. Se lo advertí.
Uyarıldın.
Te lo advertí.
Kaç kez uyarıldın sokaklarda yalınayak yürümemen için?
¿ Cuántos veces se te dijo que no camines por la calle descalzo?
Sokaktaki kadınlar tarafından, onların yaptığını yapmaması için şiddetle uyarıldı.
Las damas de la calle también la desalientan.
Bu konuda uyarıldığınız zaman ne yaptınız?
¿ Qué hizo cuando se lo presentaron?
Avukatın son sözlerinin çıkarılmasını ve jürinin bu sözleri dikkate almaması konusunda uyarılmasını talep ediyorum. İtiraz kabul edildi ve jüri uyarıldı.
Pido el consejo que se suprima la última observación y ordeno al jurado no tener en cuenta estas observaciones.
Olası halefim diyelim... Görev başındaki tüm 2 Numara'ların senin tarafından komplolara karşı uyarıldığına yönelik kanıtları toplamayı başarmış. Söz konusu komplolar suikastlarmış.
Mi muy eficaz colega, y quizás mi presunto sucesor, ha reunido las pruebas que cada número 2 interino ha recogido a lo largo de mi ausencia, han recibido su aviso respecto a un improbable complot contra ellos.
Sizin hakkınızda yaptığımız analiz bir parça yanılmış olabilir ama uzak durmanız için uyarıldığınız halde arkadaşlarınız için geldiniz.
Quizá nuestros análisis fueran un poco erróneos, pero les dijimos que se fueran y vinieron a por sus camaradas.
Vardığınızda VIP muamelesi görmeniz için Dış İşleri Bakanlığı uyarıldı.
El Ministerio de Asuntos Exteriores ha sido alertado para darles trato de VIP a su llegada.
Karım uyarıldığını söylemişti.
Mi esposa dijo que había sido prevenida.
Birden bedenimin aşırı uyarıldığını hissettim.
De repente me volví muy consciente de mi cuerpo.
Çocukların hatası olduğunu düşünüyorum, hele ki uyarıldıktan sonra.
Yo creo que los chicos se han equivocado encima, previamente les habíamos advertido.
Şehirdeki bütün hastaneler olası bir salgın konusunda uyarıldı.
Todos los hospitales de la ciudad están avisados de un posible brote.
Bu sabah binlerce insanın Sharp gevreklerini yedikten sonra acil servise kaldırıldığı haberi geldi. Neyseki yanlış uyarı olduğu anlaşıldı.
Esta mañana miles de personas se reportaron enfermas... luego de comer Cereales Sharp... pero todo resultó ser una falsa alarma.
Uyarıldığında, beyin sıvısı kaynama sıcaklığına ulaşıyor ve sınırlarını aşıyor.
Cuando se enojan, el fluído cerebral alcanza.. un alto grado de ebullición, excediendo de su límite.
Parlamento üyelerinin hepsi dün haberdar edildi. Fakat gizlilik yeminiyle başlayan kabine toplantılarında, Başbakanın güçlü uyarısından sonra güvenlik daha da arttırıldı.
A cada miembro del Gabinete se informó de ella ayer pero al voto de secreto que se aplica en toda reunión del Gabinete se añadió el solemne aviso que dio el Primer Ministro.
Yıldızüssü'nü uyarın.
Alerte a la base estelar.
Önümüzde hastalığın ve deliliğin olduğuna dair uyarıldık.
Nos han advertido de que nos espera la fiebre y la locura.
Sınır boyundaki tüm karakollara ve yakındaki... birkaç bağımsız gemiye gereken uyarılar yapıldı.
Se han enviado avisos a todos los puestos fronterizos y a varias naves independientes en los sectores cercanos.
Uyarıldıktan sonra bayanın malum bölgesinde aman Allah'ım!
Una vez que es estimulada, la hembra responde de tal manera que la piel que cubre... Dios mío.
Peygamberlerin uyarıldıklarını bilmeden, insanlarımı birliğe çağıramam.
No puedo unir a mi gente hasta saber que los Profetas han sido advertidos.
Şimdi, ziyaretçiler Beyaz Saray'a gelmiş olanlar uyarıldı... başkanla konuşmalarının kaydedilmiş olabileceğinde?
JULIO 1973, SENADO WATERGATE, PRELIMINARES. ¿ Los visitantes de la Casa Blanca fueron avisados de que sus conversaciones con el Presidente serían grabadas?
Ama sizi uyarıyorum, bizim üç yıldır bildiğimiz bu sırrı öğrenince bir daha rahat uyuyamayacaksınız.
Pero quede advertido, una vez que conozca este secreto... una vez que sepa lo que hemos sabido desde hace tres años, nunca volverá a dormir bien.
Alaska körfezi için bu akşam fırtına uyarısı yapıldı. Rüzgar hızının 90 kilometreye çıkması bekleniyor.
Se espera una tormenta esta noche en el golfo de Alaska, con ventarrones de hasta 50 nudos.
Herkesin uyarıldığını söylüyor.
Dice que ya hemos sido advertidos.
N.S.E.G. uyarıldı, fakat onlar aldırmamayı tercih ettiler.
Decidieron ignorar la advertencia
Uyarıldın.
Considérese advertido.
Adamların uyarıldı, ama hâlâ beni utandırıyorlar.
Se les avisó, pero me humillaron.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]