Uykuşunda Çeviri İspanyolca
702 parallel translation
Uykusunda o kadar çok konuşup duruyor ki.
Ha estado hablando en sueños.
Bir gazeteyi memnun etmek için adamı uykusunda asmak zalimlik.
Es excesivo colgarle dormido para complacer a la prensa.
Uykusunda öldü herhalde.
Habrá muerto mientras dormía.
Ama ben uyanıktım ve onu uykusunda konuşurken duydum.
Cuando me desperté, le oí hablar de ello.
Grace Poole'u uykusunda öldürüp... Thornfield'i ateşe verdi.
Golpeó a Grace Poole mientras dormía, y prendió fuego a Thornfield.
Hiç uykusunda yürüyen birini gördün mü?
¿ Alguna vez has visto a alguien andando sonámbulo?
Bayan Rogers uykusunda öldü. - Ne?
- La Sra. Rogers murió esta noche.
Merrivale'in onu uykusunda öldürmesine kim engel olacak?
¿ Y si Merrivale le mata mientras duerme?
Dediğine göre uykusunda ayaklanmış olmalı.
Cree que ha caminado mientras dormía.
Uykusunda yürüdüğünü söyledi.
Dijo que camina en sueños.
Uykusunda yürümez.
Él no es sonámbulo.
Şuna baksana Gérard, canım. Uykusunda çiğniyor.
Mira, Gérard, come durmiendo.
Güvenli yapar. Uykusunda yakalar onu.
- Wullie le matará mientras duerme.
Geceleri uykusunda kalkıp dolaşıyor.
Camina en sueños.
Uykusunda konuşurken onun seninle nişanlı olduğunu öğrendim.
Yo supe de vuestro noviazgo cuando el hablaba en sueños.
Birazdan uykusunda gülümsüyor olacak.
En un minuto estará sonriendo dormido.
Orada yatarken öyle çaresiz görünüyor ki... bir çocuk gibi uykusunda gülümsüyor.
Parece tan indefenso ahí acostado sonriendo en sueños como un niño.
ve kızım... sonsuz uykusunda.
Y la niña... descansa en paz.
Herhalde gece, uykusunda huzur içinde ölmüştür.
Imagino que debió de tener una muerte dulce.
Uykusunda ölmüş.
Mientras dormía.
Noel hediyesini açtıktan sonra... uykusunda ölmüş.
- ¿ El primo Andre ha muerto? - Sí, mientras dormía, después de abrir su regalo de Navidad.
O uykusunda ağlaması için hayli büyük bir çocuk, ama bu gece ağladı.
Tiene demasiada entereza para llorar, pero esta noche lo ha hecho.
"Macbeth ölüm uykusunda"'
Macbeth mata el sueño. "
Fakat gördüm ki, ben uykusunda senin gibi bir yaratığı bile öldüremem.
Pero no puedo matar a un tipo como Vd. dormido.
Kendi oğlunuz öylesine aç ki, onun uykusunda inlediğini duydum.
Oigo a su propio hijo quejarse dormido del hambre que tiene.
Sevdiğini uykusunda... ... rahatsız eden son imansızı da öldür.
Mata al último infiel... que ha perturbado el sueño de tu bien amada.
Ölüm ona eski bir dost gibi gelebilirdi. Hediyeyi uykusunda verebilirdi.
Y la muerte debió haber venido a él como un amigo que ofrece descanso.
- Uykusunda yürüyor, bayım.
- Ella es sonámbula, señor.
Bunları uykusunda bile pişirebilir.
Podría cocinar esto dormido.
Dün gece, küçük bir kızken yaptığı gibi uykusunda konuştu.
Ella habló mientras dormía anoche, como hacía de pequeña.
Uykusunda konuşuyor.
Y habla por las noches.
Uykusunda mı?
¿ Cómo que habla? ¿ En sueños?
Uykusunda konuşmuyor. Dua ediyor.
Mamá, creo que por la noche no habla, reza...
Uykusunda dişini gıcırdatıyor, ve evlilik sona erdi.
Ella rechina los dientes al dormir. Así que se terminó el matrimonio.
- Devario uykusunda olmalıymış
- ÉI debe haber estado soñando.
Albay Bouvar uykusunda öldü.
Bouvar murió mientras dormía.
Bir keresinde güneşin altında uyuyakalan bir kedi varmış ve uykusunda kedi olduğunu gören bir insan olduğunu görmüş rüyasında.
¿ Sabe lo que le ocurrió a un gato? Se quedó dormido al Sol y soñó que era un hombre que dormía y que soñaba que era un gato.
Bunlara da "uykusunda uçanlar" diyebiliriz.
Digamos que vuelan dormidos.
Teyzem uykusunda yürürdü.
Tuve una tía que era sonámbula.
Uykusunda ölmüş.
Murió mientras dormía.
Uykusunda şarkı söylüyor!
Tal vez esta mejorando!
Fred uykusunda konuşuyormuş.
Fred habla dormido.
Birisi uykusunda korktuğunu nasıl hissedebilir ki?
¿ Como puede uno que está durmiendo estar asustado si está durmiendo?
Uykusunda öldü.
Murió mientras dormía.
Yaşamın hummalı düzensizliğinden sonra rahat uykusunda.
Tras la intermitente fiebre de la vida, duerme bien.
Bak, Şeytan nasıl da uykusunda günahlarından habersiz.
Mirad cómo duerme el diablo sin remordimientos.
Hayattayken çayırlar onu yaşattı şimdi ebedi uykusunda da ona çayırlar bakıyor.
Ella cuidó de él mientras vivió... y ahora lo hace... mientras él duerme.
"Ebedi Uykusunda."
"Eterno reposo."
Uyanıştan önceki kısa uykusunda ne kadar da güzel görünüyor hayatım.
Qué hermosa se ve, mi amada camino de su último sueño antes de despertar.
" Uykusunda ebediyete göç etti.
Murió mientras dormía.
Geçen gece uykusunda ilişkisi olduğundan söz ediyordu.
El otro día habló de tener una aventura mientras dormía.