English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uymadı

Uymadı Çeviri İspanyolca

1,065 parallel translation
Ve onu savunmazsam etiğe uymadığım için beni barodan atacaklar.
Y si no lo defiendo me expulsarán por no ser ético.
Tarzının biraz geleneklere uymadığına katılıyorum... ama bizimle bilgisini paylaşmaya istekli ve hevesli.
Reconozco que es extravagante.
Tam uymadılar, ama hoşuma gittiler.
No había de mi talla, pero me gustaban.
Ama ne kadar çok çalışırsa çalışsın, mükemmel çokyüzlüler ve gezegenlerin yörüngeleri birbirlerine fazla uymadılar.
A pesar del esfuerzo, los sólidos y las órbitas planetarias no encajaban bien. ¿ Por qué no?
Görevini acil durumda terkettin ve emirlere uymadın.
Abandonaste tu puesto en un momento crítico y desobedeciste una orden,
Bu uymadı, bir de sen dene.
Esta no funcionó. Inténtalo tú.
Bir İngiliz yasasına uymadı diye bir Hintliyi öldürürse, Hintli de başkasının ülkesinde uyguladığı için onu öldürebilir diye yazdım.
Sólo dije que si un inglés mata a un indio por desobedecer su ley el indio debe matarlo por imponer su ley en tierra ajena.
Yazdıklarının size uymadığı açık.
Seguro que no lo diría por vos.
Gençliğinizdeki prensiplere uymadınız mı yani?
- Entonces... no has respetado los principios de tu juventud.
Cezaevimiz müdüriyeti son zamanlarda bazı mahkûmların cezaevi kurallarına gerektiği gibi uymadığını müşahede etmiştir.
"La dirección de la prisión ha constatado que ciertos condenados no obedecen las reglas del establecimiento como es debido."
Tanrı'nın emirlerine uymadıklarını görürsem öyle yaparım.
Cuando los capturé rompiendo las reglas del Señor, los degollé con la navaja
Ancak Düke olan aşkından dolayı bu emre uymadı ve ona bir erkek çocuk doğurdu.
Debido a su amor por el duque, desobedeció y dio a luz un hijo :
Yerlilerin bu evlilik bağlarına uymadıklarına dair ciddi görüşler açıklanmamış gizemler var.
Hay aspectos en ella que en realidad... quedan aún como... - misterios sin explicar.
Yerlilerin talepleri İngiliz örf ve adet hukuku ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca toprak kanununa da uymadığını belirtmeliyim.
Los reclamos de los aborígenes no están de acuerdo con lo previsto en el derecho común británico... que... aunque haya sido importado, sigue siendo, quizás lamentablemente, la ley en este país.
Peki Sizin Uymadığınız Kurallar Ne Olacak? Revillas'ın Nedeni, İşte Orada..
O no siguen las reglas o las respetan demasiado... porque los Revillas siguen allí afuera.
Bütün ailelerin evraklarına ve.. ... Alman yetkililerce verilen emirlere uyup uymadığınıza bakacağız.
Habrá comprobación de familias y de las listas familiares y cómo se cumplen las órdenes de las autoridades alemanas.
Gözüme uymadı.
No se ajustaban bien.
Bunu biliyordunuz ama uymadınız.
Lo sabían. Lo violaron.
8 haftada canının istemediği emirlere uymadı... - ve resmi olmayan haberler okudu.
En ocho semanas de programas, ha infringido normas de contenido y ha leído noticias censuradas.
Anlayacağın, kendini hiç de uymadığın bir ortama sokmuştun ve kurtulmak için de, eline geçen ilk şansı mükemmelen kullandın.
Usted ve, usted se tiene a sí mismo en una atmósfera... para la que usted no estaba preparado... y muy propiamente tomo la primer oportunidad para salir.
Evet, şartlı tahliye kurallarına uymadım.
Sí, vioIé mi libertad condicional, ¿ recuerdas?
Hazırlıklara uyup uymadığımıza bakıyor olabilirler.
Viendo si cumplimos lo acordado.
Doktorumuz bizim ışınlanma kurallarımıza uymadığınız için endişeli.
Nuestro médico se preocupa por su irregular sistema de transporte.
Emirlere uymadılar ve cezalandırılmaları gerekli.
Han desobedecido y debo castigarlos.
Artık Willie'in pantolonlarının bana uymadığına şaşmamalı!
No hay duda de por qué los pantalones de Willie ya no me entran.
- Kişiliğime hiç uymadı.
- No va con mi personalidad.
Uymadı.
No concordaban.
Kaçış takvimim senin sosyal etkinlik takvimine uymadığı için özür dilerim.
Siento que mi itinerario de fugitivo no encaje con tu calendario social.
Hayır, bu uymadı.
No, éste no te queda bien.
Ama fahişe ismine uymadığı için Lulu derler.
Pero no es nombre de puta, así que Lulu.
Benim emirlerime uymadığın dedikodusu kulağıma geliyor. Et tüccarlarıyla yaptığın anlaşmalar gibi dedikodular...
Según rumores, licitará contra mí por los contratos del ganado del gobierno.
Talimatlarına sonuna kadar uymadığın için seni suçluyor.
Te culpa por no seguir sus instrucciones al pie de la letra.
Yalancı şahitliğin onları zor durumda bırakacağını ve kendi prensiplerine uymadığını söylüyor.
La mentira que habían planeado, no hubiese sido incompatible... con sus principios morales, conociendo la causa que la provoca
Kurallarına da uymadı!
No hizo caso a su palabra.
Babanızın tanıma uyup uymadığını görün.
Mire si su padre encaja el perfil.
Parmak izleri uymadı.
No coincide ninguna huella.
Ama sen binadan uzak durma emrine uymadın.
Y aun asi, desobedeciste la orden de no entrar.
Elbiselerimin ya da halının dokusunun... onun evinde bulunan örneklere uyup uymadığına bakıyorlar.
Van a tratar de ver si el tejido de mi ropa es igual al que encuentren en casa de Carolyn.
Eğer beceriksizliğim senin Alaskalı kendine güvenen insan tarzına uymadıysa özür dilerim.
Perdona si mi incompetencia ofende tu idea de independencia alaskeña.
Edith Mbtjana kanguru vadisinin toprağına verilirken kocası da aborjinlerin cenazeyle ilgili geleneklerine uydu. Ama törenden sonra yasla ilgili geleneklere uymadı.
Cuando Edith Mbatjana fue enterrada en la Tierra de la Llanura del Canguro su marido siguió el rito aborígen para la sepultura, pero después de la ceremonia no siguió el rito del luto.
Fakat tüm kalbinizle, bir dava uğruna savaştığınız da, ve bu yüzden Tanrının emirlerine uymadığınızda, Tanrının bunu affetmesi daha kolay olacaktır.
Pero cuando se lucha por una causa con todo el corazón, a Dios le resulta más fácil perdonar si por ello se incumplen sus mandamientos.
Bize uymadı. Şimdi rock'n'roll barın kira sözleşmesini değiştir.
Así que ahora puedes cambiar el contrato para el bar y grill Rock'n Roll.
Kara Bayrak Ordusu'nun komutanı Lau'nun dostu olduğunu biliyorum. O merkezî hükümetin emirlerine uymadı.
Tú eres amigo de Lau del Ejército de la Bandera Negra... pero él no acata las órdenes del gobierno central.
Hasta gizliliğine uymadı tabi. Defilede Matmazel Dean'i bulup ona trajik haberi vermenin sizin yararınıza olduğunu düşündü.
Claro que ha violado la confianza de su cliente, pero ha decidido, por su propio bien, ir a ver a Mademoiselle Deane al desfile y darle la trágica noticia.
Emirlere uymadım.
No cumplí las órdenes.
Ayrıca bugün koridorda yürürken bir çoğunuzun kıyafet yönetmeliğine uymadığını fark ettim.
Además... al recorrer los pasillos esta mañana... observé varias violaciones a nuestro código de indumentaria.
Bu tam uymadı galiba, tek problem bu.
El texto no encaja, ese es el problema. Hay que sacar unas...
Hayır, uymadı.
No, ésta no.
Yasal prosedürlere uymadığı gibi İnsan Hakları Beyannamesini de çiğnedi.
Él metió su nariz en la Carta de Derechos.
- Programıma uymadı.
Mmm... tuve un problema.
Bizler, senin kendi yargılama talimatlarına uyup uymadığını sorguluyoruz.
Cuestionamos si este tribunal obedece sus propias normas de funcionamiento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]