English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uysal

Uysal Çeviri İspanyolca

567 parallel translation
Onun öğretisi olacaktır... ve sonuçta çelik gibi sert organizasyonunda... taktiklerinde uysal ve bütününde kolay uyum sağlayan ;
Lo adoctrinará y, a la postre, organizará duro como el acero Moldeable en sus estrategias Y adaptable en su totalidad
Uysal, Mutlu,
Doc, Feliz,
Biliyorum, sen Uysal'sın.
Ya sé, tu eres Doc.
Neden, Uysal, şaşırdım.
Pero, Doc, me sorprendes.
"Üç yaşında, uysal, ve köpeklerden hoşlanıyor."
"Cuídalo, tiene tres años, es un encanto y le gustan los perros."
- Bir yavru kedi kadar uysal.
- Es manso como un gatito.
- Yavru kedi kadar uysal mı?
- ¿ Como un gatito?
İzninizle ben Dorothy'yim küçük ve uysal olan.
Si me permite yo soy Dorothy pequeña y dócil.
Canavar için seçtiğim yeni beyin çok basit. O kadar uysal olacak ki size eğitimli bir köpek gibi itaat edecek.
El cerebro que he elegido para el monstruo es tan simple... tan dócil, que le obedecerá como un perro entrenado.
Benden bezdiğini söyle. Bu kadar uysal olma.
Dime que te has hartado de mí, no seas tan dócil.
Oğlum ne zaman uysal bir Apaçi oldu?
¿ Desde cuándo mi hijo es blando con los blancos?
Amerikalılar sığır besliyor ama uysal ya da zayıf değiller.
Los americanos crían ganado y no son abuelas ni débiles.
Gérard, senin şu yaban kedileri çok uysal görünüyor.
Oye, Gérard, tus fieras son muy mansas.
Uysal?
¿ Dóciles?
Bu uysal atları nereden buldunuz?
¿ Dónde consiguieron estos caballos dóciles?
Uysal atlarınızın hepsini, tanesi 50 $'dan bize satmaya ve fazladan bir 100'lük daha kazanmaya ne dersiniz?
Bueno ¿ les gustaría vendernos todos estos caballos dóciles a 50 dólares por cabeza y tal vez llevarse 100 adicionales?
Sana çok uysal olduğunu söylemiştim.
Te dije que eras demasiado indulgente.
Önce bir yavru köpek alırsın, sonra... uysal bir kızılderili bulursun ve bir söğüt dalı kesersin.
Te haces con un cachorro y entonces... contratas un indio pacífico y cortas una vara de sauce.
Uysal politikanızın buradaki kadınlar için ne anlama geldiğini... hesaba katıyor musunuz?
¿ Piensa en lo que su política significará para nuestras chicas?
Uysal ve samimi insanları olan bir kasabaya.
Donde haya gente tranquila y sincera.
Aşkım kollarında uysal beyaz bir kuş.
Y mi amor en tus brazos, es un suave pájaro blanco
Bir erkek dolu mideyle daha uysal olur.
El humor mejora con la barriga llena.
Yerinde olsam, onun daha uysal bir hayvana binmesini isterdim.
Yo que tú haría que montara un animal más manso.
Galiba horozlarımız başka çöplüklerde daha uysal öter.
Creo que nuestros gallos cantarán más bajo en otro tejado.
Şimdi, bunlar çok ürkek, çok çekinik, uysal.
Éstas son tímidas, retraídas, nada agresivas.
Uysal bir sihirbaz sadece. Demek ki buydu.
No es más que ilusionismo.
Bakımsız biraz ama uysal bir tip.
Tenía el pelo rizado y parecía algo desaliñado.
Ne uysal değil mi? Nerede oturuyorsunuz?
- ¡ En la columna de la Vendôme!
Yumuşak, uysal.
Dócil, fácil.
Hiç kavga etmez, hiç şikayet etmez, hiç karşılık ermez hep uysal ve itaatkar.
Nunca riñe, nunca se queja, nunca replica siempre sumisa y obediente.
Ama bizim atlarımız çok uysal.
Pero, ¡ entonces teníamos buenos caballos!
Nedir bu? Uysal, sevecen küçük bir hayvanı minyatür bir şeytana çevirdin.
Has transformado una plácida criatura en un pequeño demonio.
Dört saat içinde ilacın etkisi geçecek ve o eski uysal haline geri dönecek.
En cuatro horas, cuando la droga pierda su efecto volverá a su estado anterior de placidez.
Çok daha rahat uyursunuz, Daha uysal olursunuz.
Además, le hará dormir y nos dejará en paz.
Uysal küçük doğulu bebekler
Preciosas muñecas orientales
Kriz durumları geçtiğinde, tamamıyla normal hatta uysal ve dostane görünürler.
Cuando no están imbuidos en una crisis, parecen completamente normales, incluso agradables y afables.
Bu kızda, benim vicdanımı rahatlatacak uysal nitelikler eksikti.
Esta chica carecía de desenvoltura y yo tenía mala conciencia.
Saygılı, uysal bir çocuktu.
Cálmese, cálmese. Verá que lo remediaremos.
Hayatıma anlam kat ve senin uysal kölen olayım.
Dale un sentido a mi vida, y seré tu fiel servidora.
Dinleyin beni, bütün erkekler sadece sessizliği sever uysal, itaatkâr kızları...
Escuchad, a los hombres sólo les gustan las chicas calmadas... amables y obedientes.
Tecavüzden sonra gayet uysal birer eş oldular.
Creo que al final se volvieron unas esposas aceptables.
Artık uysal ve sessiz hizmetkarlar değiliz
No somos más las blandas y mansas sirvientes
Gelin, bu tehlikeli ve şeytani eseri yakından inceleyelim uysal kadın tenine sarılıp sarmalanmış bu yeni türü...
Vamos a examinar esta creación peligrosa y malvada, que se personifica en la piel sutil de la mujer.
Resime bakarsak ; 38-45 yaş arası, zor karakterli, görünürde uysal, kızgınken soğukkanlı, kadınlarla sükseli.
A juzgar por las fotos diría que se trata de un hombre entre los 38 y 45 años. De carácter no fácil, apariencia dócil,... cólera fría, éxito con las mujeres.
Uysal oyun, süpürgeler falan.
Qué juego más tonto... con escobas.
Ben uysal bir Apaçi'yim.
Soy un apache domado.
- Bir at! - Uysal gibi görünüyor.
- Buen caballo.
Güzel, uysal, itaatkar.
Bellas, sumisas y obedientes.
Ne cılız,.. ... yel vurmuş, uysal, pörsümüş, camgöz,..
¿ Qué clase de descendencia débil, aguada, enferma...?
Ve karım uysal birine dönüşüverdi.
Y mi mujer se volvió muy dócil.
Bir tanesi uysal - bu.
Uno dócil, éste...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]