English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uça

Uça Çeviri İspanyolca

289 parallel translation
Biz de kızı bu uça koyacağız.
Pondremos a la chica a ese lado.
Şimdi sen ve adanın güney denizini bir uçtan diğer uca neden kirlettiğini anlıyorum.
Ahora comprendo por qué usted y su isla apestan los Mares del Sur.
Yol, okul ve barajlar yapmaya, eyaleti uçtan uca değiştirmeye başladı.
Empezó a construir carreteras escuelas, presas para cambiar el estado de punta a punta.
İyice uca git.
Hasta el final.
Denizlere yelken açtık Dünyayı uçtan uca aştık
Hemos navegado Y hemos visto mundo
Siz erkeklerin bir kısmını bu halatın ucuna istiyorum, geri kalanları diğer uca geçsin.
Unos a un lado, el resto al otro.
En uca gidin ve arabalarınızı sağa çekin.
Vayan hacia el final y pongan sus autos a la derecha.
Öbür uca git.
Delante.
Maalesef, biz tamamıyla çizgi dışına çıkmadık, çünkü televizyon tutkunları yetişkin öyküleri talep etseler de, onların reklem zevki bir başka uca yönelir.
Desafortunadamente, no estamos completamente fuera de línea, pues aunque fanáticos de la televisión exigen historias adultas, su gusto en los anuncios corren a otro extremo.
Köpeklerimi uca itiyorsunuz sabahtan beri.
Has estado apurando a mis perros desde el amanecer.
Adımlarımızı uç uca eklesen aya çıkmış olurduk.
Con Io andado aquí, podríamos haber llegado a Ia Luna.
Doğru en uca, lütfen. Bu tarafa madam.
Todo seguido hasta el final.
Doğru en uca, lütfen.
Sigan hasta el final.
- Oraya! - Diğer uca!
Al otro lado.
Aşkı arayarak yabancı topraklarda bir uçtan bir uca yolculuk yaptım.
Recorrí tierras extrañas buscando amor.
Yarısı doğuya, yarısı da batıya Missouri ve Sacramento arasında bir uçtan bir uca at sürüp aylar süren posta taşıma işini günler içinde hallederlerdi.
La mitad hacia el este, la mitad hacia el oeste entre Missouri y Sacramento llevando el correo a campo través, en días en vez de en meses.
Öteki uca kadar yanımızdakinden başka su yok.
Ahora ya no habrá más agua que la que llevamos.
Nöbetçi öteki uca gittiğinde dışarı çıkabilirsiniz.
Podéis salir cuando el guardia esté en la otra punta del recinto.
Haydi. Uca git.
No lo pienses.
Fazla uca gittim.
Estoy justo en el borde.
- Uçtan uca 160 bin km.
- De punta a punta, cien mil millas de largo.
Diğer uca duman bombası atsınlar.
Que lancen humo a la orilla opuesta.
Olmaz mı, bütün kıyafetlerimizi uç uca ekleyip bir halat yapacağız. Bu sayede ilk ağaca ulaşabiliriz!
Fabricaremos una cuerda con nuestra ropa para bajar y alcanzar ese primer árbol.
Pek çok sonuç birbirine bağlandığında uç uca gerçeklere gerisin geriye atıfta bulunmak çoğunlukla çok zordur.
Cuando los juicios se encadenan los unos a los otros... en un número demasiado grande... a menudo es muy difícil... remitirse a los hechos.
Ülke kazan ben kepçe bir uçtan bir uca dolaştım.
Llego a una punta del país y reboto como una pelota y salgo de vuelta para el otro lado.
"Avrupa'yı bir uçtan bir uca bilen bir filozof"
'Un famoso filósofo En toda Europa.'
Gemi havaya kalkmış, kıç kısmından başlayarak suya gömülüyordu. Uca kadar yukarı doğru yükseldi, sonra içeri doğru girdi. Ben de onunla birlikte denizi boyladım.
Vi el arco de la subida del buque el agua y el hundimiento de popa y volvió a caer y se hundió con él.
Ülkeyi bir uçtan öbür uca gezerken ben de onu dinliyordum.
De costa a costa.
İki uca muhafızları yerleştirdim. Buraya gelen olursa, durdurmalarını söyledim.
He apostado guardias en ambos extremos con la orden de impedir que pase nadie.
Adada uçtan uca yürümen beş dakikanı alır.
Ir de un extremo al otro de la isla lleva unos minutos.
Ben bekciden anahtarları alınca en uca gideceğiz. Depo 50-A'ya. Lalo?
Cuando consiga las llaves nos dirigiremos al hangar 50-A. ¿ Lalo?
- Siz gençler o uca geldiğinde sabit kalın.
- Sujétenla hasta que llegue al final.
Kabloyu mavi uca bağla.
Conecta el cable azul a la terminal.
Beni görmek için Paris'i bir uçtan diğer uca geçen düzenli müşterilerim vardı!
Tuve un cliente que se a través de todo París, sólo a reunirse conmigo!
Öbür uca götür.
Llévalo hasta el fondo.
Evlat, bütün galaksiyi bir uçtan diğer uca kat ettim.
Me he recorrido esta galaxia de un extremo a otro.
İkincisi, bu ülkeyi bir uçtan bir uca geçmiş birisiyle konuşuyorsun.
Estamos hartos y cansados de que nos golpeen de costa a costa y de que los malditos smokies nos estafen
Bunun üzerine bazı insanlar karşı uca geçerek bu gezegenin ilginç bir yanı olmadığı sonucuna vardılar.
Así que algunos se pasaron al otro extremo y afirmaron que Marte no era interesante.
Elmadaki bir kurdun elmayı bir uçtan bir uca delmesi gibi.
Como el agujero de un gusano en una manzana.
Richard, çok uca gitme.
Richard, no te alejes mucho.
- Bir uçtan diğer uca kadar.
- De todo el Amazonas.
Ülkeyi bir uçtan öbür uca geçiyordum, çölde ilerlediğim vakit, yıldızlar öyle parlaktı ki...
Una vez estaba atravesando el país... llegué al desierto... y las estrellas estaban tan brillantes- -
Şuraya bir çip koy bir tane de buraya buraya bir op-amp, uçtan uca uzat.
Pon un chip aquí. Otro aquí. Aquí.
" Bir uçtan bir uca 100.000 ışık yılı
De un lado al otro mide 100.000 años luz
Buğün hemen uca bilirim.
Puedo viajar de inmediato.
Öbür uca var. Hızlı ol!
¡ Ahí está el otro extremo!
Bunu pozitif uca bağla.
Conecta eso a la terminal positiva.
Siz bir uca oturmuşsunuz, o da öteki uca, bunu çok tuhaf bulmuş... çünkü masa çok uzunmuş.
Usted se sentó a un extremo de la mesa y él al otro, le pareció un poco raro... porque la mesa era muy larga.
- Evet. Phillip'i uca koyacağım, aksi takdirde bütün sohbeti işgal eder.
Phil aquí para que los demás también puedan hablar.
Uca git, işte böyle!
Cerca del borde, eso es!
Valide ile bir uçtan diğer uca yaptığımız orman gezisinden hiç bahsetmedik.
Madre y yo nunca hablamos sobre nuestro paseo por el bosque.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]