English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ V ] / Vagon

Vagon Çeviri İspanyolca

645 parallel translation
Son vagon, senin için.
"Tú a la última roulotte."
- Bu seferkinde bari yemekli vagon var mı?
- ¿ Lleva coche restaurante esta vez?
- Orada vagon var mı?
- El vagón, sí.
Bir vagon istiyor.
Hablo de un vagón.
Yataklı vagon gibi görünüyor, düştüğünde bu sabah aramak üzereydin,
El tipo está bien. Cayó del vagón. Sobre la llamada, sólo lo sabe usted.
Bir vagon dolusu para aldım.
Mira, tengo un furgón lleno.
Dışarıda bekleyen bir vagon dolusu para sen duyana kadar konuşacak.
Espera a oir cómo habla el vagon de mercancias lleno de dinero que tengo ahí afuera.
Bay ve Bayan Alison, vagon 96, kompartıman F...
" Sr. y Sra. Alison, Coche 96, Compartimento F...
Yüzlerce vagon taze sebze yolda çürüyor.
Cientos de cargamentos de vegetales frescos se pudren en las vías.
Geniş kuşetleri filan var, aynı yataklı vagon gibi.
Tiene literas grandes y todo, igual que el tren.
Doğrucu küçük sevimli yankee. Kırmızı vagon gibi güzel.
Esa es una linda Yanki hermosa como una carreta roja
Bir vagon bulana kadar cesedi burada bırakmamızın sakıncası var mı acaba?
¿ Le molestaría si dejásemos el cuerpo aquí hasta que consigamos una carreta?
Vagon. Ulaşım için bize ne vereceksiniz?
- ¿ De qué transporte dispone?
- 66. vagon mu dediniz?
- ¿ Vagón 66, ha dicho? - El último compartimento.
- Buzdan bir vagon yap, Art.
- Haga hielo con él.
Şimdi otursam gün batana kadar bir vagon dolusu şalgam yiyebilirim.
Me comería un carro lleno de nabos de ahora al anochecer.
Sadece bir tane ama bir vagon dolusu çocuğa yetecek kadar şımarık!
Pero me gustaría saber si no es lo suficientemente malcriado para un vagón lleno.
Bilmiyorum. Eşyalarım bir şekilde o vagona giriverdi ve şimdi o vagon da yerinde yok.
Mis cosas acabaron en un vagón ahí atrás de alguna forma... y ahora el vagón ya no parece estar ahí.
- Ayırdıkları o sarhoşlarla dolu vagon değildir umarım.
No será el vagón lleno de borrachos que desengancharon. Dios nos libre.
- Kompartıman C, vagon 189.
Compartimento C, coche 189.
Lokomotiften sonraki ikinci vagon.
El segundo vagón tras la locomotora.
Sabah 9 : 42 treni, lokomotiften sonraki ikinci vagon, ikinci kompartıman.
Tren de las nueve cuarenta y dos, segundo vagón después de la locomotora, segundo compartimento.
- Vagon dokuz, onbirinci kompartıman, sadece kocam.
- Noveno, compartimento once.
Vagon dokuz, kompartıman onbir.
Coche noveno, compartimento once.
Vagon dokuz, kompartıman onbir.Teşekkürler.
Coche noveno. Compartimento once. Gracias.
Dokuzuncu vagon, 11. kompartıman.
Coche nueve, compartimento once.
Tabi vagon oldukça karanlıktı ve bana arkasını dönmeye çalışıyordu.
La plataforma estaba oscura y procuraba darme la espalda.
- Yataklı vagon tutman çok zekice Hunter.
Fue una buena idea coger un coche-cama.
İşte biletiniz, bir tane yataklı vagon için, bir tane de şekerleme için ve bir de dergi.
Aquí tiene su billete y para el coche-cama. Unos caramelos. Y una revista.
İşte boş bir vagon.
Aquí hay uno vacío.
Huggins'e 10 vagon olacağını söyle.
Dígale a Huggins que serán 10 carromatos.
Vagon yanmış.
Han vuelto.
Yüzbaşı, bir vagon ve müfrezeyi hatları tamir edip cesetleri almaya yolla. Emredersiniz.
Envíe un destacamiento a arreglarlo... y a por los cadáveres.
Yataklı vagon, arabalı vapur!
¡ Ferry, vagón...!
Kızlar göz kulak olurlar. Etrafta dolaşmayı severim.
Las cuidan mis compañeras, no me gusta viajar siempre en el mismo vagon.
Burası daha iyi, yataklı vagon gibi.
Aqui se está bien, es cómodo. Y podemos estar las dos.
Vagon... şu işaret ışıkları orada olmamalı.
La presentación, no debería tener este dibujo.
- Peki ya onu öldürdüğü steyşın vagon? O benim işim.
¿ Y el coche en el que la mató?
Vagon bu.
Éste es el coche.
Hadi gel vagon yüklenmiş mi bakalım.
Ven, vamos al coche.
Merle, bandoyu şu vagon koltuklarının arasına bir yere yerleştir.
Merle, refuerza la cinta entre esos vagones.
Vagon 10, oda A ve B
Vagón 10, compartimientos A y B.
Dosdoğru vagon 10, oda B'ye geç ve kapıyı içeriden kilitle.
Vaya al vagón 10, pieza B, enciérrese y no abra.
- Benimki bir vagon ileride olmalı.
- El mío debe de estar cerca.
Bitişikteki vagonda kompartıman yok ki. Yataksız vagon o.
El vagón de al lado no tiene compartimientos.
Onucu vagon, oda A'ya kahvaltı gönder.
Desayuno al vagón 10, compartimiento A.
Üzerinde, "Vagon 10, oda A." yazıyor.
" Vagón 10, compartimiento A.
İşte bu vagon, beyler!
¡ Ése es el vagón!
sizden önce onların ismi yataklı vagon muydu?
¿ Es cierto que bautizaron un tren con su nombre?
Bir dakika. 10 vagon olmalı.
Esperen.
- Steyşın vagon.
Una ranchera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]