English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ V ] / Vassar

Vassar Çeviri İspanyolca

136 parallel translation
Ilk olarak, Vassar'da 4 yil okudum.
Para empezar, estuve cuatro años en Vassar.
- Vassar mi?
- ¿ Vassar?
Sanki Vassar'da çamaşır günü.
Parece el día del lavado en Vassar.
John amcanın beni Vassar'a göndermek istediğini söylediğimde ise kasvetli.
Dije que tío John quiso mandarme a Vassar y parecías triste.
Çalışıyor ve kendi dairesi var. Onları okumaları için Vassar Koleji'ne gönderdiğinizde elinize geçen bu oluyor.
Se las envía a la facultad y...
Vassar'dan mı, Smith'ten mi ya da Long Island'tan mı geliyorum bilemezdin.
No sabrías si soy de Vassar, Smith o Long Island.
Vassar'dan tatil için gelmiş kız kardeşin gibi davranırım, olur biter.
Haré como que soy tu hermana de Vassar que ha venido de vacaciones.
Elinizdeki bu malzemeyle pul toplama oyununda Vassal'ı bile yenemezsiniz.
Con el equipo que tienen aquí, no podría ganar a Vassar ni con pulgas.
Bu konuda üniversitede ders verebilirsin.
Podrías dar una conferencia sobre ellos en Vassar.
Yarın, Vassar'la maçımız var.
- Muchas gracias. No lo olvide.
Umarım gelirsin.
Mañana jugaremos contra Vassar.
Hepimiz kolejdeniz.
Bryn Mawr, Vassar...
Bir Vassar öğrencisidir.
Es una chica de Vassar.
Karımın Vassar'daki ana branşı iğnelemeydi. Evet.
Mi mujer tiene un doctorado en sarcasmo.
Vassar'da otururken babanızdan kabarık çekleriniz geliyor.
Es muy fácil estudiar cuando recibes cheques de papá.
- Foxcroft, Vassar, Sorbonne.
- En Foxcroft, Vassar, la Sorbona.
Eğitimli bir Vassar kızı.
- ¿ Has oído? ¡ Qué educada!
Kızların beyaz eldivenler ve pahalı deri ayakkabılar giymişti ve senin ihtiyarlamaya başlamış karın ve onun aşırı kısa elbisesi...
Vi a tus hijas con sus guantes blancos y sus zapatillas de cuero y esa envejecida mujer tuya de Vassar con su discreto trajecito.
Karşınızda Vassar.
Vassar.
Batı Yakası fahişelerinden farkım... yalnız sana ait olmamdı.
Una prostituta del lado este y educada en Vassar... pero era tu prostituta.
Hayır, Vassar'da.
No, en Vassar.
Vassar'daydı.
Ella estudiaba en Vassar.
Westford'a geçeceğim anne. Çok iyi bir değişim programı var. - İlk yılımda İtalya'ya gideceğim.
Creo que iré a Vassar, hacen intercambios con Italia.
Vassar'dan veya Smith'ten...
Vassar o Smith o...
Vassar'a gittiğimi söyledin mi?
¿ Les has dicho que he ido a Vassar?
Bizim hukuk sekreterlerimiz genelde Vassar'dan gelirler.
Nuestras secretarias provienen directamente de Vassar.
Bunun siz ve Vassar'lı kızlarınız için çok rahatsızlık verici olacağından eminim.
.. eso sería muy desagradable para usted y las chicas de Vassar.
Vassar'a gittim bu arada.
Y o estuve en Vassar, dicho sea de paso.
Kiki Avondale'le tanışmadan önce elbette. Bir Vassar mezunu. Onunla altı ay nişanlı kaldınız ve sonra ayrıldınız.
Antes de conocer a Kiki Avondale, una alumna de Vassar con la que se comprometió hasta cambiar de idea.
Depresyon geçiren biri Vassar Üniversitesi'nden burs alamazdı ki.
No puedes sufrir una cosa así y lograr una beca en una escuela privada.
Vassar'da ha.
En Vassar College.
Hemen otur bakayım, şu Vassar'lı öğrenci numaralarından da vazgeç.
Siéntate en este instante y trágate esa mierda universitaria.
Bu noktadan sonra, muhtemelen Vassar'a bile giremeyebilirim.
A este paso, ni siquiera entraré en Vassar.
Artık Vassar'ı yerden yere vurman canım yetti, küçük hanım.
¡ Ya me harté de que hables mal de Vassar, señorita!
Tek yapmam gereken bir reklam filminde oynamak... bir iki programda ve eczanede görünmek... ve Vassar Koleji'nde ufak bir oryantasyon konuşması yapmak.
Todo lo que tuve que hacer es un comercial, aparecer en un par de shows y farmacias y dar una pequeña charla de orientación en una universidad.
- O zaman, en büyük Vassar!
- ¡ Arriba los Vassar!
Vassar'a birlikte gittik.
- Fuimos a Vassar juntos.
Beth, Vassar da hukuk uygulamaları üzerine, tez veriyor.
Beth trabaja en Vassar, haciendo un informe sobre la fuerza de la ley.
O, tatillerde ziyaret edebileceğin liseli sevgililerinden biri değil.
No es una chica de Vassar a la que visitarás en vacaciones. No estás solo en esto.
Daha zeki olduğunu düşündüğü için öyle yapıyor. Çünkü o Vassar'dan mezun oldu, ben sürücü okuluna gittim.
Sólo porque tiene el máster... de Vassar y yo el de la academia de conducción.
Vassarda sanat tarihiyle uğraşıyordum.
Estudié historia del arte en Vassar.
Fransızca notlarımı düzeltmezsem, Vassar'a veda ederim.
Si no repunto en Francés, adiós Vassar College.
Yakın dost muydunuz? Evet, Vassar'da tanıştık.
Sí, nos conocimos en Vassar.
Jackie, haydi, Vassar'a.
Jackie, vamos.
Şu müzik grubu.
Vassar. La banda.
- Seni Vassar'a götürmeliydim.
- Debí llevarte a Vassar.
Vassar'a devam edecek.
Va a ir a Vassar en el otoño.
Annem vassar'da metafizik şiirler konusunda öğretmenlik yapıyor.
Mi madre enseña poesía metafísica en Vassar.
Çünkü, demek istediğim, kaç tane vassar profesörü ve kaç tane entellektüel teolog nemfomanlığa babalık eder ki ve sahte bir Yahudi-Amerikalı çingeneye?
Porque, ¿ cuántos profesores de Vassar y teólogos intelectuales engendran princesitas judías americanas ninfómanas y pseudo bohemias?
Eğer Harvard'ı hedefliyorsan, Princeton, Yale hatta Vassar, Wesleyan'a başvurabilirsin.
Si aspiras a Harvard, serán Princeton, Yale, posiblemente Vassar, Wesleyan
- Vassar'da değil mi o?
De esta manera Stevie consigue su juego y la iglesia consigue 10 dólares extra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]