Vaya Çeviri İspanyolca
82,682 parallel translation
Connor'ın evden gitmesiyle birlikte çünkü babam tek başına yeterince katı.
Una vez que Connor se vaya de casa, porque mi papá quedaría bastante solo.
Babam daha duruşmaya çıkmadan bizi lojmandan çıkartıyorsun.
Nos haces dejar la casa del director antes de que vaya a juicio.
Ama bu senden vazgeçeceğim anlamına gelmiyor.
Esto no significa que vaya a rendirme contigo, no señor.
- Senin peşinde olabilir.
Quizás vaya a por ti.
Tüy gibi.
Vaya, como una pluma.
İyi günler.
Que le vaya bien.
- Ben bakarım.
No, deja que vaya yo.
Yeni tarz yapmışsın.
Eh, vaya cambio de aspecto.
Dünyadaki hiç kimse değil.
Vaya, ni a nadie de la creación de Dios.
- Sonra postala buradan.
Y luego haz que se vaya.
İlaçlarını almazsa kötü bir şey olacağından korkuyorum.
Me preocupa que, si no la toma pronto, algo muy malo vaya a pasar.
Evet. Şerif yardımcısı Baker'a abinden ilaçlarını almasını söyleyeceğim. Bizi takip edecek.
Bien, diré al ayudante Baker que vaya a por la medicación que tiene tu hermano y vendrá justo detrás de nosotros.
Eyvah eyvah.
Vaya, vaya.
Gitmemi istemezsen gitmem.
No si no quieres que vaya.
Cidden mi?
¿ De verdad? Vaya.
Olacağından emin değilim.
Y no estoy seguro de que vaya a haberlo.
Tam bir katil varmış burada.
Vaya, menudo asesino tenemos aquí.
Randevumuzu ayarlamadan ayrılma.
No se vaya antes de acordar una cita.
Bak, bak.
Vaya, vaya.
Almanak'a hoşgeldiniz, sizin için bir buçuk saat müzik, sohbet ve güncel gelişmelerle..
Bienvenido a Almanac, media hora de música, charla y asuntos actuales. Y vaya espectáculo que tenemos para ustedes esta noche.
Çiçekler. Hayranlardan.
Sucede donde quiera que vaya.
Kimliğini doğrulayamadığımız için gitmene izin veremeyiz.
No podemos asegurar una correcta idenficación de Usted. Por lo que no podemos permitir que se vaya.
- Gitmemi istemiyorsun.
- No quieres que vaya.
Sana da. Görüşürüz.
- Adiós, que te vaya bien.
Bir dahakine beni ailesi varken bırakıp "iki aile de burada yeni" dersiniz.
La próxima vez que vaya, dejaré caer delante de los padres que ambos somos nuevos en el vecindario. Sí, eso suena bien.
Zamanla geçer, söz veriyorum.
Te lo prometo. No quiero que vaya a mejor.
Seninle gelmemi istiyorsun.
Quieres que me vaya contigo.
Lan, BGDB tuhaf özgeçmişi olan insanlarla dolu resmen.
Vaya, la AESB está repleta de gente con currículum raros.
- Oğlum ya.
- Vaya.
- Vay be, ne zaman?
Vaya, ¿ cuándo empezaría?
TAHLİYE BİLDİRİSİ Saçmalık resmen.
Vaya mierda.
Yani yörünge hızı değişen tek gezegen o, O yavaşlarken dünya aynı hızında dönmeye devam ediyor, Böylece geri gidiyormuş gibi gözüküyor.
Verás, es el único planeta cuya velocidad orbital cambia, así que la Tierra se mueve igual, mientras que Mercurio se ralentiza, y entonces parece que vaya hacia atrás.
Sağ ol yahu.
Vaya, gracias.
Saolasın.
Vaya, gracias.
Ve üff.
Y vaya.
Ben işe gitmeden önce, bana senin kahvaltı hazırlaman gerekiyor.
Tú eres el que debería hacerme el desayuno antes de que vaya a trabajar.
Umarım şans kurabiyeleri lezzetlidir.
¡ Vaya! Espero que esa galletita de la fortuna estuviera deliciosa.
Hayatımın amacı, İnsanoğlunun hiç geçmemesi gereken bir köprüyü, geçip fazla ileriye gitmesini önlemek.
El propósito de mi vida es dedicarla a prevenir que la humanidad vaya demasiado lejos, cruzando un puente que no debería cruzarse jamás.
" Vay canına, güzel perdeler.
" Vaya, unas cortinas muy chulas.
Frost'a gidecek ve kibarca Holden'ı salıvermesini mi söyleyeceksin?
¿ Vas a acercarte a Frost y pedirle amablemente que deje que Holden se vaya?
Holden'ı bırak seni götüreyim.
Deja que Holden se vaya y yo te llevaré.
Siktir, Solloway.
Vaya sorpresa, Solloway.
Vay.
Vaya.
Ona başka bir yer bulacağım.
Encontraré un lugar para que se vaya.
Ona hemen burayı terk etmesi gerektiğini söyleyeceğim.
Le diré que se vaya ya mismo.
11 yaşında.
- Tiene 11. - Vaya.
Tanrım, sana göz kırptı. - Ne yaptı?
- Vaya, te "guiñó" - ¿ Ella qué?
Wow.
Vaya.
Garip bir adamsın.
Vaya personaje que estás hecho.
Ne diyeceğimi bilmiyorum Şerif.
Vaya... no sé qué decir, sheriff.
Vay be.
Vaya, eh...