Vegas Çeviri İspanyolca
7,025 parallel translation
Vegas'a ya da Paris'e olurdu.
Las Vegas o quizá París.
KADIN : Bayanlar ve baylar, başlamak gibi bizim son iniş Las Vegas içine, ve koltuk sırt ve olan tam dik
Damas y caballeros, vamos a empezar la maniobra de aterrizaje en Las Vegas.
Vegas'a uçan civciv parti hazır sanıyordum.
Creí que las mujeres que volaban a Las Vegas estaban listas para la fiesta.
Ve sıcaklık keyifli bir 84 derece yerel saat 10 : 42 nerede Biz sadece, Las Vegas karaya temizlendi oldum.
Tenemos permiso para aterrizar en Las Vegas donde la hora local son las 10 y 42 y hay una agradable temperatura de 29 grados.
Las Vegas'a Hoşgeldiniz.
Bienvenidos a Las Vegas.
Las Vegas Polisi.
Policía de Las Vegas.
Ona bana başka bir çatlak vererek
Mire, solo asumí que los dioses de Las Vegas
Bak, ben sadece düşündüm o Vegas tanrılar oldu.
- me daban otra oportunidad.
Tüm Vegas tanrıları ile gerçekten sıkı I bahis.
- Apuesto a que eres muy creyente en todas las deidades de Las Vegas.
O Vegas numarası var olduğunu.
Tenía un número de Las Vegas.
North Las Vegas.
Las Vegas Norte.
Onun Vegas'ta yapıldı biliyor muydunuz?
¿ Sabía que estaba en Las Vegas?
Eh, ben o, Batı dışında bir gezi planlama biliyordu ve belki Vegas ile sallanan...
Bueno, sabía que planeaba un viaje al oeste, y que quizá se pasaría por Las Vegas...
Ve sen değil genelde paketi ne Vegas'ta bir hafta sonu için :
Y no es lo que normalmente guardas en la maleta para un fin de semana en Las Vegas :
Açıkça, Vegas'a uçuş yakaladı.
Evidentemente, cogió un vuelo a Las Vegas.
O zamandan beri, bu Büyükşehir Vegas alanı çevresinde kullanılan be.
Desde entonces se ha usado en la zona de Las Vegas.
Biz kulenin kapalı yaptığı telefon ping var Kuzey Las Vegas.
Tenemos su teléfono registrándose en la antena de Las Vegas Norte.
O Cuma günü orada Kuzey Las Vegas demektir.
Las Vegas Norte significa que estuvo allí el viernes.
Biz Lazgan almak için Vegas'ta ilk şirket idi.
Fuimos la primera empresa de Las Vegas en tener la Lazgan.
Eğer ben hayatımı olduğu gibi kabul etseydim Vegas'ta annem gibi bir kokteyl garsonu olurdum. Üniversiteye gitmemiş olurdum.
Si hubiera aceptado mi vida, sería una mesera de cócteles en Las Vegas como mi madre, y jamás habría ido a la universidad, jamás me habría mudado a miles de kilómetros para trabajar en Queen Consolidated, jamás habría
Yeni Vegas'ta.
New Vegas.
Yeni Vegas'tayız, her taraf fahişe kaynıyor.
Estamos en New Vegas, literalmente rodeados de putas. - Tú la elegiste?
Las Vegas'a ne demeli? Gösteriye gitmek konusunda karar verememiştin.
¿ Y qué hay de Las Vegas cuando no pudiste decidirte por ver el espectáculo?
Vegas'ta tanıdıklarım var.
Conozco a gente en Las Vegas.
Stroh'un listesindeki bir başka çocuk 2010'da Vegas'ta kayıp olarak bildirilmiş.
Otro chico de la lista lo denunciaron desaparecido en Las Vegas en 2010.
Dostumuz Zane, Las Vegas'taki dağıtıcılarımıza nakliyattan sorumluydu.
Nuestro amigo Zane llevaba un cargamento a nuestro distribuidor en Las Vegas.
Hayır, ben sadece istatistik ve matematiksel olasılık konularında iyiyim, ve eski erkek arkadaşım Las Vegas'ta büyük bir kumarhanede bahis oranlarını hallediyor.
No, yo - yo soy sólo - Soy bueno en las estadísticas y probabilidad matemática, y mi antiguo novio establece la línea de probabilidades en un casino importante en Las Vegas.
27 yaşında. Geçen sene Vegas'ta içkili araç kullanmaktan alınmış. Orada yaşıyormuş gibi görünüyor.
Fue detenido por ebriedad el año pasado en Las Vegas, donde vivía.
Vegas Emniyeti'nin burada edindiğim adrese bir araba göndermesini sağlayacağım. Bakalım neler bulabilecekler.
La Policía de Las Vegas envió un auto a su domicilio.
Vegas Emniyeti diyor ki, Gregory Boone artık o adreste oturmuyormuş. Fakat orada bir adamla konuşmuşlar...
La Policía dice que Gregory Boone ya no vive allí, pero hablaron con el ex novio...
Belki sonra Miami ve Vegas'ta da açarız.
Luego quizás uno en Miami o Las Vegas.
Vegas'a gidiyoruz!
¡ Vamos a Vegas!
Mesela, John'un üzerinde çalıştığı son hikaye ve... onu son birkaç ayda Vegas'a neyin getirdiği gibi sorular.
Como, ¿ cuál era la historia en la que John estaba trabajando que le trajo aquí a Las Vegas en los últimos meses?
Bu, Vegas'a yapılan tüm seyahatleri açıklayabilirdi.
Eso explicaría todos los viajes a Las Vegas.
Hindistan'a gitmeyin, Las Vegas'a gidin.
No vayais a la India. Id a Las Vegas.
Bayanlar ve Baylar, Las Vegas'ın yeni programına hoş geldiniz!
Damas y caballeros bienvenidos a la nueva atracción de Las Vegas!
Bebeğim, bu Vegas'taymışız gibi hissediyorum.
Nene, eso es... - ¿ Genial? - Esto parece Las Vegas.
Evet, böyle numaraları Vegas'ta görmüştüm.
Sí, vi ese truco en Las Vegas.
Evli bir adamı Vegas'a götürmek gibi.
Como llevar un tipo casado a Las Vegas.
- Vegas'talar, söylemiştim.
- Están en Las Vegas, te lo dije.
Las Vegas'tan gelen OYİ ekibiyiz.
Somos CSIs ; somos de Las Vegas.
Bunlar Las Vegas Polis Departmanı'nın tutuklama raporları. 1989'dan bir, 1990'dan iki tane.
Estos son informes de arrestos de la policía de Las Vegas, uno de 1989 y dos de 1990.
Weezey ve ben, küçük bir aile birleşmesi için Vegas'a gideceğiz.
Bueno, Weezy y yo iremos a Las Vegas para una pequeña reunión familiar.
Las Vegas polisi ne yapmamı...
¿ Qué quiere la policía de Las Vegas que...?
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ama Las Vegas karakolundan telefon geldi.
Lamento molestarlo, pero recibimos una llamada del departamento de policía de Las Vegas.
- Las Vegas polisi.
La policía de Las Vegas.
Las Vegas'tan yeni geldik.
Acabamos de volver de Las Vegas.
Yani... Vegas'ta cuma gecesi.
No lo sé... un viernes en la noche en Las Vegas.
Vegas Polisi otel güvenlik kamerasından fotoğraflar gönderecek o yüzden bir süreliğine şehirden ayrılmayın.
Escuchen, la policía de Las Vegas va a enviar algunas fotos de la cámara de seguridad del hotel, así que no salgan de la ciudad por un tiempo.
Yaşasın Las Vegas.
Viva Las Vegas.
Vegas'a gidiyoruz!
¡ Vamos a Las Vegas!