Vengas Çeviri İspanyolca
6,250 parallel translation
- Benimle gelmeni istiyorum.
- Necesito que vengas conmigo ahora.
Tüm tanrıların yardımına ihtiyacımız olacak seninkiler de dahil.
Quiero que vengas conmigo. Claro.
Gelip bana sahip çıksan iyi olur.
Mejor que vengas para protegerme.
Bir direnişçi ile Sektöre girdiğinde sence ne düşünürler?
¿ Qué van a pensar cuando vengas... bailando vals en el sector con un Montrose?
O yüzden Rachel'dan önce bana gelmeni istiyorum.
Así que necesito que vengas a mí, primero, antes que a Rachel.
Hemen buraya gelip pisliğini temizlemeni istiyorum.
Necesito que vengas aquí ahora mismo y limpies tu desastre.
- Bizi ziyaret etsen iyi edersin.
- Sí, será mejor que vengas a visitarnos.
Bana "Amanda" deme.
No me vengas con esas.
Bize geldiğinde kutuyu açabiliriz.
Podemos abrirlo cuando vengas.
- Benimle gelmeni istemedim senden.
No te estoy pidiendo que vengas conmigo.
Babasız çocuğun bir silah alıp, araba çaldıktan sonra kaçmaya çalışıp çok ileri gidemediğinde, sakın bana gelme.
Bueno, no vengas a mí llorando cuando ese niño sin padre compre un arma, robe un auto y trate de huir pero no llegue muy lejos.
Yarın gelme.
No vengas mañana.
Bir süreliğine Memorial'a gelmen mümkün olmayabilir.
Y quizá no sea posible que vengas al Memorial de momento.
Bir süreliğine Memorial'a gelmen mümkün olmayabilir.
Quizá no sea posible que vengas al Memorial de momento.
Greathouse'a göre bir süreliğine Memorial'a gelmen mümkün olmayabilir.
Greathouse cree que puede que no sea posible que vengas al Memorial.
- Kime göre? Charles, eğer niyetin geçmişi geleceğe taşımaksa, bana yaptığın gibi bundan daha iyi bir sebeple gelsen iyi olur. Öbür türlü kurallara uymak uğruna devrimleri reddeden bir adam olursun.
Charles, si tu intención es hacer historia, como me dijiste, será mejor que me vengas con una razón mejor que esa, de otra manera serás un hombre que predica la revolución cuando, en realidad, solo estás manteniendo las apariencias.
Hayır, buraya gelmene gerek yok.
No, ya no es necesario que vengas para aquí.
Benimle gelmeni istiyorum.
Quiero que vengas conmigo.
Hafızana kavuşacaksın Emily, o zaman önce bana gelmeni öneririm.
Tus recuerdos volverán, Emily, y cuando lo hagan, te sugiero que vengas a mí.
Artık buraya gelme.
Desde mañana ya no vengas aquí.
Buraya gelme, o zaman bir şey olmaz.
Ya no vengas más. Entonces, nada pasará.
Benimle çalışmanı istiyorum.
Quiero que vengas a trabajar para mí.
Buraya gelme.
No, no vengas.
- Benimle gelmelisin ama nedenini söyleyemem, tamam mı?
Necesito que vengas conmigo, pero no puedo decirte por qué, ¿ sí?
Verme bana şunu.
No me vengas con eso.
Benimle gelmeni istiyorum.
Necesito que vengas conmigo.
Keeler'ı enseleyene kadar merkeze gelmeni isterdim.
Me gustaría que vengas al distrito hasta que atrapemos a Keeler.
Benimle gelmeni öneririm.
Realmente te sugiero que vengas con migo.
Sen de gel.
Quiero que vengas.
Biliyorum ama benimle gelmen gerek.
Lo sé, pero necesito que vengas conmigo.
Benimle bir yere gelmeni istiyorum Jimmy.
Voy a necesitar que vengas conmigo, Jimmy.
"Hatırlamıyorum" ayağına da yatma, tamam mı?
Y no nos vengas con esa mierda de "no me acuerdo",
- Sakın mutfağa gelme. - Bir sürprizim var.
No vengas a la cocina, tengo una sorpresa.
Çağırdığımızda, bu genellikle senin yanımıza gelmen demektir.
Cuando te llamamos normalmente significa que vengas.
Bana "Ah" lama.
No me vengas con todo eso de "oh".
Cardiff'e gelmeniz gerekiyor.
Necesito que vengas a Cardiff.
- Niye onun intikamını almıyorsun?
¿ Por qué no lo vengas?
Onu istiyorsan acele etsen iyi edersin.
Si lo quieres, es mejor que vengas rápido.
Ovv bi dahaki gelişine doğru dürüst yiyecek bişeyler getirebilirmisin?
La próxima vez que vengas, ¿ podías por favor traer alguna comida apropiada?
Olanları düşünürsek babanla ilgili şeyleri bugün işe gelmemen uygun olur sanırım ya da hiç gelmemen.
Supongo que después de todo lo que ha pasado con tu papá... probablemente es mejor que no vengas a trabajar hoy... o, ya sabes, nunca.
- Wade, gelip beni almalısın.
Wade, necesito que vengas a buscarme de inmediato.
Yakında eğitimim için buradan ayrılacağım ama benimle gelmeni istiyorum.
Iré a mi entrenamiento, pero quiero que vengas conmigo.
Hey, dostum, şu vericiyi saçma saçma.
Hey, hombre, no me vengas con esa mierda del transmisor.
Gelmesen daha iyi olur, Victor.
Pues será mejor que no vengas, Victor.
Buraya gelmeden önce ameliyatta giydiklerini değiştirsen iyi olur.
La próxima vez que vengas aquí... tal vez quieras cambiarte antes el uniforme.
Sakın gelme... sakın gelme!
No vengas, no vengas.
Ne kadar uzaklaşmaya çalışırsan çalış, hiç fark etmez dönüp dolaşıp bana gelmen senin içinde var.
No importa lo lejos que intentes permanecer tu naturaleza te obligará a que vengas más cerca de mí.
- Buraya gelme amacını anlamaya çalışıyorum.
Intento deducir qué propósito tiene el que vengas aquí.
Benimle gelmeni istiyorum.
Quiero que ahora vengas conmigo.
Bugün gelmen çok önemli.
Es primordial que vengas hoy.
O yüzden gidiyorum ve senden de benimle gelmeni istiyorum.
Así que me voy, y te estoy pidiendo que por favor vengas conmigo.