English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ V ] / Verir

Verir Çeviri İspanyolca

21,522 parallel translation
Birkaç yıla, bedenim bir deri bir kemik kaldığında hareket edemeyip kendime bakamayınca belki de acımı dindirmeye karar verir ama şimdilik bunlar, konuşamadığımız şeyler.
Dentro de unos años, cuando sea piel y huesos no pueda moverme ni encargarme de mí quizá ella considere terminar con mi sufrimiento. Pero en este momento es... el problema del que nadie habla.
Gitmeme izin verir misiniz?
¿ Podrían dejarme ir?
- Gelip, bana tavsiye verir misin?
- ¿ querría venir y aconsejarme?
Babamı toprağa verir vermez, hepimiz Moskova'ya gitmeliyiz.
Tan pronto como hayamos enterrado a mi padre, debemos partir hacia Moscú.
Hala arabanı alabilmem için izin verir misin?
¿ Sigue en pie su oferta de prestarme el coche?
Merhaba, Chicago Illinois'dan Christopher Epping'in numarasını verir misiniz?
Hola, ¿ puede darme el número de Christopher Epping en Chicago, Illinois?
Torbacı gelir, vereceğini verir.
El camello entra y paga lo que nos debe.
Senden daha iyi kim alıcıya teminat verir ve Saint Germain'e ihtiyatla göz kulak olur?
Oh, ¿ quién mejor que tú para asegurar al comprador y mantener un ojo atento sobre St.
Hayır hayır, yanlış mesaj verir.
No, no, da una imagen equivocada, ¿ sabes?
Dick, toplantıda Vicki de olacak. Herkese haber verir misin?
Dick, Vicki llamó a una reunión, por qué no avisas los demás.
- Bana bir bira verir misin?
- ¿ Puedes traerme una cerveza?
- Gelirim desem onay verir misin?
- Si digo que sí, ¿ lo harías?
Yani oraya gidip kendi korkutuculuğunu kullanacaksın bu onlara daha fazla hasara sebep olmaları için gözdağı verir.
Es decir, si vas a entrar ahí e insistir en lo temible que eres ese tipo de amenazas nos causará más perjuicio que beneficio.
Kaybettiğim zamanı telafi etmeye çalışıyorum. Bana bir şans daha verir misin?
Sólo quiero recuperar el tiempo perdido. me darías otra oportunidad?
Bu bize yalnızca bir ya da iki gün verir.
Eso nos da uno o dos días.
Bana verir misin?
Dámela.
Dün konuşmamız iyi oldu. Biz karar verir vermez seni aramak istedim.
Me dio mucho gusto que habláramos ayer y quise llamarte en cuanto tomamos una decisión.
Trajedi zihnimize şekil verir fakat geleceğimize şekil vermez.
La tragedia puede afectar nuestra mente, pero no debería afectar nuestro futuro.
Bunu Paul'a verir misiniz?
¿ Le daría esto a Paul de mi parte?
Ted, arabasını sürmesine izin izin verir sanki
Ted nunca lo dejaría conducir el coche.
İşin bittiğinde onu David'e verir misin?
¿ Podrías dar eso a David cuando hayas terminado?
Kendilerine veya uzantılarına, yani çocuklarına zarar verir.
Se hieren a sí mismas o a sus extensiones, sus hijos.
Liberaller istediklerini alırsa, birkaç yüzyıl içinde ikinci ek maddenin sadece beyzbol sopası taşımamıza izin verir hâle geleceğini mi anlatacaksın?
¿ Sobre cómo, si los progresistas triunfan, en 200 años la Segunda Enmienda nos dará derecho a usar bates de béisbol?
Bu iş öğrenilirse bize ne kadar zarar verir, bir fikrin var mı?
¿ Tienes idea del daño si se sabe?
- Kaybettiklerimi geri verir misin?
Deja que recupere lo que he perdido.
Devam etmeden önce bir şeyi kontrol etmem lazım. Bir dakika izin verir misin?
¿ Puedes darme un minuto?
Tekne, bir engelle karşılaştı mı haber verir.
El barco me dirá si hay algún obstáculo.
Merhemi direkt pedin üzerine koyup üstünü kapatırsan daha az acı verir.
Hey, si se pone pomada directamente sobre la almohadilla, luego cubrirlo, duele menos.
Bana bagajın anahtarlarını verir misin?
¿ Me da la llave del maletero?
Affedersin, bana izin verir misin?
Lo siento, ¿ me disculpas, por favor?
İzin verir misiniz?
Con permiso, por favor.
İzin verir misiniz?
¿ Nos disculpas un momento, por favor?
Formaliteler yüzünden ölmesine izin verir miydiniz?
¿ Le dejarlo morir en un punto de formalidad?
- Bana telefonunu verir misin?
- ¿ Por qué no me das su número?
Bu sana istediğin cevapları verir.
Te dará las respuestas que necesitas.
Bana biraz izin verir misiniz?
¿ Puede darme un segundo?
Diyorum ki, bu iş bitince Will dönünce, sen de artık bir sır olmayınca bizimkiler sana bodrumda bir yatak verir.
Estaba pensando, cuando acabe todo esto, cuando vuelva Will, y tú ya no debas ocultarte, mis padres pueden ponerte una cama real en el sótano.
Yakında evde oluruz ve annem sana yatak verir.
Pronto iremos a casa, y mi mamá te comprará una cama.
- Hayır. Ne aradığımıza dair bize biraz daha fazla bilgi verir misiniz?
¿ Nos das más datos de lo que buscamos?
Ona oy verir miyim diye soruyorsun Yargıtay adaylığı için?
¿ Me pregunta si yo votaría por él para estar en la Suprema Corte?
Bunu Malibu'ya verir misin?
¿ Podrías dársela a Malibu por mí?
Şimdi beni bağışlarsan, Bazı ikramiyelerden yararlanmak istiyorum Kamuoyunun gözü önünde olmak bana güvence verir.
Bueno, si me perdonas, me gustaría aprovecharme de las ventajas de estar en el ojo público.
Eğer bu adamı adalet önüne koyarsak... Flash bana tekrar izin verir.
Si trincamos a ese tío Flash me perdonará.
Lütfen bize bir plağını verir misin?
¿ Me das otro de tus discos?
Lütfen o plağı verir misin?
¿ Me das el disco?
Ciddi hit yaratıcıları DJ'lerin itibarına değer verir.
A los creadores de éxitos, les importa mucho su reputación.
Bana bir saniyeliğine izin verir misin?
¿ Me disculpas un momento?
Belki Jacqueline sana para verir.
Tal vez Jacqueline te puede prestar dinero.
Bir dakika izin verir misin?
¿ Me darías un minuto?
Bana bir numara daha verir misin?
Cualquiera entre... 4. ¿ Me darías otro número?
- ŞİFA VERİR
- CURA - CUMPLE

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]