Veririz Çeviri İspanyolca
2,834 parallel translation
Lakin bu vahşiler bizimle aşık atmak istiyorsa Tanrı'nın izniyle onlara kimsenin unutamayacağı bir ders veririz.
Si esos salvajes quieren pelea entonces, por Dios, les daremos una que no olvidarán fácilmente.
Başka bir sorumuz olursa haber veririz.
Si tenemos más preguntas, se lo haremos saber.
Size silah temin edebilir ve bir daha çalışmak zorunda olmayacağınızın garantisini veririz.
Podemos darles algunas armas y nos aseguraremos de que nunca tendrás que volver a trabajar.
Biliyor musun? Cesedi alabileceğiniz zaman haber veririz.
¿ Verdad? Le haremos saber cuándo puede reclamar el cuerpo.
Mahremiyetlerine önem veririz, kirasını zamanında ödedikten sonra, gerisi bizi ilgilendirmez.
Respetamos su intimidad, así que todo lo que nos preocupaba era que pagase el alquiler a tiempo.
Sana haber veririz.
Se lo haremos saber.
Leah bizimle kalır, Maddy'i de Altılar'a veririz.
Leah puede quedarse con nosotros y Maddy puede mudarse con los Sixers.
Emirlere itaat etmekle görevliyiz ve gerekirse zafer için canımızı veririz.
Tenemos el deber de seguir órdenes y si nos corresponde, de dar nuestra vida por la victoria.
Sana kilavuzu veririz ve ilk haftani egitimle geçirirsin.
Te haremos llegar el manual. - Y estarás de prueba la primera semana.
Hemen medyaya haber veririz.
Alertaremos a los medios de comunicación ya mismo.
Arabanızı bulur bulmaz size haber veririz.
Le avisaremos tan pronto como hallemos su auto.
Al Zahrani ikna olmazsa, kulağına fısıldayıveririz ve her şeyini kaybetmeyi oturup bekleyebilir.
Si Al Zahrani no accede y nos chivamos de él, puede esperar perderlo todo.
Buna genelde birlikte karar veririz.
Siempre decidimos estas cosas juntos.
Ona bu gece kalması için bir yer veririz diye düşünüyordum.
Esperaba que pudiéramos darle un sitio donde pasar la noche.
Seri katil o değilse, içeri alıp dışarı atıveririz.
Si no es el asesino en serie, le pillamos y le soltamos.
Soruya ya tam puan veririz ya da sıfır puan veririz.
Podemos calificarla con alta o nula puntuación.
Süper o zaman, yedek plana oy veririz.
Bien, votamos por el segundo.
Daireyi ararız, hesaplarına bakarız ve generale istediğini veririz.
Buscamos el apartamento, sus cuentas, le damos al general lo que quiere.
Ona kemoterapi veririz, biraz radyasyon deneyelim.
Bueno, le daremos algo de quimioterapia, intentaremos algún tipo de radiación.
O halde farklı bir tür veririz.
Solo le hacía vomitar. Entonces se la daremos de un tipo diferente.
O kararı zamanı gelince veririz.
Tomaremos esas decisiones en el momento apropiado.
Hemen "şşş" layıveririz.
Le haremos callar realmente rápido.
Veririz.
Sí que podemos.
Cumartesi günleri uyumasına izin veririz. Gidip onu çağırayım.
Le dejamos acostarse tarde los sábados.
Ve kurmana yardım etmek için memnuniyetle hayatlarımızı veririz.
Y con gusto daríamos la vida para ayudarte a lograrlo.
Bu ucakta kimin ucacagina biz karar veririz.
Nosotros decidimos quién vuela en este avión.
Bu evde eğer bilinemezci içecekler vermek istersek, var olma ihtimâli olan Tanrı şahidimiz olsun ki veririz!
! ¡ Si queremos servir bebidas agnósticas en esta casa, así será!
Şimdi senin fırçanı ve benim pusulamı bulalım sonra da sana biraz cesaret veririz.
Ahora encontremos tu escoba, mi brújula, - y te conseguiremos un poco de coraje.
Nerede duracağımıza kendimiz karar veririz.
Pararemos cuando decidamos parar.
Sana oksijen veririz ama, önce bize suç ortağını söyleyeceksin!
Podemos pedírtelo, sólo dinos dónde está tu compañero, ¿ de acuerdo?
"Geçmene izin veririz ama şehri yıkmayacağına söz ver, dev anası."
"Hey giganton, ¿ si te dejamos ir, prometes no destruir el pueblo?"
Hayatta neye değer veririz?
 ¿ Que valoramos en la vida?
Sonra ne yapacağımıza karar veririz.
Después pensaremos qué es lo siguiente que haremos.
Ancak müvekkillerim serbest kalırsa veririz.
Eso sólo ocurrirá si mis clientes son liberados inmediatamente.
Eğer köpeğin kılına zarar gelirse Bütün Pilbara ve be buna cevap veririz.
¡ Si le llegas a tocar un solo pelo le tendrás que responder a mí y a toda Pilbara!
INSAN YASAMINA ONEM VERIRIZ.
Valoramos la vida.
... belki o zaman yaşamana izin veririz
-... y tal vez te dejemos vivir.
Paralarını veririz ve bu iş biter.
Nosotros les damos el dinero y terminamos con esto.
Ara veririz ve yeniden kurarız.
Esperamos y volvemos a crearlos.
Bunu aramızda konuşup bir cevap veririz.
Hablaremos y te avisaré.
Ne kadar çok şey bilirsek onlara o kadar çok zarar veririz.
Cuanto más sepamos, más fácil será hacerles daño.
Glenview`da biz çeşitliliğe değer veririz.
Aquí en Glenview valoramos la diversidad.
Eğer haram malları atarsan, sana camiden helal sertifikası veririz.
Si saca esta mercancía haram, obtendrá un certificado de su mezquita.
Haber veririz.
Lo haré.
İyi para veririz!
¡ Le pagaremos bien!
Güven bana ahbap, ne kadar uzun kalırsak o kadar zarar veririz.
Créeme, entre más nos quedemos, más daños causaremos.
Sana yedek botu veririz.
Te remolcaremos.
O zaman burada yapıveririz.
Bueno, lo haremos aqui. Vamos.
Sana bir sepet hazırlar veririz.
Tu tendrás un paquete de orgía para tu viaje.
Çünkü biz Britanyalılar görgü kurallarına önem veririz.
Es porque nosotros los Bretones somos rigurosos en las relaciones.
- Veririz.
- Si, podemos