Vermiyorum Çeviri İspanyolca
2,295 parallel translation
Buna hiç ihtimal vermiyorum.
Lo dudo mucho.
- Sana geç kalman için para vermiyorum.
- No te pago para llegar tarde. - Ya voy.
Kullanmasına izin vermiyorum ki.
No lo estoy dejando conducir.
Spagetti şeyine zerre önem vermiyorum.
No me interesa todo ese... problema del espagueti.
Artık ona önem vermiyorum biliyorsun.
Tú sabes que él a mí ya no me importa.
- Hayır, vermiyorum.
- No, no lo estoy.
Telefonlara da cevap vermiyorum. Bu insanlar katil.
Y tampoco contesto al teléfono.
Neden sana biraz izin vermiyorum?
¿ Por qué no te doy algo de tiempo libre?
- Kimseye cevap vermiyorum.
Ni a las de nadie.
Senin idam hükmünü vermiyorum.
Tranquilo, no te he condenado a muerte.
Pekâlâ, müvekkilimin daha fazla konuşmasına izin vermiyorum.
Muy bien, no creo que deba permitir que mi cliente continúe.
Bu yüzden vergi vermiyorum işte.
Por eso no pago impuestos.
- Ben hiçbir şey vermiyorum.
- Yo no le doy nada.
Kendime biraz nefes almak için, biraz kendimle mücadele edebilmek için iki haftalık bir süre bile vermiyorum.
¡ No me he tomado dos semanas de descanso para sólo, no sé, lidiar conmigo misma!
Buna hiç ihtimal vermiyorum.
No sé qué te diga. No te voy a obligar a nada.
- Aslında o kararı ben vermiyorum efendim.
- No es una decisión mía, señor.
Sana kitap oku diye para vermiyorum.
No te pago para que leas.
Hiçbir yere gitmene izin vermiyorum, Drakula.
No te dejaré ir a ninguna parte, Drácula.
Kendra'yı tanımıyorum ve başkalarının benim yerime konuşmasına izin vermiyorum.
- De hecho no busco popularidad, no conozco a Kendra.
Dinamit falan vermiyorum sana.
Usted no est ‡ consiguiendo dinamita.
İstediğimi yapıyor, istediğimi alıyor, ve hesap vermiyorum.
Hago lo que quiero, cojo lo que necesito, no respondo ante nadie.
- Tamam ama herhangi bir şeyin sözünü vermiyorum.
- Sí, no te prometo nada.
Benden yeniden kaçmana izin vermiyorum!
¡ No voy a dejar que te me vayas de nuevo!
Ağacımızı almanıza izin vermiyorum.
No dejaré que se lleven nuestro árbol.
Yaptıklarımın hesabını vermiyorum.
No puede dar cuenta de mis movimientos?
simdi kiçini kaldir ve isine dön sana burada oturup bisküvilerimi yemen için maas vermiyorum.
Y ahora, mueve tu culo de ese asiento y ponte a trabajar, que no te pago para que te comas mis galletas.
Esrara bile bu kadar para vermiyorum.
Es más de lo que pago por la hierba.
Yurt odana televizyon al diye 500 dolar vermiyorum sana.
No te daré $ 500 para que te compres una pantalla plana para tu dormitorio.
İsim vermiyorum.
No voy a decir nombres.
Para falan vermiyorum!
¡ No pagaré nada! ¡ Maldición!
Hiçbir şey vermiyorum! Artık iyilik yapmak yok!
No les daré nada, no más malditos favores.
İzin vermiyorum.
No, no te dejaré tomar esas llaves.
- Ben vermiyorum. Evimi ipotek ederim.
Voy a pedir un préstamo y dar mi casa en garantía.
Onlar verebilir, ben vermiyorum.
Ellos. Yo no.
İşimin beni böyle etkilemesine izin vermiyorum.
Yo procuro que el trabajo no me afecte tanto.
- İzin vermiyorum!
- Oh no, prohibido.
- Bir söz vermiyorum.
No prometo nada.
- Ödün vermiyorum.
No estoy involucrada.
Sana sadece göğüs kafesimde yaşayan bir çift hiçbir yere sığmayan ikizleri ziyaret hakkı vermiyorum. Sam Evans'la uğraşmaması gerektiğini hamur yığını Finn'e gösterme şansını da veriyorum.
No sólo te doy derechos completos de visita a este par de gemelas traviesas que viven en mi caja torácica, tienes la oportunidad de mostrar a esa bolsa de pasteles Finn que no se puede meter con Sam Evans.
Leonard birini kirletmiş olabilir ama diğeri hakkında saçmalamana izin vermiyorum.
Leonard pudo haber profanado a una, pero no te voy a permitiré mancillar al otro.
İstemek için gelmeyen hiç kimseye hiçbir şey vermiyorum.
No le doy nada a nadie que ellos no vengan a buscar.
Benimle bir gününü geçirmeden evine dönmene izin vermiyorum.
Bueno, no voy a dejarte ir a casa hasta que pases un día conmigo.
Gerçek soru olmayan sorulara yanıt vermiyorum.
No responderé preguntas a menos que sean preguntas.
Kalanlarınıza ilgi göstermeyeceğim, ama paranızı geri de vermiyorum o yüzden siz bilirsiniz.
El resto de ti conseguirá ninguna atención de mí, pero hay ningún refunds, así que... Vuestro movimiento.
Michael, bu işi başarabileceğimize pek ihtimal vermiyorum.
Michael, no estoy seguro. que vayamos a ser capaces de llevar esto a cabo
Tesis içinde araçlara izin vermiyorum.
Nada de vehículos en la propiedad.
Otobüsle gitmene izin vermiyorum.
No te dejaré subir al autobús.
Pierce gibi disklerimin üzerine "bu tarafı yukarı" yazanlar yüzünden DVD'lerimi kimseye vermiyorum.
Lo siento. Gracias a tipos como Pierce que sigue escribiendo en todos mis discos "este lado para arriba", tengo una estricta política de no prestar mis DVDs.
Vermiyorum.
- No voy a pagarte.
Kesinlikle izin vermiyorum de!
¡ No puedes hacer eso?
- Artık vermiyorum.
Ya no.