Vial Çeviri İspanyolca
225 parallel translation
Şu gelen Macreedy değil mi? Dünya şampiyonu canavar sürücü.
Vaya, miren quién llegó... el campeón mundial de la obstrucción vial.
- Bu imbiği al, dibine kadar dolu.
- ¡ Baker aquí! - Toma este vial, está lleno.
Ancak, radyolu iletişim, motorlu ulaşım sistemi ve yol ağı sistemi...
Pero sí comunicaciones, transporte energético, un sistema vial...
Yapmam gereken tek şey, şehirdeki berber dükkanına girip yaşlı Possum'un beyaz bir kadınla olduğunu söylemek.
Lo único que tengo que hacer es volver al pueblo, ir al barbero y decir que vial viejo Possum con una blanca.
Ancak ne yazık ki bir kaza nedeniyle işi yarıda bıraktım.
Desafortunadamente, mi aprendizaje fue interrumpido por un accidente vial.
Kurtarma Aracı Ağır Vasıtalar İçin
Asistencia Vial para Transporte Pesado
Büyükşehir Yol güvenliğine şikayet edeceğim.
Me quejaré ante el Consejo de seguridad vial.
Otoyol devriyesi, yolun kenarında bir araba görmüş.
Policía vial... vieron un auto aparcado al borde de la carretera.
Bugün Başkan Johnson otoyolları güzelleştirme yasasını onayladı.
El presidente Johnson ha firmado hoy un decreto de estética vial.
Kasabamıza barışı, Shellbyville'e de daha az yol kavga raporları getirdi.
Le trajo paz a nuestro pueblo y ha habido menos violencia vial en Shelbyville.
Shiner onunkine vur kaç dedi.
Shiner dictaminó muerte por accidente vial.
Suç mahalline ensülin şişesini koydu.
apunta al doctor Martin Pritchard colocando en la escena del crimen el vial que contenía la insulina.
O şişe, neden cinayet gününde Çavuş Baker tarafından bulunmadı?
¿ Por qué no se encontró el vial el día del asesinato cuando lo buscó el sargento Baker?
İkinci olarak, trafik güvenliği çalışmalarının başlaması.
La aplicación de un programa de seguridad vial.
Araba güvenliğimin büyük ve yetenekli ellerinizde olmasından memnunum. Şu yöne doğru gitmem gerekiyor ve...
Me alegra saber que mi seguridad vial está en sus grandes y hábiles manos, pero ahora debo ir hacia allá, así que...
Uyuşturucu tetkiki yapın. 2 mg. Narcan ve bir ampul D50.
Test toxicológico, 2 mg de Naloxona y un vial de D50.
Eğer gitmezsen yol projesinde yaptığın yolsuzluğu ihbar ederim.
Quédate aquí y te denuncio por el proyecto vial del condado.
Belki de AAA'dan gelen yol yardım elemanıydı.
Quizá era el tipo del auxilio vial.
Karavanın arkasında ne yapıyor?
Es un vigilante vial. Ya veo que es un vigilante. ¿ Qué está haciendo en la furgoneta?
Tanrı bilir bu kokan ottan daha ne kadarımız var. Bok gibi para. Ve bir trafik polisi.
Tenemos Dios sabe cuánto de esta marihuana apestosa... un montón de efectivo... y un vigilante vial.
Bir Percoset şişesi gördün mü?
¿ Has visto un vial de ecetominofena?
- Bir damar yolu daha açalım.
- Un vial grande.
- Elbette. - Geleceğim.
Señorita Knight, ¿ puede ocuparse del vial?
Taşıtla adam öldürme, tehlike oluşturma, kontrollü suça iyelik, ölümcül silah bulundurma, tahliye şartları ihlali.
2 cargos de homicidio vial sin premeditación, 5 cargos de imprudencia temeraria, posesión de sustancias controladas, posesión criminal de armas. Violación de libertad condicional...
Albay, bir tüp ve bir ampul eksik.
Coronel, faltan un vial y una ampolla.
Küçük bir şişe çıkardı ve iğne yapmak istedi.
Saca un vial y una jeringa. Quería ponerme cloramfenicol.
Bir yol sistemine benziyor.
Mira estas líneas de radio. Parece un sistema vial.
Tamirci, arabanın Fort Braga'ya götürülmesini emreden bir karayolu devriye faksı almış, program doğrultusunda araba nakledilmiş.
No se. El mecánico recibió un fax que le decía que debía llevar ese auto al depósito de Fort Braga según el programa del Departamento de Defensa Vial
Ricki, kazası yüzünden daha önce de şikayet edilmiş.
A Ricki la denunciaron por el accidente vial.
Sausalito'da bir araba kazasında.
Un accidente vial en Sausalito.
Direksiyon eğitimimi geçtim, zamanımı doldurdum, sürmeyi biliyorum.
Aprobé Instrucción Vial, practiqué. Sé conducir.
Bu kişinin elinde de bir morfin şişesi vardı.
Esta persona... tiene el vial de morfina...
Tam değildi ve üstelik adı da morfin değildi.
Estaba incompleto, y no era un vial de morfina, en absoluto.
Ya da bir şişe toz.
O un vial de polvo
Virüs taşıyan bir şişe bırakıldı.
Se ha liberado el virus contenido en un vial.
Sığınağa girersek, sıvıya izleme aygıtı yerleştirebiliriz.
Entrando en el búnker, podemos poner un rastreador en un vial del fluido.
Pencereme gelip bana yol güvenliğiyle ilgili şundan bundan bahsetti. Sonra bana arabadan dışarı çıkmamı söyledi. Birden dedim ki "Lanet olsun, arabayı arayacak!"
Entonces se acerca a la ventanilla y me da una charla sobre seguridad vial y entonces me dice que salga del coche y de pronto pienso, mierda, me va a registrar
"Otomobil Güvenliğiyle İlgili Tüketici Raporları" nı.
Informes del Consumidor Guía de Seguridad Vial.
Küçük bir şişede.
Suficiente para un único vial.
Çünkü şişe çalındı.
Porque el vial ha sido robado.
Koca bir şişe olduğunu düşünün.
Imaginen si añado entero... el vial.
- Sadece bir şişe olduğuna emin miyiz?
¿ Estamos seguros de que sólo hay un vial?
Ellerindeki tek prototip o şişeyse ve istihbaratın belirttiği gibi çalındıysa hırsızlar, Ruslar'ın silah programını onlarca yıl geriye götürmüş oldu.
Si ese vial es su único prototipo como los informes parecen corroborar este robo, ha hecho que su programa de armas secretas retroceda décadas.
Önemli olan, şişeyi ele geçirmemiz.
De lo que se trata, es de que recuperemos el vial.
O tekneye çıkmak ve çalınan şişeyi almak için 16 saatimiz var.
Tenemos menos de 16 horas para subir a ese barco y recuperar el vial robado.
- Şişe onların elinde mi?
¿ Están en posesión del vial?
- Bir şişeden daha fazlası.
Algo más que un vial.
Küçük şişede geliyor.
- Venía en un vial como esto.
Şişeler sağlam değil.
Ese vial el sello ya está roto.
Ve bluzunun altında bulacağın bir sürü yara bere de cabası. O da muhtemelen bağda, bahçede başına gelen sürtünmelerden olsa gerek.
Y me imagino que debajo de esa blusa, encontrarás grandes cantidades de zarpullidos y éscaras fruto de algún accidente vial, que también explicaría su cojera.
Şişe nerede?
¿ Dónde está el vial?