English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ V ] / Visual

Visual Çeviri İspanyolca

2,934 parallel translation
Ve sol yarım kürene uyguladığı baskı da visual disinhibitiona neden olmuş. Bu da sendeki resmetme arzusunu arttırıyor.
Y la presión que está ocasionando en su hemisferio izquierdo parece haber causado desinhibición visual, lo cual básicamente aumenta su deseo de dibujar y pintar.
Göz teması kurma, parmaklıklardan da uzak dur.
Nada de contacto visual, y quiero que te mantengas a un brazo de las rejas.
Seni göremiyorum.
No tengo una visual de ustedes.
Pek çok cerrah saplanmış cisimleri çıkarmak için VATS tekniğini kullanıyor. Şimdi de uzman mı oldun?
Muchas personas utilizan la Cirugía Torácica Visual Asistida para remover objetos incrustados.
Göz temasından kaçın.
Evita el contacto visual.
Scott'ın inanılmaz görsellik yeteneğinden bahsetmiştik.
Hemos hablado sobre el increíble toque visual de Scott.
Ayrıca taksi görüntüsünü de kaybettik.
Y también hemos perdidos el campo visual del taxi. Henry tomó la siguiente salida.
Daniel France, minikler ligi.
Daniel France, club audio-visual.
Göz temasından kaçınmadım.
Y no rompí el contacto visual.
Elleri hiç pantolonunun içinde değil, ve yediği herşey yiyecek. Büyük üçlü.
Hace contacto visual, nunca lleva las manos en los bolsillos, y todo lo que come es comida.
Görsel temas var.
Tenemos contacto visual.
Bana sanki görsellikten fazlası varmış gibi geliyor.
Creo que es más del tipo visual.
Görüşümüz var mı Bay Beale?
¿ Tenemos visual, Sr. Beale?
- Göz teması kurdum.
Hacer contacto visual.
Radyan yoluyla meleklerin gerçek kordinatları belirlenebilir.
Radianes, una manera visual de mostrar ángulos a través de coordenadas.
Sürekli görüntü ve ses paraziti vardı.
El ruido es constante, tanto visual como acústico.
Koordinatlar burası için efendim.
Estas son las coordenadas, señora, pero no tengo contacto visual.
Hâlâ radarda bir şey yok efendim.
Sigo sin contacto visual, señor.
Tüm hikaye kafamda şöyle canlanıyor. İnsanlar bir bale gösterisine gidiyorlar ve goril de mesaj atmaya çalışıyor göz göze gelmekten kaçınıyor.
Toda la historia está en mi cabeza de la gente que va al ballet y el gorila intentando enviar un mensaje de texto y de no hacer contacto visual, como...
Yönetim kurulu üyelerini görüş açısından çıkarmaya çalış.
E intenta mantener a los miembros de la junta fuera de su campo visual.
- Jean-Luc, göz teması konusunda ne demiştim?
Jean-Luc, ¿ qué dije sobre el contacto visual? Sí, sí.
2-C-2, şüpheli aracı görüyoruz.
2 - Charlie-2, tenemos visual de un posible vehículo.
Rehineleri görebiliyor musunuz?
¿ Tenemos visual de los rehenes? ¿ Están seguros?
Rehineleri görebiliyor musunuz?
¿ Tenemos visual de los rehenes?
St. Helen dağında kayak yaptın, Michelle Bachmann'la göz teması kurdun, bir kayanın altında 128 saat kısılı kaldın.
Has esquiado Monte Santa Helena, has hecho contacto visual con Michelle Bachmann, has estado atrapado debajo de una roca durante 128 horas.
- İzini kaybettim.
- No, perdí contacto visual.
Geçen yıl sizin, "Tamamen sessiz, göz temasının gücü", konferansınızda tanışmıştık.
Nos conocimos el año pasado en tu completamente silenciosa presentación del poder del contacto visual.
2-C-2, şüpheli aracı görüyoruz.
2-Charlie-2, tenemos visual en un vehiculo sospechoso.
2-C-12, siz görebiliyor musunuz?
2-Charlie-12, ¿ tienes contacto visual?
2-C-22, görünürde yok.
Control, 2-Charlie-22, visual negativo.
- Nasıl biri?
¿ Identificación visual?
- Scott'ın yolladığı Osmani'nin resmi geldi.
Ya llegó la identificación visual de Othmani por parte de Scott.
Kartagena'da arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
Perdimos contacto visual. No sabía que tuvieras viejos amigos en Cartagena.
Görsel temas kurunca haber verin.
Notifiquen contacto visual.
Örneğin boyutsal görsel zekâ.
Por ejemplo, inteligencia visual-espacial.
Nettinger görsel bir dalga kodu yazdığını itiraf etti.
Así que Nettinger confesó que escribió el código que crea un patrón de onda visual.
Göz teması kurdu.
Teme establecer contacto visual.
Burada ne dediklerimin pek bir önemi yok çünkü göz temasıyla onu zapt ediyorum.
Y no importa lo que diga aquí porque la estoy capturando con un intenso contacto visual.
Gözlük ve kulaklık takmak mecburi.
La protección visual y auditiva son obligatorias.
Plaka okuyucusu görüş alanındaki her arabayı tarayacak.
El lector de matrículas escaneará cualquier licencia en su línea visual.
Saat on yönünde görsel temas var.
Tengo una visual, a las 10 en punto. Ahora mismo, a las 10 en punto.
Merkez, görüyorum!
Zero, tengo visual.
Bir şekilde Pink Floyd'un dikkatini çektim, ve bunun o zaman için Amerika'daki bir görsel günlük olacağını düşündüm.
Los Pink Floyd que he conocido porque yo había hecho una película para la BBC en Los Ángeles. Entonces pensé en hacer una especie de diario visual de la cultura americana.
Pek çok görseli denedikten sonra büyük bir rahatlama olduğunu hatırlıyorum.
Después de todo la conmoción desde un punto de vista visual que tuvimos con "Dark Side Of The Moon".
- Gözlerini kontrol ediyorum.
- Te voy a aplicar un examen visual.
Görsel öğrencileriyiz biz, dimi gençler?
Nosotros aprendemos de forma visual, ¿ verdad, chicos?
Görsel düzenlemeler için kullanıyoruz.
Eso es un pequeño truco visual.
Televizyon keyfinizi böldüğüm için üzgünüm.
Siento interrumpir su placer visual televisivo.
Araç yaklaşıyor.
Confirmen visual.
Şimdi görüyorum.
Acabo de tener visual. Un solo conductor.
Görüntü sağlandı.
Visual confirmada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]