Vücudunu Çeviri İspanyolca
2,181 parallel translation
Vücudunu bir kuyuya attık!
¡ Tiramos su cuerpo dentro de un pozo!
Vücudunu gölde bırakamazdık.
No podemos dejar su cuerpo en el lago.
Oyun başladığında her nefes alışın mengeneyi, vücudunu parçalamaya bir adım daha yaklaştıracak.
Una vez que el juego comience, cada vez que tomes un respiro las abrazaderas en tu pecho se cerrarán y aplastarán tu cuerpo.
Bu şey insan vücudunu saniyeler içinde eritir.
Esta sustancia puede corroer la piel en segundos.
Nefes verir, vücudunu serbest bırakırsın.
Relajas el cuerpo y la voz.
- Vücudunu geri it evlat.
Sólo tienes que deslizar tu cuerpo, compañero.
Vücudunu kullan.
- Solo muévete.
Bu alt kişilikler, canları istediğinde Tara'nın vücudunu kullanıyorlar. Tara ise daha sonra tüm vaktini suçluluk duygusuyla kendine yüklenerek harcıyor. - Affedersiniz.
Estas personalidades, usan el cuerpo de Tara como se les ocurre, y luego, cuando Tara vuelve, se pasa todo el tiempo en un estado de
Bu arada, vücudunu olduğu gibi seviyordum.
Y, por cierto... me encantaba tu cuerpo tal como era.
Sonra da vücudunu dilim dilim parçalara ayırıp filmimde kullanacağım.
Y entonces, Voy a cortar su cuerpo en trozos pequeños. Voy a utilizar en mi película.
John Scott'ın vücudunu sana vermem.
No puedo entregar el cuerpo de John Scott.
Stres vücudunu mahvedebilir.
La tensión puede causar estragos en tu cuerpo.
Vücudunu şekle sokacağım.
Te pondré en forma.
Bu Hilary Swank'ın şu boks filminde vücudunu şekle sokmak için kullandığı şey.
Es lo que Hilaty Swank usó para ponerse en forma para esa pelicula de box.
Vücudunu şekle sokmak istiyor musun, istemiyor musun?
- ¿ Quieres ponerte en forma o no?
O halde vücudunu yıkayıp üstünü giyinecek.
Y deberá lavar su carne en agua, y ponérselas.
Vücudunu saflaştırman lazım.
Tanto del cuerpo como de tu alma tienes que ser pura
Vücudunu kendi rızanla bana sundun. Koynumda yılan besleyeceğim aklıma bile gelmezdi.
Nunca esperé que me espiases Que estabas dispuesta a sacrificar tu cuerpo Para mí.
Tüm vücudunu etkileyen bir şey olmalı, otoimmün gibi.
Está muriendo. Debe ser algo sistémico, autoinmune.
Ve senin vücudunu seksi bir gence tercih ediyor.
Y prefiere tu cuerpo antes que el de una joven muy atractiva.
Sadece vücudunu tut ve kalbini konuştur.
Sólo mantente firme y habla con el corazón.
Sadece vücudunu tut, Kalbini konuştur.
Simplemente mantente firme y háblale de corazón.
Vücudunu çalıştır!
Mueve tu cuerpo...
17 yaş vücudunu kast ediyorum, muhteşemdir.
es que... un cuerpo de 17 años, es magnífico..
Vücudunu yıkamaya bayılıyorum.
Me encanta lavar tu cuerpo.
Stella, Flora'nın vücudunu tarayıp, resmini çekti. John Pollock'in karın bölgesinde bulunan izlerle eşleşmesini umuyor ama pek iyimser değil.
Stella encontró algunos rastros en el cuerpo de Flora y fotografió unos hematomas que espera comparar a los hematomas subcutáneos que Sid encontró en el abdomen de John Pollock, pero no es optimista.
L.A.P.D, F.B.I. ve o süslü güvenlik uzmanı onun vücudunu bulamadılar.
Bah, la policía de Los Angeles, el FBI y aquella experta en seguridad tan cara no lograron encontrar su cuerpo.
Vücudunu.
Su cuerpo.
Hasta vücudunu.
Su cuerpo enfermo
Kemo bütün vücudunu harap etmiş.
La quimioterapia destrozó todo su cuerpo.
Felç edici etmen vücudunu yatıştırdı.
El paralizante calmó el cuerpo...
Onun öldürüldüğünü keşfettiniz ve vücudunu kurcalayarak.
¿ Has descubierto que fue asesinado y manipulaste el cuerpo?
Yüzünü ve bütün vücudunu yer.
La cabeza y el cuerpo entero.
Vücudunu eğitiyor.
Está dominando su cuerpo. Lo dominó.
Vücudunu ve dövmelerini gördüm.
Vi su cuerpo... los tatuajes.
Kafayı bulup vücudunu da temiz tutmanın... en iyi yolu kurbağa yalamaktır.
Si quieres drogarte, y que tu cuerpo siga limpio... Lamer un sapo es la mejor manera.
Chuckster. Vücudunu temizlemenin zamanı, dostum.
Chuckster tiempo para purgar su sistema, amigo.
Vücudunu okuyabiliyorum.
puedo leer su cuerpo.
Vücudunu, beni tahrik etmez veya içimdeki arzuyu kışkırtmaz özellikte bir çeşit, bozuk ve isteksiz buldum.
Encontré su cuerpo en tal situación, desorden e indisposición, que no me excitó ni provocó el más mínimo deseo en mí.
Vücudunu bilime bağışlamış.
Donó su cuerpo a la ciencia.
Vücudunu yokluyordum ve amaç onu biraz olsun yavaşlatmaktı.
Iba a castigarlo con golpes al cuerpo para que perdiera velocidad.
Hamile ol ya da olma vücudunu istiyorum.
Sea o no mío Y quiero tu cuerpo. Estando o no embarazado Y quiero tu corazón,
Igor Uchiyama'nın vücudunu yakıyor.
Igor esta quemando el cuerpo de Uchiyama.
Vücudunu gördün mü?
¿ Alguien la vio?
Patty zamanının yarısını gündüz vakti vücudunu yabancılara satmakla geçirdi. ve akşamları da yerel tiyatroda başrol oyuncusuydu.
Patty divide su tiempo entre vender su cuerpo a extraños durante el día y ser protagonista a la tarde en un teatro comunitario local.
Vücudunu o şekilde erkeklere mi sergiliyorsun?
¡ Ofreciendo tu cuerpo con hombres así!
Şimdi de ilaçlarla vücudunu mu şişireceksin, Ray?
¿ Qué? ¿ Vas a llenar tu cuerpo con drogas ahora, Ray?
Bana nasıl yapıldığını öğretti, vücudunu geri alınca ben sana yaparım Al.
Me enseñó a hacerla, así que cuando recuperes tu cuerpo, - te haré una, Al.
Alın onu. O Rüzgar. - O rüzgar vücudunu sarmış.
Get It! El corazón se inclina ante ti.
Milletin vücudunu ellemesini istiyorsa bilemem tabii.
A menos que quiera que se le echen encima.
- Vücudunu ben eğitirim.
Ahora, sáquelo de allí.