Watney Çeviri İspanyolca
70 parallel translation
WATNEY'İN KIRMIZI FIÇI BİRASI
EL BARRIL ROJO DE WATNEY
FishChips, Watney's Red Barrel birası, kalamar ve iki çeşit sebze satılan barlarda dururlar.
Y parando al final de las bodegas Mallorquinas comprando pescado y patatas fritas y Barril Rojo Rodney y calamares y dolor de pies.
Sert bakışlı minik bir suratı vardı. Watney dediğim anda Tulip'in kulakları dikilir ve heyecanla beni köpeğin yaşadığı bara götürürdü.
Y bastaba que yo pronunciase su nombre... que era Watney... para que ella levantase las orejas y me arrastrara excitada a la taberna donde él vivía.
Onun için yapabileceğim en iyi şey, Watney'nin Alman çoban köpeği versiyonunu bulmaktı.
Por consiguiente, lo mejor para ella, me parecía, sería encontrarle un alsaciano Watney.
Şimdi de özel konuğumuz Joyce Watney.
Y ahora, nuestra invitada especial de esta noche, Joyce Watney.
Ablam Julie Watney sayesinde özel hayatımda yaşadığım önemli bir tecrübeden sonra Yaşayan Ölüler Birliği'nin Louisiana Üniversitesi kolunu kurdum.
Encontré el capítulo de la Universidad de Louisiana sobre la Alianza de los Muertos Vivos después de haber tenido una profunda experiencia personal con un vampiro... mi hermana mayor, Julie Watney.
Şimdi alkışlarınızla ailemizin mucizesi ablam Julie Watney'i takdim ediyorum.
Así que, por favor, junten sus manos por mi hermana mayor, y por el milagro de nuestra familia, la Srta. Julie Watney.
Hm, Dave Watney isimli eski bir hastanın ölümü ile ilgili delilleri denetime vermem gerekiyordu.
Tuve que aportar pruebas en la investigación de la muerte de un antiguo paciente, Dave Watney.
Dave Watney tarafından şikayet edilmiş, marangoz dükkanında bekçi.
Queja hecha por Dave Watney, cuidador de la casa Carpenter.
Dave Watney'den grafitilerin temizlenmesi hakkında şikayetler.
Quejas de Dave Watney por tener que limpiar graffitis.
Bu Dave Watney.
Es Dave Watney.
Dave Watney ölmüş.
Dave Watney está muerto.
Dave Watney yaşlı bir apartman sakininin alışveriş torbalarını en üst kata taşıyormuş çünkü asansör arızalıymış. Yine.
Dave Watney estaba llevando las compras de una residente anciana al último piso porque los elevadores habían sido vandalizados.
Morgan Dave Watney'ın soruşturmasındaydı!
¡ Morgan estaba en la instrucción de Dave Watney!
Dave Watney bir alkolikti.
Dave Whitney era un alcohólico.
Luke Watney kaç yaşında?
- ¿ Cuántos años tiene Luke Watney?
Bakın, biz olayın sadece bu yüzünü kabul ettik, ancak ya Luke Watney ile işbirliği yapmışsa?
Mira, ya hemos aceptado su versión de los eventos, ¿ pero qué tal si ella está involucrada con Luke Watney?
Onun babasının intikamını alması için Luke Watney'e yardım ettiğini düşünüyorsun?
¿ Crees que Morgan le está ayudando a Luke Watney a obtener venganza?
Bu Morgan ve diğer ölümler arasındaki bağlantı, çünkü Morgan onun ne kadar sevgi dolu bir çocuk olduğunu söylerse söylesin, bence Luke Watney onu boğmaya çalıştı çünkü Morgan babasının ölümüyle ilgili gerçekleri anlatmayacaktı.
Ésta es la conexión entre Morgan y las otras muertes, porque no importa lo que ella diga sobre que él es un muchacho adorable, creo que Luke Watney trató de estrangularla porque ella no podría hablar de la muerte de su padre.
Ve eğer bu Luke Watney ise, sıradaki kurban Dave Watney'in şikayet ettiği biri olacak. Riley?
Y si es Luke Watney, la próxima víctima será alguien de quien Dave Watney se haya quejado. ¿ Riley?
Bir tane kaldı, asansörü bozup Watney'in merdivenleri çıkmasına sebep olan kişi.
Bien, queda uno, el vándalo del elevador que dejó a Watney subiendo las escaleras a su muerte.
Luke Watney'i bir ziyaret edelim.
Hagámosle una visita a Luke Watney.
Burası Luke Watney'in zor bir yetişme dönemi geçirdiği yer.
Así que aquí es donde Luke Watney tuvo su difícil crianza.
Watney'ler kaçıncı katta yaşıyor?
¿ En qué piso viven los Watney?
Cindy Watney ile konuşmamız gerekiyor.
Tenemos que hablar con Cindy Watney.
- Orada vaziyet ne durumda Watney?
- ZONA DE ATERRIZAJE DÍA SOLAR 18 ¿ Qué tal va todo, Watney?
Telsizini sürekli açık bırakıyorsun Watney. Bu yüzden Martinez cevap veriyor. Bu yüzden hepimiz dinliyoruz, bu yüzden tepem atmaya başladı.
Watney dejas tu canal abierto entonces Martínez responde entonces todos lo escuchamos y a mí me molesta.
- Watney rapor ver.
- Watney, responde.
Watney'in sinyali kaybettik. - Beck? - Efendim?
- Perdimos su señal. ¡ Beck!
Watney.
¡ Watney!
Watney cevap ver.
¡ Watney, responde!
Watney'in kıyafetini tespit edebilir mi?
¿ Podría detectar el traje de Watney?
Ne yazık ki, tahliye sırasında astronot Mark Watney'e enkaz çarpmış ve ölmüştür.
Por desgracia, durante la evacuación el astronauta Mark Watney fue golpeado por escombros y falleció.
Fakat Mark Watney ölmüştür.
Pero Mark Watney ha fallecido.
Merhaba. Ben astronot Mark Watney.
Hola, soy Mark Watney astronauta.
- Uyduları Hab'a çevirdiğimiz an Mark Watney'in cesedini bütün dünyaya göstermiş olurum.
- Bien. Si dirigimos los satélites al Hábitat, el mundo verá el cadáver de Mark Watney.
Watney Ailesi adına üzülüyorlar.
Apoyan a la familia Watney.
Watney gerçekten hayatta ise Ares 3 mürettebatına bunu söylemeyeceğiz.
Si Watney está vivo, no queremos que lo sepa Ares 3.
Mark Watney ile temas kurmak için ne tür girişimlerde bulunuldu?
¿ Se ha intentado contactar a Mark Watney?
- Watney nereye gidiyor?
- ¿ A dónde va Watney?
Mark Watney'in yüksek ihtimalle ölebileceğini insanlara unutturacağım. Bana bu yüzden maaş alıyorum.
Haré que la gente olvide que hay una gran posibilidad de que Mark Watney muera porque para eso me pagas.
Watney nerede peki?
- Bien. ¿ Dónde está Watney?
Mark Watney hâlâ yaşıyor.
- Mark Watney está vivo.
İstemeyerek de olsa Mark'ın iyi bir iş çıkardığını kabul ediyorlar.
Admiten de mala gana que Watney hace un buen trabajo.
Dr. Keller, Watney'in yiyeceğinin 4 gün daha yetmesini sağlayın.
Dr. Keller, racione la comida para 4 días más.
Mark Watney'i kurtarmanın yolunu biliyorum.
Sé cómo salvar a Mark Watney.
Watney'i yüzeyden alamayacaksak belirli bir rotadan geçmenin ne yararı var?
¿ De qué sirve si no podemos sacar a Watney?
Watney de MTA'yı kullanarak buluşma yerine gider.
Watney los interceptaría en el vehículo de ascenso.
Watney sandviçlerinden başka bir şey yenmiyor...
- ¡ Llamaré a la policía!
Watney!
¡ Watney!
Watney.
WATNEY