English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ W ] / Wilton

Wilton Çeviri İspanyolca

202 parallel translation
"Bayan Judy Ballard ve Bayan Ralp Wilton'un aralarında olduğu... "... toplumun önde gelen şahsiyetlerinden oluşan ev sahipleri...
" Se organizan fiestas de señoras de la alta socidad
- Nasıl gidiyor bakalım Wilton?
- ¿ Qué tal, Wilton?
Bay Wilton, nasılsınız?
Bien, Sr. Wilton. ¿ Cómo está?
Sevgili Bay Wilton, beyefendi her zaman ne der hatırlar mısın?
Sr. Wilton, permítame recordarle lo que siempre dice el señor.
Bak sen Wilton!
¡ Vaya, Wilton!
Wilton, bu zamana kadar kahvaltı masasına getirdiğin en güzel şey.
Wilton, es el mejor deayuno que nos ha servido.
Bay Wilton, bu Halton hakkında ne düşünüyorsun?
Sr. Wilton, ¿ qué opina Vd. de ese Halton?
Bay Wilton, bu evde çok harika muhabbetler dönmesine alışkınız ama bazen çok mu şımartıldık diye düşünmeden edemiyorum.
En esta casa estamops acostumbrados a oír conversaciones brillantes, que me pregunto si no seremos unos privilegiados.
Hiç sanmıyorum Bay Wilton.
Lo dudo mucho, Sr. Wilton.
- Anlaşılmıştır Bay Wilton.
- De acuerdo.
- Wilton, Sör Frederick'e bakabilir misin?
- Wilton, busque a sir Frederick.
Soyadı Wilton.
¿ A qué se dedica? Se apellida Wilton.
Gordon, Wilton Apartmanı'nda oturuyor.
Gordon vive en los apartamentos Wilton.
Wilton havaya girdi!
¡ Ahí está Wilton!
Hadi, Wilton!
¡ Vamos, Wilton!
Wilton'u alkışlayalım.
¡ Oigamos a Wilton!
Bay Witton, efendim.
Sr. Wilton, señor.
Mahkemenin iki üyesi af talep etti Witton için olduğu gibi Handcock ve Morant için de.
Dos miembros del jurado recomendaron clemencia... para Handcock y Morant y también para Wilton.
Charlie Wilton motordan anlıyor, ben de gemiyi kumanda ederim.
Charlie Wilton conoce de máquinas y puede navegar.
Charlie Wilton'a teşekkürler. Onun sayesinde planladığımız gibi saat 01 : 00'de Ehrenfels'in yanında olacağız.
Gracias a Charlie Wilton, estaremos atracando al Ehrenfels de acuerdo a lo planeado a las 1 : 00 horas.
Wilton Knight ne diyordu, hatırlasana ;
¿ Recuerdas que Wilton dijo :
Wilton'da kalan New Yorklu bir şarap koleksiyoncusu.
Un coleccionista de vino de Nueva York que está en el Wilton.
Beverly Milton'da kaldığına göre çulsuz biri olamaz her halde.
Se hospeda en el Beverly Wilton.
Yanlış mı? ... Tıp fakültesinden polis bulsun diye ceset çalmak kurallara uygun değil.
Wilton, robar un cuerpo de la facultad de Medicina... para que la policía lo encontrara... no es a lo que yo llamaría seguir las reglas.
Wilton... Doktor sana...
Wilton, ¿ el médico dijo...
Wilton..., yapacağını söylediğin her şeyi yapıyor...
Bien, Wilton... hace todo lo que dijiste que haría.
Önceden de belirttiğim gibi Wilton Knight benim işverenim olduğu kadar arkadaşımdı da.
Pues, simplemente, Wilton Knight era mi amigo y mi patrón.
Evet. Ayrıca o, Wilton Knight'ın dul eşi. Hatırlayacağın üzere, çalıştığımız vakfa gelir sağlayan fonu oluşturan ve devam ettirende o.
Sí, pero también es la viuda de Wilton Knight, quien, como recordarás... es el fundador y el mecenas de la fundación para la cual tú y yo trabajamos.
Wilton'da biliyordu.
Al igual que Wilton.
Şöyle özetleyeyim. Gerçek şu ki, ne yazık ki, Garthe Knight, yani Wilton'ın tek oğlu, her nasıl olduysa yeniden ortaya çıktı. Hem de Afrika'da çarptırıldığı üç ayrı müebbet hapis cezasına rağmen.
Por desgracia parece que Garthe Knight, el único hijo de Wilton... se las ha ingeniado para evadir una condena de tres cadenas perpetuas en África.
Wilton Knight, Garthe'ın görüntüsünü yüzüme verip ne yaptı böyle?
¿ Qué hizo Wilton Knight? ¿ Le puso mi rostro a Garthe?
Wilton formülü üç ayrı öğeye böldü. Bu öğelerden ikisi, her birisi dikkatle seçilen üç kişiye emanet edildi.
Wilton dividió la fórmula en tres elementos individuales... y le encomendó dos de esos elementos a cada uno de los tres depositarios elegidos.
Wilton Knight gibi bir adam için ne kadar da zor.
Debe haber sido terrible para Wilton Knight.
Devon, Wilton'a nasıl da benziyorsun.
Te pareces tanto a Wilton.
Tanrıya şükür Wilton Knight burada değil de bu saygısızlığı görmüyor.
Gracias a Dios, Wilton Knight no está aquí para ver este sacrilegio.
Wilton Marshall.
Wilton Marshall.
Kardeş Wilton, ayağa kalkın.
Hermano Wilton, levántate.
Bu öfken için özür dile, Kardeş Wilton.
Expía esa ira, hermano Wilton.
Rahip Wilton, kadın geri gelmiş.
Hermano Wilton, volvió la mujer.
Kardeş Wilton, ayağa kalkın.
Hermano Wilton, ponte de pie.
Rahip Wilton, kadın geri gelmiş.
Hermano Wilton, ha vuelto la mujer.
Wilton Smith, dört çocuk babası, 27 yıldır pek çok elbisenin pamuklarını temizleyerek çalışıyor.
Wilton Smith, padre de cuatro trabajó durante 27 años limpiando pelusa de la ropa.
Geri döndüğümde, yapacağım ilk iş Wilton's da yer ayırtmak olacak.
Lo primero que haga cuando vuelva... será reservar una mesa en Wilton's... un cuarto privado.
Wilton Tiyatrosu'nda ufak bir film yapıyorum ve...
Estoy haciendo un film en el teatro Wilton y...
Adım Pete Wilton.
Pete Wilton.
- Tamam, Jeff Wilton.
Bien, Jeff Wilton.
Homestead'den bir lise öğrencisi. Üç gün önce ortadan kaybolmuş.
Jeff Wilton es un chico de una escuela secundaria... que desapareció hace tres días.
Wilton'ların ağacına ateş eden bir silahın sahibini buldum.
Encontré el dueño de una de las armas... que le ha disparado al árbol de la familia Wilton.
Wilton'ın oğlunun okulu.
Es donde va el chico de Wilton.
- Wilton Estate.
- En Wilton Estate.
İyi seyirler... 104 numaralı uçuşla Brüksel Charleroie'ye gidecek olan Wilton isimli yolcumuza Ryanair'in son çağrısıdır.
Última llamada para el pasajero Wilton... con destino a Bruselas, Charleroi, en el vuelo FR-1014.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]