English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yanıyoruz

Yanıyoruz Çeviri İspanyolca

619 parallel translation
Tanrım! Truman, yanıyoruz!
Truman Nos Quemamos!
Yanıyoruz!
¡ Oye, allí está el fuego!
Mark, yanıyoruz!
¡ Nosotros! ¡ Nos incendiamos!
Yanıyoruz, efendim.
Nos estamos asando, señor.
Evet, yanıyoruz tatlım.
- Sí, seguro que lo estamos.
Tanrım! Yanıyoruz!
Cielos, nos incendiamos!
- Yanı başımızda çılgın bir adamla yaşıyoruz.
Vivimos al lado de un loco.
Bazı gerçekleri keşfetmeye çalışıyoruz önceki Bayan de Winter'ın öldüğü gün yaptıklarıyla ilgili 12 Ekim, geçen sene ve eğer mümkünse, bize söylemenizi istiyorum bu adı taşıyan biri, o gün sizi ziyaret etti mi?
Tratamos de descubrir ciertos detalles sobre las actividades de la primera Sra. de Winter el día de su muerte. El 12 de octubre del año pasado. Si puede, quiero que me diga si ese día lo visitó una mujer con ese nombre.
Yanımızda 23 bin dolar taşıyoruz.
Llevamos $ 23,000 dolares.
Biz bir seferde iki tane yapıyoruz. Sabit tutmak için. Yan yana.
En casa hacemos dos a la vez, pegadas, para más seguridad.
Sözlü yanıt vermek yok. Pekala millet, işte başlıyoruz.
Es una falta de respeto.
- Neden yan kapıyı çalmıyoruz?
¿ Entonces por qué no llamas a otra puerta? Buena idea.
- Şimdi ne yapıyoruz? - Kardeşinin yanına gidiyoruz.
¿ Y ahora?
- Yanıyoruz!
Nos quemamos!
Sizi anlıyoruz efendim, ve bu işte yanınızdayız.
Lo entendemos, mi capitán. Estamos con Ud.
İşte bu kararımızla yanınızdan ayrılıyoruz.
Y así resuelto, nos despedimos de vos.
Bu bilgilerle harita masasına geçiyorum. Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz.
Paso esta información al tablero de combate, y las máquinas se mueven y las luces se encienden, y nos dan la respuesta.
Sol yanı alıyoruz, 15 metre ötemizde kal.
Ocúpese del flanco izquierdo, adelántese 20 metros.
Pentagon ile olan baş ağrımızın yanı sıra şimdi de bu kasabadaki insanları öldürmekle suçlanıyoruz.
Además de nuestras dificultades con el Pentágono, se nos acusa ahora de querer matar a la población.
Umarım yanılıyoruz.
( TOM CANTANDO ) Espero que nos equivoquemos.
Biz yan odada kalıyoruz ve duvarlar ses geçiriyor.
Ocupamos la habitación de al lado y se oye todo a través de las paredes.
Kudretli Tanrım ; Ölen arkadaşımızın ruhunu yanına yolluyoruz. Ve biz onun bedenini derinliklere yollarken sonsuz hayatta dirileceği umudunu taşıyoruz.
A Dios todopoderoso encomendamos el alma de nuestro compañero de a bordo, y encomendamos su cuerpo a las profundidades con la esperanza de la resurrección a una vida eterna en la que el mar devolverá a sus muertos en la próxima vida.
Ne kuzey ne de güney hatlarından yanıt alamıyoruz.
No responden ni el cable norte ni el sur.
İkimiz de büyüyle uğraşıyoruz görünenin ne kadar yanıltıcı olduğunu çok iyi biliriz.
Usted y yo de la dedicación al oculto... conocemos muy bien el carácter engañoso... de lo que parece ser.
Biz yanılıyoruz. Kim doğru peki?
Nosotros estamos errados. ¿ Quien está cierto?
Birleşmiş Milletler adına bir proje için, İngiltere'nin dört bir yanından gelen çocukları alıyoruz bu teste.
He sometido a un test a niños de toda Inglaterra en un proyecto para las Naciones Unidas.
Senin için yanılmış olmayı dilerdim ama biz gerçekleri arıyoruz.
Espero estar equivocado, pero estamos buscando la verdad.
Sizi şimdiden gölün yanındaki araziye planörle inip hazır olmuş sayıyoruz.
Contamos con ustedes para aprontar una brecha de aterrizaje en el lago.
Stevens'ı da yanımıza alıyoruz.
Stevens vendrá con nosotros.
Yanıyoruz!
¡ Ardemos!
Selamlıyoruz ve yanıtınızı bekliyoruz.
Les transmitimos saludos y aguardamos su respuesta.
Şimdiyse küçük çocukları yanımıza alıyoruz ama hepsini aynı şekilde seviyoruz.
Así que recogemos niños sin hogar. Les queremos igual, también son nuestros nietos.
Bir yanıt alamıyoruz, efendim.
No recibimos respuesta.
Yanımızda taşıyamıyoruz ancak bu size bir fikir verecektir.
No podemos cargar con ella pero con esto se harán una idea.
Ancak, dediğim gibi, tüm seti yanımızda taşıyamıyoruz.
Está en la "C" pero no podemos traerlo.
- Pupaya doğru yan yatıyoruz.
- Nos escoramos a popa.
Gerçek şu ki, biz de bu meseleyi çok ciddiye alıyoruz.. ve kocanızın birliğinden herkese sorular gönderildi. Ancak ne yazık ki, herhangi anlamlı yanıtlar alamadık.
La verdad es que... nosotros tomamos a este caso muy seriamente y enviamos pedidos de informes a todos en la unidad de su esposo, pero no recibimos ninguna respuesta significativa.
Bunun yanı sıra bizde görevlerimizi yapıyoruz.
Además, para eso nos la has mandado.
Ayrıca yanına sadece sıcak diye mi yaklaşamıyoruz?
Y tampoco podríais acercaros, porque está demasiado...
Büyüklük yanılgısı oluşturan bir ilaç üzerinde çalışıyoruz.
Estamos experimentando con una droga que crea delirios de grandeza.
Hayır, yanılıyorsunuz, biz birbirimizi tanımıyoruz.
Se equivoca, no nos conocemos.
Niye kasıyoruz ki? Hepiniz cayır cayır yanın!
Debería dejar que se abrasaran.
- Yan yana... Tanrım, yapamıyoruz. Ne yazık.
Cerca... imposible, qué pena.
Biz burada bir yanıt arıyoruz Komutan.
Queremos respuestas, comandante.
Hala faal, ama bir yanıt alamıyoruz.
Es el funcionamiento, pero no podemos obtener una respuesta.
Yanıklar iyileşiyor, ama silindirik nesnenin yarattığı komanın nedenini bulamıyoruz.
Las quemaduras se curan, pero no podemos diagnosticar el trance causada por el objeto cilíndrico.
Ve sürekli olarak kötü şeyler yapıyoruz, Yanıtlar uymuyor diye düşünmeyi bırakıyoruz, peki ya sorular...
Así que, a fuerza de ir mal, decimos que no son las respuestas... las que no funcionan sino las preguntas.
- Yanılmıyoruz.
- Sin duda.
Bazen yanılıyoruz.
A veces no funciona.
- Ama yanılıyoruz Culley.
- Pero nos equivocamos, Culley.
Şey... Onları, gündelik yaşamımızı, rüyaların gerçekliği ardına saklanmış bir yanılsama olarak görme fikrinden pek alıkoyamıyoruz.
Parece que no podemos disuadirles de su idea... de que nuestra vida no es más que una ilusión... tras la cual está la realidad de los sueños.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]