Yapayım Çeviri İspanyolca
12,169 parallel translation
Doğru değilse neden konuşma yapayım?
No es verdad, así que ¿ por qué lo mencionaría?
Bunu neden yapayım?
¿ Y por qué haría eso?
O zaman bir telefon görüşmesi yapayım.
Bueno, voy a hacer una llamada.
Sana tost ve yumurta yapayım.
Podría hacerte tostadas y huevos.
İşte ben de yapayım.
Yo también quiero.
Ne sikime böyle bir şey yapayım ki?
¿ por qué coño haría yo eso?
- Hayır! Neden yapayım ki bunu?
¿ Por qué haría eso?
Üç hafta öncesine geçiş yapayım mı hayatta olduğun zamana? - Vay anasını, Morty.
¿ Quiere que corte a tres semanas antes, cuando estaba vivo?
Pardon, açıklama yapayım.
Lo siento. Debo explicarme.
Ne yapayım yani?
¿ Qué hago con él?
- Dur, ben ne yapayım?
- Espera. ¿ Y yo qué hago? No lo sé.
- Sana kafeinsiz Americano yapayım mı?
¿ Un americano descafeinado? Claro.
Kollarımı ne yapayım?
¿ Qué hago con mis brazos?
Garson "bu jerb kazzaz'ı paket yapayım mı?" diye sorar.
Y el camarero preguntaría : "¿ Quiere llevarse el jerb kazzaz?".
Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim iş görüşmesine gittiğimde, buluşmam olduğunda, beni Google'da arıyorlar,... ve ilk olarak karşılarına ne çıkıyor biliyor musun?
Cualquier cosa que hago, en cualquier lugar que vaya... Si me voy de la entrevista de trabajo, si ir a una cita... me Google, Y sabes lo primero que viene?
- Bunu neden yapayım? Çünkü benden bu tazminat meselesini adam gibi oylamaya getirmemi istedin.
Porque me pediste que arreglase que el tema de las indemnizaciones fuese a votación como un hombre, y lo he hecho.
Daha iyisini yapayım.
Les daré algo mejor.
- Sana içecek bir şey yapayım.
- Deja que te prepare una copa.
Yine yap. Yine mi yapayım?
Repite.
Neden böyle bir şey yapayım ki?
¿ Por qué haría eso?
Neden böyle bir şey yapayım?
¿ Y por qué debería hacer eso?
Neden normal bir öğrenci gibi saçma bir cadılar bayramı partisine gidip iyi biriyle ya da iyi olmayan biriyle tanışıp eğlenip sarhoş bir cadılar bayramı takılması yapayım ki burada olup ölüyü diriltmeye çalışmak varken.
Bueno, ¿ por qué querría ir a una estúpida fiesta de Halloween como un estudiante normal a lo mejor conocer a un buen tío, o un mal tío, pillarme un divertido pedo de Halloween, cuando puedo estar aquí, luchando para resucitar a los muertos?
En azından o kadarını yapayım.
Es lo menos que puedo hacer.
Birkaç görüşme yapayım.
Déjame hacer algunas llamadas.
Onu nerede bulabileceğimi söyle, ben de elimden geleni yapayım.
Dime dónde puedo encontrarlo, y haré todo lo que pueda.
Neden böyle bir şey yapayım ki?
¿ Por qué demonios deberíamos concederle esto?
O bilgileri bana getiren senin casuslarındı değil mi? Yeni bir anlaşma yapayım diye.
¿ Fueron tus espías los que me hicieron llegar esa información, para que pudiese hacer una nueva alianza, no?
İzin vermiyorsun ki yapayım!
¡ Porque no me dejas!
Ne yapayım?
¿ Qué se supone que haga?
Bırakın ben yapayım.
Déjame hacerlo.
Ne yapayım, yalan mı söyleseydim?
- Tú preguntaste. ¿ Debía mentir?
- Ne yapayım?
- ¿ Qué puedo hacer?
Hatta her sabah 6 : 15'te beni uyandırıyorlar ideal vücut çalışmamı yapayım diye.
Incluso me dan un 6 : 15 despertador llamar cada mañana, Así que puedo hacer a mi entrenamiento de cuerpo ideal.
Neden yapayım?
¿ Por qué iba a hacerlo?
- Ön lobuna zarar vererek. Bunu neden yapayım?
- Afectar su lóbulo frontal.
Kendi testimden yapayım.
Tengo mi propia prueba preparada. Tengo...
Kendi testimi yapayım!
¡ Por favor! ¡ Tengo mi propia prueba!
Müsaadenizle ben yapayım.
Si pudiera, si se me permite.
Aptalca bir şey yapayım deme tamam mı?
No hagas ninguna estupidez, ¿ entendido?
- Neden böyle bir şey yapayım?
- ¿ Por qué iba yo siquiera a...?
- Şimdi ne yapayım?
¿ Qué hago ahora?
Şimdi lütfen izin ver işimi yapayım tamam mı Riley?
Por favor, Riley, ayúdame con mi trabajo, ¿ de acuerdo?
Bana bir dakika ver de yeni bir Ev Arkadaşlığı Anlaşması yapayım.
Denme un minuto y haré un nuevo acuerdo de compañeros de cuarto.
Hemşire, 12 kanallı elektrokardiyografiyi kendi kendime mi yapayım?
Y ventilacion también.
Peki niye böyle bir şey yapayım?
¿ Y por qué haría eso?
Ne? Mm. Neden bunu yapayım?
¿ Qué? ¿ Por qué iba yo a hacer eso?
Çay yapayım ben.
¡ Haré té!
Ama annemim yapay zekasına göre Astra'nın Krypton'daki insanlara yardım etme fikri, hükümet binalarını havaya uçurmakmış.
Según el holograma de inteligencia artificial de mi madre, la idea de Astra de ayudar a gente de Kripton era hacer volar los edificios del gobierno, así que...
Ne yapayım?
Y habla inglés.
- Neden öyle bir şeyi yapayım ki?
Ahora!
Şimdi neden işbirliği yapayım ki?
Entonces, ¿ qué hay para mí para cooperar?