Yarışma Çeviri İspanyolca
2,490 parallel translation
Bu sene iki ulusal yarışma kazanabiliriz.
Podemos ganar dos campeonatos nacionales este año.
Glee kulübüne kaç tane ulusal yarışma kupası kazandırdın?
¿ Y llevó al Club Glee a ganar cuantos campeonatos nacionales? Oh, lo siento, a ninguno.
Bu, öğleden sonraki büyük yarışma öncesi son antrenman. İyi bir antrenman olsun.
Es nuestro último entrenamiento antes de la gran carrera de esta tarde, así que hagámoslo bien.
Emily, yarışma olmayacak.
Oh, emily no habrá una salida del agua.
Clippers bileti ve J.J hediye çeki için yarışma yapıyorlar.
¿ Qué pasa? Es un concurso para ganar entradas para los Clippers. Y una tarjeta regalo para Jamba Juice.
Yarışma kararının altında yatan sebep tüm bunları kapsıyor
La razón de que elijamos correr lo es todo, sabes,
Bir yarışma yüzünden Daphne'yi öldürdüğümü mü düşünüyorsun?
¿ Crees que meté a Daphne por un concurso literario?
Geleceğin yarışma şampiyonumuza.
Nuestro siguiente ganador Estrella Stratford.
Sanırım bu yarışma tam köpeklerinizin ihtiyacı olan şey.
Esta competencia podría ser lo que sus cachorros necesitan.
Düşünüyordum ki eğer bu yarışma için Marley'i eğitirsem annem kendi köpeğimin olmasına izin verir.
Si entreno a Marley para esta competencia... mamá me dejaría tener un perro.
Yarışma bir kaç hafta sonra başlıyor ve yeteri kadar zamanımız yok.
La competencia se acerca y no tenemos suficiente tiempo.
Ama ya bu yarışma sayesinde ona bunu kanıtlayacağım... yada en kötü ihtimal işleri biraz berbat edeceğim.
Pero le probaré que lo soy con la competencia... o moriré en el intento.
Bu yarışma bizim için de çok önemli.
La competencia es super importante para nosotros.
Marley, yarışma iki gün içinde başlayacak.
Marley, la competencia es dentro de dos días.
Yarışma ihlali. Alanda bekleme var.
lnfracción.
Bu yarışma ilginç olabilir.
Esto se va a poner interesante.
Şimdi ise saatte 338 km MotoGP motosikletlerde yarışma vakitleri geldi.
Ahora toca pilotar motos de MotoGP a 340 kilómetros por hora.
- Bu bir yarışma!
- Esto es una competencia!
- Bir yarışma yapıyoruz!
- ¡ Tenemos un concurso!
- Bir yarışma yap- -
- Tenemos un concur...
Amerika'yı, tüm o tembel ülkeleri yenmeye ve Özgürlük Anıtı'nı kazanmaya iten güçle ben de bugün, Gün Işığı Merkezi'nin en değerli elemanını seçmek üzere bir yarışma düzenliyorum.
En el mismo espíritu que llevó a America A vencer a esos vagos países y ganar la estatua de la libertad, Hoy estoy organizando un concurso para el empleado más valioso del Sunshine Center.
Böyle bir yarışma nasıl olacak ki?
¿ Cómo un concurso dentro del trabajo?
Crystal, bu yarışma berbat bir fikir.
Crystal, este concurso es una terrible idea.
Yarışma, gerçek değil.
La competencia no es real.
Crystal, bu yarışma ile yapmaya çalıştığın şeyi herkesten çok ben takdir ediyorum.
Crystal, de verdad que aprecio lo que estás intentando hacer con el certámen.
Sahte bir yarışma yapmak seni oğlunla nasıl yakınlaştırabilir?
¿ Como puede hacer un concurso que te unas mas a tu hijo?
Ama tatlım biliyorsun bu bir yarışma değil. Tamam mı?
Pero, cariño, sabes que no es una competición, ¿ Verdad?
Onunla yarışma.
No compitas con él.
Bu bir yarışma değil.
No es un concurso.
Onun Marti'ye göre daha çok yarışma tecrübesi var.
Ella tiene mucha más experiencia que Marti en competir.
Yüzünde herhangi bir yarışma isteği yok. Ama onun yaptıkları adının yanında hiçbir şeydir.
En el frente a frente no hay pelea... a él no le llaman el "Sapo Piedra" por nada.
Yarışma hakkında ne düşünüyorsun?
¿ Cómo te sientes respecto al concurso?
Gelecek ay başka bir yarışma daha var.
Sí, ya sabes, su teatro acogerá otro concurso el mes que viene.
Ayılman ve Dave'in salatasını yapman gerek, tamam mı? - Yarışma dört saat sonra başlıyor.
- Necesitas que se te baje el alcohol y empieces a trabajar con Dave, ¿ vale?
Kahve çekirdeklerini koklayıp ne olduklarını tahmin edeceğimiz bir yarışma olacak mı?
¿ Ahora va a haber una competición en la qué tenemos que oler las judías y adivinar de dónde vienen?
Evet, yarışma.
Oh, sí. Los camiones.
Ciddi bir yarışma var burada.
Hay un montón de competencias fuera de aqui.
Fakat işin aslı, bu ilk yarışma politik yeteneklerin ve hinliğin test edilmesi.
Pero en realidad, es el principio de la competición, una prueba de las habilidades políticas y la astucia.
Bizim şampiyon yok edilmelidir Bu yarışma, kurtarma kadar.
Nuestro campeón debe alejarse de tal reto, hasta que se recupere.
Yarışma, erkeklere rütbesine.
Una contienda para ranquear a los hombres.
Sıralaması de karar verilecektir yarışma sonuna kadar, iki gün dolayısıyla.
Las clasificaciones se decidiran al final de la contienda, dentro de dos días.
Yarın yarışma sonunda getiriyor.
Mañana debemos contestar finalmente.
Ve yarışma sona erdi bakın.
Y mirad el final de la contienda.
Benim yokluğum fark olurdu. [Tezahürat] Gidin. yarışma öncesi sonlandırılır.
Mi ausencia se notará Ir, antes de que termine.
Kalan eksikleri alalım, ama sepete koyduklarından bazılarını - alabilirsin. - Yine yarışma yapacak mıyız?
Cogeremos el resto de las cosas que necesitamos de la lista, y tú puedes conservar un par de las cosas que quieres en tu cesta. ¿ Tenemos que jugar el mismo juego?
Yani bizi bir çeşit ölümcül vasilik yarışmasında birbirimize mi düşürdüler? Pek yarışma denemez bence.
¿ Así que nos pusieron en contra los unos a los otros en una especie de competencia feroz de tutores? No creo que tenga mucho de competencia.
Yarışma için yeni gözlüğe ihtiyacım var.
También necesito nuevos goggles para la competición.
Yarışma yarın ve benim hâlâ yeni gözlük için 200 Frank açığım var.
Mañana es la competición. Me faltan 200 francos para unos nuevos goggles.
Ama bu bir yarışma değil tamam mı?
Pero no es una competición, ¿ vale?
Ama bir de aramızda olmayan bu aptal yarışma var.
Y está también esta estúpida competición que no estamos teniendo.
Bu ülke çapında televizyonlarda gösterilen bir yarışma.
Es una competición televisada nacionalmente.