Yatıyorum Çeviri İspanyolca
2,064 parallel translation
* Yatıyorum burada, kapkaranlık odada *
# Estoy tirada aquí, y la sala está oscura. #
Ve şimdi de çok yorgunum, o yüzden yatıyorum.
- Agente. Tengo- - - Tengo unas preguntas.
Sekizde, hoşuma gidiyor, erkenden yatıyorum.
- A las 8. Me gusta, es temprano. - ¿ De verdad?
3 aydır seninle yatıyorum, bir sevgilin olduğunu şimdi mi söylüyorsun?
Llevamos acostándonos tres meses, ¿ y ahora me dices que tienes novia?
Yatıyorum diyelim. Hiç değilse güneş batana dek.
Más bien una acostada, al menos hasta que se vaya el sol.
Üç gündür oğlumun hayatını kurtaran gizemli cerrahla tanışmayı bekleyerek oğlumun başucunda yatıyorum.
He estado al pie de la cama de mi hijo por tres días esperando para conocer a esta misteriosa cirujana... -... que aparentemente salvó su vida.
Son zamanlarda saat 7 : 00'de yatıyorum.
Oh, me voy a la cama a las 7 últimamente.
Yatıyorum.
Me voy a la cama.
Babam eve geldikten sonra saat 9'da yatıyorum.
Me voy a dormir cuando llega papá, a las 9 de la noche.
Sanki bulutların üzerinde yatıyorum.
Es como estar en una nube.
Birinden ayrılmam gerekiyorsa en yakın arkadaşıyla ya da abisiyle yatıyorum.
Cuando necesito cortar con un chico, me acuesto con su mejor amigo o con su hermano.
Ne kadardır yatıyorum?
¿ Por cuánto tiempo he estado dormido?
Ve şimdi de çok yorgunum, o yüzden yatıyorum.
Y ahora estoy agotada, así que me voy a la cama.
Sence başkalarıyla mı yatıyorum?
¿ Crees que soy una puta?
Senin oğlunla yatıyorum.
Me estoy acostando con su hijo.
Her zamanki gibi yatmaya gidiyorum yatıyorum, uyumak istiyorum... Bilemiyorum.
No lo sé.
Ben yatıyorum. Hemen şu an!
Iré a la cama. ¡ Ahora!
Şimdi yatağıma yatıyorum Tanrım, sen beni koru.
Ahora ya me voy a dormir, Le pido al Señor mi alma mantener.
Şimdi, ölüme hiç olmadığım kadar yakınım, burada savunmasızca yatıyorum bu çaresiz halimde seninle anlaşmak durumundayım.
Y ahora aquí estoy, más cerca de la muerte que nunca y tengo que negociar desde esa posición desesperada.
Ben her Şükran Gününde eniştemle yatıyorum.
Tengo sexo con mi tío cada Día de Gracias.
Müdür Nadeau, Notre-Dame des Douleurs Yatılı Okulu'ndan arıyorum.
- Aquí Ghyslaine Nadeau, el director del internado.
Ben paramı sana yatırıyorum, Mikey.
Apuesto por ti, Mikey.
Sizin gibi tedbirli beyefendilerin paralarını efsanelere veya kulaktan duyma şeylere yatıracağını sanmıyorum. Doğrusunuz.
Sí, no sabía que caballeros cautelosos como ustedes querrían gastar esta cantidad de dinero en habladurías o leyendas.
Tekrar yatırım yapıyorum.
Reinvierto.
Ben senin kişisel temizlik malzemelerini yargılamıyorum. Aslında bence nemlendiricilere yatırım yapabilirsin.
Yo no juzgo tus productos de higiene personal aunque quizá deberías invertir en una crema nutritiva.
Sanıyorum ki, makalede Lizzie'nin Thames'in buzlu sularında yattığının yazdığını göreceksin ki yatıyordu da. Tabii bu buzlu suların, bir küvette doldurulduğu kısmını yazmayı unutmuş olabilirim.
Creo que lo que hay escrito es que estaba yaciendo en las aguas heladas del Támesis, lo que es verdad, aunque he omitido mencionar que dichas aguas habían sido vertidas en una bañera.
Ama paranın tamamını Tank'a yatırıyorum, yani düzeltilemeyecek şekilde olsun.
Pero voy a apostar todo en Tank aquí así no parece un arreglo.
Terörü kınarken, teröristleri öven bir programa gizlice yatırım yapan bir organizasyon o. Mükemmel. Dostum, şu anda sana bakamıyorum bile.
Amigo, no puedo mirarte ahora.
Bazen yatıya kalıyorum. Bilirsin işte, saat geçse ve son treni kaçırdıysam.
A veces me quedo, si se hace tarde, y me pierdo el último tren.
Fırsatı kaçırmış olabilirsin, Frank. Yatırım için iyi bir zaman olduğunu sanmıyorum.
No creo que funcione, no es el mejor momento para invertir.
Paramı beyaz çocuğa yatırıyorum.
Mi dinero al chico blanco.
Şirketin yatırımlarını koruyorum. Gelirleri artırmaya çalışıyorum.
Protegiendo los bienes de la compañía, aumentando el patrimonio de nuestros accionistas.
Evet, paramı senin tahminine yatırıyorum.
Yo apuesto por todo lo anterior.
Ama iyi bir yatırım planlıyorum.
Pero me conformo con una buena inversión.
Dedektif Caine, sanıyorum güneş gözlüklerine yatırım yapacakmışsın?
Detective Caine, ¿ pensé que iba a invertir en un par de lentes de sol?
Daha büyük bir iş yeri ve kaliteli bir yaşama doğru yatırım yapıyorum, Hank.
Estoy invirtiendo hacia un negocio más grande y una mejor vida, Hank.
Geç oldu, ben yatıyorum.
Bien, es tarde, voy a dormir.
Sanıyorum House parasını kansere yatırdı.
Sospecho que House apostó al cáncer. Gracias.
Kazandığım herşeyi, bir başka şehre yatırıyorum,
Todo lo que gano lo reinvierto en otras comunidades.
İş hayatımda 3 yıldır, ikimiz için yatırım yapıyorum.
He invertido tres años en mi trabajo por nuestra vida en común
Garantili, karlı özel bir yatırım yapıyorum.
Estoy haciendo algunas inversiones privadas con ganancias garantizadas.
Paramı Pam'e yatırıyorum.
- Apuesto por Pam.
Geç oldu, ben yatıyorum.
Ok, es tarde, voy a dormir.
Neden bittiğini söylemedi, Fakat paramı kırık bir kalçanın üstüne yatırıyorum.
No me ha dicho por qué ha terminado pero apuesto por una cadera rota.
Onlarla işin bitene kadar bekliyorum, sonra da üzerlerine çullanıyorum omzumda ağlıyorlar sonra da yatıyoruz.
Espero hasta que termines con ellas, y luego me meto les doy un hombro en el que puedan llorar, y luego tenemos sexo.
Sadece bubba daha zeki olabilirdi eğer olsaydı beyni medyaya parmak gösteriyorum yatıp Wikipedia takıIıyorum, terk ettim doğum gününde kızı çünkü bana ihtiyacı varmış gibi takılıyordu
* Igual que Bubba sería más inteligente si tan sólo tuviera un cerebro * * Le muestro el dedo a los medios * * le miento a Wikipedia, dejé a una chica en su cumpleaños * * porque estaba actuando como una desesperada *
Paramı "başka biri" ne yatırıyorum.
Mi dinero está en alguien completamente distinto.
Daha önce kimsenin beni yatağa yatırdığını hatırlamıyorum.
No recuerdo que nadie me hubiese arropado en la cama antes.
Gelişen ülkelere yatırım getirmek için uluslararası emlak piyasasındaki bağlantılarımı kullanıyorum, örneğin Doğu Avrupa'dakiler gibi.
Uso los contactos de mis negocios en bienes de raíces internacionales para traer inversiones para el desarrollo de naciones, como las de Europa del Este.
Bunu dediğim için nefret edeceksin ama paramı deliliğe yatırıyorum.
Me vas a odiar por lo que voy a decir, pero están locos.
Yatıştırıcı alıyorum çünkü pisliğin tekiyim.
Uso crema hemorroidal porque soy como un grano en el trasero.