Yegenim Çeviri İspanyolca
2,111 parallel translation
- O benim yeğenim.
Es mi sobrina.
- Anlıyorum yeğenim.
Puedo conseguirte una sobrina mejor.
- Benim yeğenim olur.
Ella es mi sobrina.
- O benim gerçekten yeğenim.
Mira, realmente soy su tío.
Yeğenim nerede?
¿ Y dónde está mi sobrina?
Ah Gildas, keşke bir erkek yeğenim olsaydı. Ona ejder avcılığının incelikli ilkelerini öğretebilirdim.
Gildas, si al menos tuviera un sobrino... deberia enseñate los princípios básicos de la caza de los dragones.
Evet, güzel yeğenim.
Sí, linda.
Yeğenim haddini bilecektir. Sizi temin ederim.
Mi sobrino respetará tus fronteras, te lo aseguro.
Yeğenim.
Mi sobrino.
- Yeğenim! - Merhaba.
¡ Mi sobrino!
Bilmiyorum ama yeğenim ellerinde.
No lo se. Pero ellos tienen a a mi sobrino.
Yeğenim evet.
- Mi sobrina, sí.
Bu benim yeğenim Chacha.
Esa es mi sobrina, Chacha.
Evet. Yeğenim imzalı resmini istedi.
Mi sobrino quería un autógrafo.
Bu yeğenim, Michael.
Este es mi sobrino, Michael.
Yeğenim aradı. Bu uzun sürdü.
Hablé mucho por teléfono con mi sobrina.
Yeğenim, İmparator,.. ... hemen bir zafer istiyor.
Mi sobrino, el Emperador, desea una victoria rápida.
Yeğenim Marianne'i yarın için akşam yemeğine davet ettim.
Mañana a la noche, he invitado a mi sobrina, Marianne, a cenar.
Yeğenim annem nerede diye soruyordu. Annie'nin nişanlısı şoktaydı. Kızla ilgilenecek durumda değildi.
Mi sobrinita preguntaba dónde estaba su mamá, y su novio... en tan impresionado que no estaba en condiciones de hacerse cargo de ella.
O benim yeğenim.
Es mi sobrino.
Annem ve küçük yeğenim alevler içinde öldü. Bu keder, ilerlemiş frengiyle de birleşip Craig'in ön lobuna muazzam bir basınç yaptı ve onu delirtti.
Mi madre y mi sobrinito murieron en ese incendio y el dolor, junto con las etapas avanzadas de la sífilis que crearon una enorme presión en el lóbulo frontal de Craig lo volvieron loco.
- Yeğenim.
- Sobrino.
J.T. benim yeğenim. Tamam mı?
J.T. es mi sobrino.
Yeğenim kuzenlerimden birini sikmek zorunda kaldı.
Mi sobrina tuvo que cogerse a uno de mis primos.
Bu benim yeğenim.
Se trata de mi sobrina.
Benim yeğenim, ailem.
Ella es mi sobrina, es mi familia.
Yeğenim değil.
No es mi sobrina.
Clifton benim yeğenim.
Clifton es mi sobrino.
O benim yeğenim değil.
No es mi sobrina
Erkencisin, yeğenim.
Llegas temprano, sobrino.
Her şey yolunda mı, sevgili yeğenim?
¿ Está todo bien, querido sobrino?
Gerçekten komik. Benim yeğenim yok.
No tengo sobrino.
Peyton Manning pijaması giymiş, on bir yaşındaki yeğenim gibi.
Como mi sobrino de 11 años en sus pijamas de Peyton Manning.
Hayır, yeğenim için. Altısına giriyor.
No, mi sobrina, cumple seis años.
Yeğenim, Bucky.
Es mi sobrinito, Bucky.
O, benim yeğenim.
Él es mi sobrino.
Yeğenim hastaydı ve sen de çok yorgundun.
Mi sobrina estaba enferma. Y estabas tan cansado, no quería despertarte.
Rahl kaleye, Pirion Takımyıldızı tam dizilimini gerçekleştirdiğinde varacak. Geldiğinde de yeğenim göğsüne hançeri saplayacaktı.
Cuando la constelación de Pirion logre la alineación total Rahl llegará a la Torre donde mi sobrino lo hubiera recibido con una daga en el pecho.
Bir yeğenim var.
Yo tengo un sobrino, que...
Bu yeğenim...
Un sobrino que...
Seni yeğenim Roxanne'le tanıştırmalıyım.
Debo presentarte a mi sobrina Roxanne.
Yeğenim üniversite masraflarını ödemek için daha yeni bahriyelilere katılmıştı, ama bu da komik.
Mi sobrino ingresó a la marina para tratar de pagar la universidad pero eso es divertido.
Leonard, yeğenim için karikatür kitabı alır mısın?
Leonard, ¿ podrías traerme cuentos para el cumpleaños de mi sobrino?
Yeğenim için buna ne dersin?
Este, ¿ qué tal para mi sobrino?
Yeğenim Patrick'e verdim.
Se lo regalé a mi sobrino Patrick.
Yeğenim de.
También estaba mi sobrino.
Bu yeğenim Jake. Selam, Jake.
- Él es Jake, mi sobrino.
Yeğenim beni buna alıştırdı.
Mi sobrino me hizo probarlo. - ¿ Quieres un poco?
Ortaokulda okuyan bir yeğenim var.
Tengo un sobrino en secundaria.
Bütün isteğim yeğenim için en iyisi.
Todo lo que quiero es lo que es mejor para mi sobrino.
Cesaret, yeğenim.
Ten coraje, sobrino.