Yolla Çeviri İspanyolca
4,318 parallel translation
Dr. Cooper şurup yazıp yolla demişti.
El Dr. Cooper dijo que la mandara a casa con esto.
Bunu mantıklı bir yolla çözmek için yeterince zaman var.
Tenemos tiempo para hacer esto de una forma inteligente.
Ike Evans'tan sana. Yani zorlu bir yolla Ben Diamond'ın iş ortağına.
Así que de Ike Evans a ti, a través de una ruta tortuosa al socio de Ben Diamond.
Ben istediğim bilgiyi genellikle bu yolla almam.
No es así como normalmente consigo la información.
54,6 milyon gelecek olan miktar göz önüne alındığında,... Bay Bishop'dan 42,6 milyon,... ve garip bir şekilde kârlı Bay Sweeney'den,... 45,3 milyon,... yıl sonuna kadar bu yolla gidersek 133 milyon kâra geçeriz.
Dados los 54,6 millones los 42,6 millones del Sr. Bishop y la extraña rentabilidad del Sr. Sweeney de 45,3 millones, estamos en camino hacia fin de año con 133 millones a favor.
- Aramak için buraya yolla.
Envíelos para que lo busquen.
Oğlunla tekrar bir araya geleceksin ve bu hiç beklemediğin bir yolla olacak.
Te reunirás con tu hijo y sucederá de una manera inesperada.
Beynin sağ ve sol kısımlarının arasındaki bağlantı cerrahi yolla koparılır.
Consiste en separar quirúrgicamente el lado izquierdo del cerebro de lado derecho.
VD ( Venereal disease : cinsel yolla bulaşan hastalık ) değil mi?
Es una enfermedad venérea, ¿ verdad?
Büyük ihtimalle, o da söylediklerine bu yolla ulaştı. Ama cinayet işlemiş ve hatta teröristlere yardım etmek suçundan sabıkalı.
Esta vez tuvo suerte... pero es un criminal que cometió asesinatos y apoyó el terrorismo.
Çünkü Birleşik Devletler'e yasadışı yolla geri geldi.
Porque ha vuelto a los Estados Unidos ilegalmente.
Symchay'den yardım istedi ama Symchay ona, ülkeye yasadışı yolla girdiği için yapabileceği hiçbir şey olmadığını söyledi.
Y le pidió ayuda a Symchay, pero Symchay le dijo que no había nada que pudiera hacer por él mientras estuviera ilegal en el país.
Sanırım bunu eski yolla yapacağız.
Supongo que tendremos que hacer esto de la manera usual.
- Geri yolla onu. Hemen.
- Haz que regrese de inmediato.
- Bir tane daha yolla.
- Una más.
- Yolla bakalım.
- Dispara.
Bildiğinden çok daha fazla yolla seni koruyor.
Te está protegiendo de más formas de las que te imaginas.
Yani kendini başka bir yolla öldürdü.
Se suicidó de otra manera.
Kontrol et, çöktür, kirliyse geri yolla düzgünse pompala.
Lo revisas, le haces prueba de revenimiento lo devuelves si está malo y lo bombeas si está bien. Es todo.
Şimdi bana Cassidy'nin numarasını yolla lütfen.
Búscame el teléfono de Cassidy, por favor.
Belli bir yolla büyütüldüğünü biliyorum. Biliyorsun, senin hiçbir suçun olmadan tabii ki. Ve umuyorum ki sana etik ve stil ve asla öğrenme şansı bulamadığın şeyleri öğretmeyi çok isterim.
Solo tengo que decir que sé que has sido criada, bueno, de una cierta manera, sabes, aunque no es tu culpa, y me encantaría ayudarte a enseñarte etiqueta y estilo y todas las otras cosas que nunca has podido aprender.
- O güzel kıçın hakkında. Resim yolla.
Mándame una foto.
Bu bittiğinde bana bırakılan tek yolla kaçmaya çalışacağım.
Una vez hecho esto, Estoy a punto de escapar el único camino que queda.
Tek bildiğim yolla duygularımı ifade ediyordum.
Solo estaba expresando mis sentimientos de la única manera que sabía.
# Yataklarımızı topladık Dişlerimizi fırçaladık # # Hem de ortalığı hiç dökmeden Şimdi bizi uyumaya yolla anneciğimiz #
* Hemos hecho la cama, nos hemos lavado los dientes * * sin armar ningún jaleo. *
# Rüyalarımıza yolla # # Yarın, yeni ümitlerin Olacağı yeni bir gün #
* Ahora, mándanos a la cama, querida madre * * mándanos a dormir * * mañana será otro día lleno de cosas mil. *
Biliyorum. "Yolla" ve "Gün" çok uyumsuz, söz üşengeciyim.
Lo sé. "Dormir" y "mil". Riman regular.
Kocamı ve oğlumu aynı sizin gibi vahşi ve anlamsız vahşi ve anlamsız yolla kaybettim.
Perdí a mi esposo y mi hijo... de una manera similar, brutal y sin sentido.
- Kuru temizleme faturasını bana yolla.
Yo... mándame... la factura de la tintorería. - Yo lo pagaré.
Yasadışı yolla ilaç alan bir tek o olmayacak.
No sería la primera que toma medicamentos ilegalmente.
Bana bir iyilik yap da telefonunu ve cüzdanını yolla lütfen.
Hágame el favor de tirarme el teléfono y la cartera, por favor.
Kemikler sesi kulağa iki yolla iletirler.
Los huesos ayudan a canalizar el sonido en el oído a través de dos mecanismos.
Enerji aynı yolla basit bir pilde ve yakıt hücresinde de depolanır.
Y esta es la misma forma en que la energía es almacenada en una simple batería o en una celda de combustible.
Sadece canlılar bu şifreleme ve bilgiyi bu yolla iletme yeteneğine sahiptirler.
Sólo los seres vivos tienen la capacidad de codificar y transmitir la información de esta manera.
Kendimizi buraya soktuğumuz yolla.Temaslar?
- Del mismo modo en que nos he metido aquí. - ¿ Contactos?
Bu yolla hepinizin bir şansı var.
De esta manera, todos tenéis una oportunidad.
Benden bi'öpücük yolla.
Dale un beso de mi parte.
İngiltere'de konuşma yapacaktım ve kekeleme sorunumu çok acayip bir yolla çözdüm.
Tengo que entregar un discurso a Inglaterra y superé mi tartamudez a través de una forma rara.
Horace, şu dalgayı elinden bırak da üç bira daha yolla bize!
¡ Horace, sácate esa salchicha de tu mano y danos tres cervezas más!
Bunu bildiğim tek yolla sona erdirmeye niyetliyim.
Y pienso acabarlo del único modo que puedo.
Çünkü belki bu yolla bir adam ve bir ip dışında kendilerine bir yol bulabilirler.
Porque quizás así podrían encontrar una manera de salir de esto que no involucre a un hombre y una cuerda.
Bu yolla amaçlarını gerçekleştirmezler.
Nunca disfrazarian sus propósitos de esta manera.
# Bu yüzden ışığını yolla üzerime # # Balkonundan aşağıya # # Ya beni şaşırtacaksın #
* así que ilumíname * * desde tu balcón * * me mandaste al diablo * * y me encontrarás aullando *
Ekibim virüsümüzün birçok yolla yayılabileceği konusuna iyimser bakıyor. Yemek yoluyla, vajinal ve anal olmak üzere çiftleşme yoluyla ve elbette her zaman popüler olan enjeksiyon yoluyla.
Mi equipo es prudentemente optimista de que nuestro virus puede propagarse de varias maneras por ingestión, por copulación, tanto vaginal como anal y, por supuesto, la vieja y confiable...
Psikolojik ve fizyolojik dürtü, arzu hastalığın ya da virüsün cinsel yolla bulaşımı ve benzeri şeyler.
Estimulación psicológica y fisiológica, deseo la transmisión sexual de enfermedades o virus y demás.
Bu yolla hepinizin bir sansi var.
De este modo, todos tienen una oportunidad.
Dolaylı ve cazip bir yolla evet.
En cierta indirecta y muy encantadora manera, sí.
Bir ara bana bir e-mail ya da kart yolla, olur mu?
¿ Por qué no me enviaste nunca un e-mail o una postal?
"Karın kaslarının fotoğrafını yolla" diyorum, onlar da bunu yapıyorlar.
"Mándame tu abdomen" y ellos lo hacen.
Onları harekete geçirmek için en hızlı adamını yolla.
Creo que ya habido bastante excitación para mí durante esta noche.
Neden bunu barışçıl bir yolla halledemediniz?
¿ No podían haber llevado todo esto de forma amistosa?