English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yorsun

Yorsun Çeviri İspanyolca

341,495 parallel translation
Ama sen de şimdi hepimizi tehlikeye atıyorsun.
Pero ahora nos estás poniendo a todos en peligro.
Ve sen hayatını insanları eğlendirmek için kendini kilitleyerek kazanıyorsun.
Y tú te ganas la vida encerrándote para entretener a la gente.
Ruhlara inandığını biliyorum, inanıyorsun, değil mi?
Y sé que eres un espiritualista, así que crees, ¿ verdad?
- Beni kandırmaya çalışıyorsun.
- Estás jugando conmigo.
Bunları bana neden anlatıyorsun?
¿ Por qué me cuentas esto?
Ne arıyorsun?
¿ Qué estás buscando?
Üzgünüm, onlar geri gelene kadar burada kalıyorsun.
Lo siento. Hasta que regresen, tendrás que quedarte aquí.
- Tanrım, şaka yapıyorsun!
Oh, Dios mío. Estás bromeando.
- Ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo?
Neden arıyorsun? Bir şeyler kötü mü gitti?
¿ Por qué estás llamando?
Pekâlâ, kaç ünite alıyorsun?
Bien, ¿ cuántas unidades recibes?
Bu adamı koç olarak kullanıyorsun.
Lo usas como tú entrenador.
Sadece sen beni tanıyorsun.
Sólo tú me conoces.
Bununla nereye varmaya çalışıyorsun?
¿ Qué quieres lograr con todo esto?
Ne demek istediğimi anlıyorsun.
¿ Sabes de qué estoy hablando?
Şimdi ne yapmayı planlıyorsun?
¿ Qué prevés en este momento?
Hakiki Tarihi sarsma amacıyla propaganda üretmek ve bulundurmaktan ötürü suçlanıyorsun.
- Soy yo. Se le acusa de producir y poseer propaganda destinada a socavar la Verdadera Historia.
Ne yapıyorsun sen ya? !
¡ ¿ Qué estás haciendo?
Sen... Sen gerçekten- - Bunu gerçekten yapıyorsun.
Tú... de verdad... de verdad estás haciendo esto.
Bana henüz tam manasıyla güvenmiyorlar bu yüzden onların iradesiyle gelip beni mi sınıyorsun diye kontrol ettim.
Aún no confían en mí, no del todo, tenía que asegurarme de que no estuvieras bajo su control
Onlar için çalışmıyorsun yani?
¿ No estás trabajando para ellos?
İsteseydim o kapıdan çıkamaz mıydım sanıyorsun?
¿ No crees que podría atravesar una puerta si quisiera?
Isınıyorsun, parmak uçlarım karıncalanıyor.
Te estás acercando. Lo siento.
- Yanıyorsun.
¡ Hirviendo!
Alev alev yanıyorsun yahu, resmen "caliente" oldun.
Estás que arde, literalmente que ardes, estás on fire.
O zaman bize niye katlanıyorsun ki?
¿ Por qué nos soportas entonces?
Dikkat et. - Ne yapıyorsun?
Cuidado. ¿ Qué estás haciendo?
Şey... Bunu bazen yapıyorsun.
Pienso que a veces sí.
Ne yapıyorsun?
¿ Qué haces aquí?
Ne yapıyorsun?
¿ Qué está haciendo?
Gideceğin nihai bir yer mevcut geçeceğin nihai bir eşik mevcut göreceğin nihai bir manzara ve atacağın her adımda bu âna daha çok yaklaşıyorsun.
Hay un último lugar al que irás una última puerta por la que pasarás una última vista que admirarás y cada paso que das, te deja más cerca.
Sen ne yapıyorsun peki?
¿ Qué estás haciendo?
- Ne yapıyorsun?
- ¿ Qué estás haciendo?
Niye ellerini öyle havaya kaldırarak zıplıyorsun?
¿ Por qué saltas con tus manos en el aire así?
Şu arabayı kenara çekip seni atmak vardı da Penny benden ayrılırsa elimde bir sen kalıyorsun.
Detendría este auto y te echaría a patadas, pero... si Penny me bota, eres todo lo que tengo.
Sen buraya imzanı, buraya da tarihi atıyorsun.
Genial, entonces. Toma. Tú firmas aquí, fecha aquí.
Bana efendim demek zorunda değilsin Major, burada çalışmıyorsun.
No hace falta que me llames señor, Major, no trabajas aquí.
B planını harekete geçirdiğimi mi sanıyorsun?
¿ Crees que yo he puesto el plan B en marcha?
Bunu neden yapıyorsun?
¿ Por qué hacéis esto?
Kör olduğunu düşmanlarının bilmesini istemiyorsun tamam da Bill'den niye saklıyorsun ki?
Entonces estás ciego y no quieres que tus enemigos lo sepan. Lo entiendo. Pero ¿ por qué tiene que ser un secreto para Bill?
- Bizden kurtulmaya mı çalışıyorsun?
- ¿ Intentas deshacerte de nosotros?
Bunu nasıl yapıyorsun?
- ¿ Qué es esto? ¿ Cómo lo haces?
Kusura bakma ama saçmalıyorsun.
Disculpa, pero no tiene sentido.
Ne yapıyorsun?
ARCHIVO DE MEMORIA SUBIENDO ¿ Qué estás haciendo?
Sen ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo? Fuego.
Nardole, ne yapıyorsun?
Nardole, ¿ qué demonios estás haciendo?
Anlamıyorsun. Bu yaratık tehlike arz etmiyor.
¡ La criatura no es una amenaza!
Bunu mu arıyorsun?
¿ Buscaba esto?
Yaşamak için ne iş yapıyorsun?
¿ Cómo te ganas la vida?
Burada ne arıyorsun?
¿ Qué estáis haciendo aquí? ¿ Tú qué crees?
Ne yapıyorsun?
¿ Qué haces?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]