Yoğunum Çeviri İspanyolca
420 parallel translation
- Üzgünüm, çok yoğunum.
Estoy muy ocupado.
Korkarım şu an çok yoğunum.
Me temo que estoy bastante ocupado.
Şu an oldukça yoğunum.
Estoy muy ocupado.
- Bu akşam çok yoğunum. - Yoksa yeni bir tasarı mı var?
- Estaré muy ocupado esta noche.
Duygusal olarak çok yoğunum, tıpkı Reader's Digest gibi.
Muy sensatamente condensada como en Reader's Digest.
Aslında bu hafta çok yoğunum.
Tengo la semana cargada de trabajo.
Bunu seninle konuşmuştuk. Son zamanlarda çok yoğunum.
Ya te lo dije, he estado ocupado.
Benim öğretmeye vaktim yok, dışişleri ve diğer meselelerle çok yoğunum.
No tengo tiempo de enseñar, estoy ocupado con asuntos foráneos y otras situaciones.
Bu sabah oldukça yoğunum ama öğleden sonra uygun.
Esta mañana estoy muy ocupado, pero por la tarde tendré tiempo.
Çok yoğunum.
Me mantiene muy ocupada.
Bugün çok yoğunum. Başka bir gün. Zaten sık sık yolumuz kesişiyor.
Otra vez será, nos cruzamos a menudo.
Aslında bugün ben de yoğunum.
En realidad, hoy estoy ocupado también.
Çok yoğunum.
Estoy sofocado.
Bunu anlatınca büroda kimse inanmayacak ama... son derece yoğunum.
Nadie lo va a creer en la oficina... pero tengo un programa muy ajustado.
Çok naziksiniz. Ama bu aralar çok yoğunum.
Es usted muy amable, pero estoy... muy ocupado.
Bugün çok yoğunum.
Tengo mucho trabajo.
Sorun şu ki, korkunç bir şekilde yoğunum.
El problema es que estoy terriblemente ocupado.
Geç oldu. Yarın da çok yoğunum.
Ya es tarde y yo también trabajo mañana.
Ama okul başladığı için çok yoğunum.
Pero ha empezado la escuela y estoy ocupada.
Bugün yoğunum.
Estoy muy ocupada.
Çok yoğunum.
Estoy muy ocupado.
Çok yoğunum.
- Mucho.
Başlayalım mı? Gerçekten çok yoğunum.
Tengo poco tiempo, así que comencemos.
Bak.Çok yoğunum zaten..
Escuche.
Bu hafta çok yoğunum. Sana yazdım. Mektubum ulaşmış olmalı...
Tengo la semana ocupada, pero la carta seguro que habrá llegado.
Ben çok yoğunum, biliyor musunuz?
¿ Estás algo nervioso, te das cuenta?
Bu aralar çok yoğunum.
Tengo mucho trabajo en este momento.
Bakın Müfettiş Bey, inanın şu sıralar çok yoğunum. Hatta yerime telefona bakmasını bir müşteriden rica ediyorum.
Mire, inspector, le aseguro que a veces estoy ocupado... y pido a algún cliente que responda por mí.
Görüyorsunuz, çok yoğunum.
No. Como ve, estoy muy ocupado.
Önceleri futbol maçlarını severdim, Ama şimdi, yoğunum.
Me gusta el fútbol, pero ahora estoy ocupado.
Çok yoğunum.
He estado muy ocupada.
- Sorun değil. Biraz yoğunum da.
Acepté demasiados compromisos.
Bugün biraz yoğunum, sanırım gelemeyeceğim.
Siento como que me voy a enfermar.
Bu sabah yoğunum, en başarılı travma doktorum gelmedi.
Estoy muy ocupado esta mañana. Mi jefe no ha aparecido.
Ben gerçekten çok yoğunum ve...
y...
- Kesinlikle. Şu an gerçekten epey yoğunum.
Estoy muy ocupado.
Kusura bakmayın, ama bugün çok yoğunum.
Con su permiso, tengo un día muy ocupado.
Biliyorum ama inanılmaz derecede yoğunum.
Sé pero estoy demasiado ocupado, no puedo traerlos.
Yarın yoğunum.
Estoy ocupado.
- Hayır, çok, çok yoğunum.
- No, estoy muy, muy ocupada.
Biraz yoğunum.
Estoy un poco complicada.
Ne? - Biraz yoğunum.
- Estoy complicada.
Burada gerçekten yoğunum.
Estoy muy ocupada.
Çok yoğunum.
Estoy ocupado.
Çok naziksiniz ancak çok yoğunum.
Muy gentil, pero estoy bastante ocupado.
Doug olmadığı için biraz yoğunum.
Sin Doug aquí, esto está bastante liado.
Yoğunum.
Estoy ocupado.
Şu aralar işte çok yoğunum.
Estoy muy ocupada en el almacen.
- Yoğunum.
- Estoy ocupado.
Bak, çok yoğunum zaten..
Estoy muy ocupada y...
Bu sabah çok yoğunum, hastanede olmam gerekiyor.
Tengo mucho qué hacer, debo estar en el hospital.