Yukiko Çeviri İspanyolca
186 parallel translation
YUKIKO TODOROKI
Sayo, la hija de Murai : YUKIKO TODOROKI
- Git Yukiko'yu uyandır, lütfen.
- Ve y a despierta a Yukiko, por favor.
Yukiko!
¡ Yukiko!
Benim evde kalıp Yukiko'ya ingilizce öğretebilir.
Se quedó en mi casa y enseñó inglés a Yukiko.
Tsutomu'nun Yukiko'ya öğretmenlik yapmasını neden kabul ettin?
¿ Por qué permites que Tsutomu sea tutor de Yukiko?
Tsutomu, güya gelip Yukiko'ya ders verecektin.
Tsutomu, se suponía que venías a enseñar a Yukiko.
Yukiko, bak!
Yukiko, ¡ mira!
Yukiko için bebek aldım.
Compré una muñeca para Yukiko.
Yukiko, öğretmenini herkesle paylaşmalısın.
Yukiko, comparte a tu profesor con alguien
Yukiko sana bir şey sormak istiyor.
Yukiko quiere preguntarte algo.
- Yukiko nerede?
- ¿ Dónde está Yukiko?
Bayan Osaki? Banyodan sonra yatağa girdiğinden emin olun.
Osaki, que Yukiko se acueste tan pronto se haya bañado.
- Oh, onunla mı geldi?
- ¿ Ha vuelto con Yukiko? Estate quieta.
Tam da düşündüğümüz gibi intihara kalkıştı.
- Yukiko intentó suicidarse. - ¿ En serio?
Yukiko'ya yarasını deşecek sorular sormadım henüz.
Ahora no es capaz de sobreponerse, ni atiende a razones. No sé qué hacer.
- Teşekkür ederim. Yukiko için çok endişelendim, çok gerginim.
He estado tan preocupada por Yukiko que tengo las cervicales molidas.
Yukiko, sana Dr Matoba'yı tanıtmama izin ver, kendisi Geyşa Loncası için çalışıyor.
Yukiko, este caballero es el Dr. Matoba. El médico que atiende a las chicas.
Yukiko nasıl?
- ¿ Qué? ¿ Cómo está?
Benim terkedip gidemezsin hele Yukiko'nun durumu ortadayken.
No te vayas a Tokio, por favor. Con Yukiko en ese estado, ¿ qué haría yo?
Yukiko, burada senlik bir şey yok.
- Yukiko, éste no es lugar para ti. Vete a tu cuarto ahora mismo.
- Yukiko'nun sorununun ne olduğunu anladım.
- Ya sé qué le ocurre a tu hija. - ¿ Lo has averiguado?
İntiharının sebebi senin mesleğin.
Oye, si Yukiko intentó suicidarse fue por este negocio.
İşimin, Yukiko'nun durumuyla bir ilgisi olduğunu mu sanıyorsun?
Yukiko no tiene nada que ver con la prostitución.
Yukiko?
Yukiko, Yukiko.
Yukiko doktora ne söyledin?
Yukiko, ¿ qué le has dicho al Dr. Matoba?
Katlanamıyorum buna. Yukiko bu ev sayesinde ailemiz ün sahibi oldu.
Yukiko, cuando hablamos de esta casa, es bien sabido que nadie ignora que poseo un linaje ilustre.
Dinle beni, Yukiko... bu çatı altında yaşayan ve... ailesine, kardeşlerine bakmak zorunda olan on beş kız var.
Escucha, Yukiko. Ahora mismo, aquí trabajan cerca de quince personas y todas y cada una de ellas tienen parientes y hermanos.
Günaydın küçük hanım Yukiko.
- Buenos días. - Buenos días, Yukiko.
Günaydın hanımefendi.
Buenos días. Buenos días, Yukiko.
- Küçük hanım anneniz döndü.
- Yukiko, tu madre ya está aquí.
- Yukiko'nun tarafında mısın sen?
¿ Ahora te pones de parte de Yukiko?
Yukiko ile çok vakit geçirir oldun.
- Porque sí. - ¿ Has estado saliendo con Yukiko. - ¿ Qué quieres decir?
Yukiko neredeydin?
¿ Qué ocurre? - ¿ Dónde estabas, Yukiko?
Yukiko Tokyo'ya dönmek istiyorsan, tek başına dönmelisin.
Yukiko, escucha, si quieres volver a Tokio, ve tú sola.
Hayır, bana diyeceğin bir şey varsa, Yukiko'nun yanında söyle.
Vamos a otro sitio. No, te escucharé aquí, delante de Yukiko.
- Çok iyi anladım!
- y ahora con Yukiko... - Sí, ya lo sé.
Yukiko'yu ayarttın, şimdi de beraber Tokyo'ya gideceksiniz!
Antes os he oído. No has parado hasta conseguir seducirla
Ama gözlerin Yukiko'dan başkasını görmüyor. Beni umursamıyorsun.
Y, ahora, has puesto los ojos en Yukiko y me he visto reflejada en ella.
Yanılıyorsun. Yukiko'ya aşığım ben.
Escúchame, me he enamorado de Yukiko.
Yukiko mutlu olursa, sende olursun sanmıştım.
Si Yukiko es feliz, tú deberías alegrarte.
Yukiko'nun buradan ne kadar tiksindiğini ve buradan gitmek istediğini bilemezsin. Yeter!
No sabes cómo detesta esta casa y hasta qué punto quiere irse...
Demek onu benden çalmak istiyorsun? Hele bir dene.
Yukiko, quieres arrebatármelo.
Yukiko, duygusal çöküşünden sonra seni mutlu edecek bir koca bulmaya çalıştım.
- Desagradecida. Yukiko, cuando volviste, te ayudé a superar aquello e iba a buscarte un buen hombre
- Kızından.
- De Yukiko.
Durumu nasıl doktor?
Doctor, ¿ cómo está Yukiko?
- Kızım nerede?
- ¿ No está Yukiko?
Yukiko... benimle gel.
Yukiko, ven tú también.
Yukiko benim kızım.
Yukiko es mi hija.
Yukiko ile Tokyo'ya gidiyorum.
Me voy con Yukiko a Tokio.
Böylece Yukiko, benden hoşnut olacaktı.
Creía que Yukiko se alegraría.
Yukiko?
Yukiko.